Kovalım, açlarımı mı gelsin?

ı ğ mrrTu-z lwîidzar,

N’aalıer?

O Özer Uçuran Çiller’in,
eşi başbakan olduktan sonra, berber değiştirdiğini;

C Rıfat Serdaroğlu’nun
çocukken traş olduğu ber

Kurthcın FISEK

Kovalım, aclar I mı QBİSİII?,

Iü|’ün hemen sonrasıydı. Ne za
man hükümet değişikliği olsa, anlatrnaktan lpıkmam, sıkılmam… Yüz kere dinleyenleri canlarından bezdirmek,
sıkıntıdan patlatmak pahasına…

Arab’ın biri ağacın altına yatmış,
uyukluyor. Yüzünde muz hevengi gibi
sinekler… Parmağını oynatsa dağılacaklar, ama, bizimkinde

FIKRAYI ilk duyduğumda 12 Ey

“Yoğun usûlsüzlük ve yolsuzluk iddiaları var. Onları inceletmek için ihaleleri iptal ettik…”

Minik bir not… Çankaya sakinimizin
en gözde projesi “hızlı tren”di. Onunla
ilgili çalışmaların da askıya alınmasının
e i kulağında…

Sağlık bakanlığında da tuhaf şeyler
oluyor. Hükümet sözcüsü Yıldırım

Aktuna’nın döne
tık yok… minde iyi-kötü başYoldan geçenler- latılan projeler tekden biri dayanama- rar incelemeye (ve
mış… “Yahu hem- askıya) alındı. Bu
şehrim, elini kıpırdat arada, proje sorumda gitsin bunlar. lusu müsteşar yarSenin halini seyret- -dımcısının tâyini sımekten bana bıkkın- radan bir sağlık
lık, bulantı geldi…” ocağı hekimliğine
“Aptal mıyım?” çıkarıldı.
demiş Arab, “Bunlar Neymiş? Projeler

tok sinek, kovayım
da açları mı gelsin?”
i**

Kimse kimseyi kovmadı, herkes kendiliğinden gitti.
Ama, bakanlıklarda bir sürü anormallik var. Meselâ, Hürriyet’in dünkü
çarpıcı haberiydi. Bir buçuk trilyonluk
ulaştırma bakanlığı ihaleleri iptal edilmiş… Ulaştırma sektörünün tazesi Mehmet Köstepen, üstüne üstlük, selefi Yaşar Topçu’yu üstü örtülü suçlamış…

gözden geçirilecekmiş… Kim yapacakmış bu işi? Bakanın
iki arkadaşı… Biri başdanışman (berber),
öbürü başçavuş emeklisi (müsteşar yardımcısı)…

_ *ir*

DYP’liler geldi, ortalığı hallaç pamuğu gibi attı.

Girişteki fıkrayı hatırlayın, 0 iki bakanlığı yakından izlemeye devam
edin…

“ i tar;

AÇILAN BEYAZŞAYFA!..
BEMBEYAZ; Bıızsev
v ç eozümmuvoız.:

berini müşavir yaptığını;

O 37 yıldır aynı berberde traş olduğumu biliyor

muydunuz?

ANAVATAN PARTİSİ
İNŞALLAH yanılıyo
rumdur, Fehmi Işıklar’ın

milletvekilliğinin düşü
rülmesini engellemek
için başlatılan temaslara
ANAP milletvekilleri
üçer-beşer “by-pass”
yapmaya başlamış…

Hatta, rahmetlinin
peşinden gidip de tornistan eden birisi, “Keşke
öbür on yedisinin de dokunulmazlıkları kaldırılsa!” diye temennide buIunmuş…

1983 genel seçimlerinde “kısmi sivil” göründüğü için ANAP’a oy
veren çoktu. Yiğidin
hakkını verelim, Türkiye’nin sivilleşmesinde
epey rol oynadı.

Ya şimdi? Uç paralık
sandalye dengeleri peşinde koşmak uğruna,
alaturka kurnazlıklar uğruna, “ayak sürçmek”
ayıptır. “12 Eylül’ün icazetlisi” damgasından
külliyen kurtulmanın tek
yolu budur. Haaaaaa!
Az kaldı unutuyordum.
12 Eylül anayasasının
geçici 15’inci maddesinin değişmesinde de aynı kişilerin elleri, ayakları
gerisin geriye gidiyordu.

“T ükürüğünü sakla,
lâzım olur…” (1789

dolaylarında Fransız
tavsiyesi)