Kumarbaz milletiz vesselam! Ne çıkarsa bahtımıza1 (1)

sALı,~2e Ağustos 1997

Kumarbaz milletiz vesselam!

im

Ne çıkarsabahtımıza! (1)

lLlN ilk yedi buçuk

aylık döneminde,
necip Türk milletinin, şans oyunları
na, yani kumara, 106 trilyon lira yatırdığını öğrenince, hiç şaşırrnadım.

Kumara düşkünüzdür vesselâm…

Bu hızla gidersek, yıl sonunda, 200 trilyon olur.

*ik*

Dünya tarihinin en büyük kumar örgütçüsü, Yunan asıllı Nick
the Greek’in, hem müstakbel
(potansiyel), hem müptezel (kronik) kumarcılara üç altın tavsiyesi
vardır.

Sebep yokken kumara
Başlamak hıyarlık, sebep
yokken bırakmak hıyaroğluhıyarlıktır. ı

. Kerizi parasından ayırmak
sevaptır. l

Fazla iyimser olmayın,

benden de duymuş olmayın, kumarı sâdece oynatan kazanır.

Doğru… Spor-toto, milli piyango, kazı-kazan, sayısal loto, at
yarışı derken, oluşan cironun %
70’i dolaylı vergi olarak devlete,
% 30’u kumarcıya gidiyor.

Neyse, hayırlı işlere gidiyor hiç
değilse…

Savunmaya, eğitime, maliyeye…

Gen’ geliyor mu, o ayrı mesele…
Kerizi parasından ayırmak sevaptır.

***k

Günlük ekonomik hayatımızda
“kumarbaz” nıhluyıız… _

Olabilir. Geçim derdi… Ya çıkarsa?

Siyasi hayatımızda da öyle…

“Bir basıp üç almak” sevc_l_alısı cumhurbaşkanları gördük.
Uçün birini aldı.

“Erken seçim” isteyenlerimiz var. Babasının mirasını,
evlâdının nafakasını yiyip bitirecek… ‘

“Babaya güven, gerisini
merak etme sen!” diye, gül gibi başbakanlığı bırakıp Fransız faşisti, Müslüman düşmanı Le Pen’e eli mahkûm kalanları gördük.

Bütün malvarlığının muhterem
eşinin üzerine kayıtlı olduğunu

~-K.RTlİ-SAN~”FİŞEK

öğrenince, nuru, saçının
sarısı, güzelliğinin tamamı kaçan
muhteris kumarbazları da gör

Anlatamıyonız bir türlü…

Kumar “ictimâi ve siyasi
sefal “in başlangıcıdır.

Kumarda tek kişi kazanır.

Oynayan değil, oynatan…

Bürokrasi kazandı. Daimi
ordu kazandı. Siyasi polis
kazandı.

Yani, bonapartist devletin
bütün temel unsurlan kazandı. ‘

Kim kaybetti, siz söyleyin…

***k

Yazının devamı perşembeye
kalacak gibi…

Onun için “kumar” tarihini
yazıyorum yeniden…

İlk başta “barbutun babası”
vardı. Yemek için, karın doyurmak için öldürdüğümüz hayvanların münasip yerlerindeki kemikleri alır, aşık atardık.

Sonra at koşturmaya başladık. * ”

Orta Asya’dan başlayan uzun yolculuk boyunca, önce kahrımızı çeken bu hayvancağızların sırtına
“binici” denilen kişileri oturttuk,
“Koşsana lan!” deyip kırbacı
verdik. Sonra da, “Hangimizinki
daha hızlı?” diye iddiaya tutuştuk. ‘ ‘

Derken, kâğıt oyunları, Osmanlı’daki yabancı bankalann altınlı-dövizli çekilişleri, tayyarevpiyangoları, totolar, “lotolar, lotaryalar, tek kollu haydutlar çıktı ortaya… Birini bırakıp öbürüne
başlamadık. Hepsine birden dadandık. Yani, hayatımız kumar
oldu. _

Sadece Türkiye’de 250 trilyon
bir sektör…

Bu kadar “kumar meraklı
sı millete, kumar jargonunu iki
gün sonra öğretiriz netekim…