Koalisyon ya biter, ya biter!

KURTHAN rişısı(

2 Mart 1994

. ÇARŞAMBA

RKİYEnin hem ekonomisinin, hem
demokrasisinin selâmeti açısından,
bu koalisyonun devam etmesini

“şart” görüyordum. ,_… .
‘ * Y AILAAM!.
‘ _COK DA AĞIR GiBi… Bi v:

iç; DQLLI oıuva Mu…
v-ııııpı M A .’. r.

_Mümtaz hocamın
yorumuna şahsen katılıyorum: “Mesele,
PTT’nin değil, Türkiye’nin T’sinin satılmasıdır. Diyelim, sattık.
Dört yıllık bütçeyi ya
kurtarır, ya kurtarmaz…”

Başanamızın yorumu da fena değil…
“Türbenin değil, doların yeşilini istiyonız…”
Belki doğru, belki yan- lış, ama, en azından ilginç… Memleketi
“yeşertmek”, hem çevreyi kurtarır, hem
ekonomiyi…

Baba fazla karışmıyor bu _işlere… Hesap-kitabında, tıpkı rahmetli Ozal’ınki gibi, “başkanlık sistemi” yoksa, iki arada
bir derede kalmış durumda… En güvendiği yandaşlarından Tevfik Diker (hava paşası), ters çıktı.

“Sivilleşmek zorunda ız… Sayın Doğan Güreş’i hemen emek i edip mill^ müdafaa nâzın yapalım, iş bağlanır, biter…”

Duyduğuma göre, cumbaba çok sinirlenmiş buna… Tevfik paşamı aramış…

“Doğan Paşa’nın adını uluorta konuşmayın… Hiyerarşik ilişkiler içinde_ demo rasinin güvencesidir. Tuğ, tüm, kor,

_<:~ 4 Kalisvon yalıiter, valıiter! or derken, cumgeneral olmayı beklerken, gümgeneral olmuştu Faruk Gürler... Alternatif saklı kalsın..." ***k Bayram değil, seyi ran değil, 29 yıllık › "babam" beni niye "Baba" bu... Hem çocuğunu sever, hem anasını eder. *t* Baba kızını sevmiyor, kızından kurtulmak için koalisyonun bitmesini istiyor. Bya pass geçiren Hüsamettin bey, CHP'nin devamı saydığı SHP'yi sevmiyor, ondan kurtulmak istiyor. Tansu hamfendi Ozer beyfendiyi seviyor, batırdığı bankanın emekli maaşlarını "devlet" (SSK) ödesin istiyor. Mutlu ve Mesut kardeşimiz problemli... Dediğini duydum: "Kendim için enkaz istiyorsam nâmerdim..." Peki, Murat Karayalçın ne istiyor, ne istemiyor? / Kendisi "muhtaç dede" görünümünde olup "herkese himmet eden" SHP ne yapacak.? Koalisyonu onlar bitirecek... Kendileri bittikleri için değil, sandıklardan ve sandıklarından daha fazla oy alıp, "Biz neymişiz be abi?" diyecekleri için... , .. a& AT / BİI' iftar yemeği iki acıklama 'STANBUL Tıp Fakültesi öğrenci yemekhaneşinde verilecek Altıncı Geleneksel Iftar Yemeği'nin dâvetiyesi hakkında yazı yazmıştım. . Iki açıklama geldi. 26 Şubat 1994 Cumartesi günlü Hürriyet'te, Prof.Dr. M. E5'ad Coşan Hocamız'ın bazı sözlerinden hareketle yaptığınız yorum, sözkonusu ifade/eri asıl an/amından çok fark/ı nokta/ara getirmiş bulunuyor. Bunlardan birincisi şu: "Bizim saf ve kıt akıllı ilericilerimizin" ifadesindeki ”ilericilerimizin"in yerini ne hikmetse "idarecilerimizin" almış. ikincisi daha vahim "...harpsiz sulh olmaz; dev/et yeni/ece " biçiminde verdiğiniz ifadenin aslında "devlet" değil, "devler" kelimesi yeralıyor. Seyfi Say İslâm Dergisi Yazı İşleri Müdürü i' i' 'A' Fakülte yönetimi izin vermiş, hatta "Tatlılar da bizden!" diye çömertlik yapmış... Dâvetiyeler neden sonra ellerine geçmiş, dehşete kapılmışlar... Yemek son anda iptal edilmiş... NAHIT MENTEŞE _ TRABZON valisi Kemal Esensoy, Kastamonu valisi Kamil Demircioğlu, Konya valisi İhsan Dede merkeze, yani kızağa alındılardı. Il halkı gösteriler düzenledi, "Valimizi geri isteriz!" diye bağırdılar, çağırdılar, haykırdılar. "Lehlerinde yapılan bir kanunsuz österi ' engellemedikleri için", mereze a ınan valilere senin bakanlığının disiplin kurulu "kınama cezası" verdi. Sicillerine bakıldı, tertemiz çıkınca, ceza "uyan"ya çevrildi. Senin o bakanlığına bayılıyorum... "Kanunsuz toplantı ve gösteri yürüyüşünü" dağıttığı için, Ankara emniyet müdürü Orhan Taşanlar'ı kınıyor. Niye dağıtmadığının hesabını da "kınayarak" valilerden soruyor. Amaniinnn ammaaannnn! Nasıl "dahiliyecililc" ama? "Kafeste ' doğan kafesini özler..." (Yevgeni Yevtuşenko, 1960)