Kimin malı kimden esirgene?
_Kuıihcın F SEK
Kimin malı kimden esirgene?
URAT Bardakçı sıkı Osmanlı
Mtarihçilerimizden biridir. Yaşı
gençtir, ama, zannedersin,
ömrünün yarısı padişahların içki sofrasında, öbür yarısı padişahın yoklu
lçeri almadılar. “Bilet alacalsınız
padişahım!” dediler, garibim adamcağız Murat’ı yolladı, babasının malına girmekıiçin 20 bin liralık giriş
bileti aldı, girdi, gezdi, çıktı.
ğunda harem dairesinde geçmiştir. v: t *r
Neyse, 50″ Osmanli Padlêahlnl” Bilin bakalım, nereye geliyorum?
(hanedan devam ` Tşc_ Orman
gßîıYdllMghsmed ‘ Bakanlığı’na
f an ma- Ç BÖNE.. bağlı “Milli Park”Oğl” Qlduğunu — m lar ve Av-Yaban
?İÜ M? Hayatı Gene]
Garibim 83 ya- ., . ‘ , ı ‘a .. Müdürlüğü” dıŞlnda; 58 Sene ” . ` l . . ye bir yer, onun
ewel, henüz ı
15’indeyken,
analarıyla, bacılarıyla, bacanaklarıyla, ya trene,
ya vapura bindirilmiş, Avrupa’ya
postalanmış…
Gözü görmeyen, eli ayağı
_epey tutan garibimi kolundan tutup
Istanbul’a getirdi arkadaşımız… Sıla
hasreti gidersin diye etrafı gezdirdi.
Çocukluğunun geçtiği, büyük
dedesinin bacağını kırması yüzünden kapısı mühürlenip çocukların
dolaşmasına kapatılan Çırağan Sarayı’na girdi, memlekete 0 zaman yeni gelip bir tek kendisinin bindiği
emektar velespitini (bisiklet) aradı,
‘ bulamadı.
Michael jackson diye “ne idüğü
belirsiz” birinin oturmak istediği
“baba yâdigârı” tahtı merak etti,
Topkapı sarayına gitti.
başında da “genel_ müdürlüğün
-adiyla
semmâ” biri var.
Nevzat Ceylan…
Türkiye’nin
çevreye, tabiata
en saygılı kuruluşlarından biri
olan “Türkiye
Kent Kooperatifleri Merkez Birli” “,
Kurşunlu Şelâlesi ve çevresindğlki
eski yapı ve şehir kalıntılarını gezmek istemiş… Eskiler şehirlerini bizden çok daha temiz tuttukları için…
Belki bir şeyler öğrenir, yaparız diYe ‘
“Mevzuat müsait değil, adam
‘başına 4. bin lira!” demiş Nevzat
Ceylan… ‘ i
Niye demesin? Ecdadımız Deli
Dumrul… Tut köprü başını, kopar
gelenin kafasını…
Kimin malını kimden esirgediğinse hak getire!
PARTiidlkl AMB
6IIZA PARTiYi KU
LEMi i-iA2ıı2. .
?MAT/A OELDı.
mü- .
i ıııcruıu
İll( TEKZİBI
TATÜRK hakkındaki özlü göArüşlerinden, Anıtkabir’in yıkılıp
imâr-iskâna açılması taleplerinden tanıdığımız Refah Partisi milletvekili Hasan Mezarcı’dan tekzip aldım.
Kıvandım (nasıl Türkçe ama?),
mutlu oldum. Bildiğim’ kadarıyla,
Mezarcı’nın gönderdiği ilk tekzip
bu… Aynen yayınlıyorum…
“Kadın haklarını korumanın en
iyi yolunun erkekleri birden fazla kadınla evlendirınek olduğunu, 4 kadın
almanın kadına saygı o duğunu, onu
‘ kuwetlinin himayesine almak oldu
ğunu, kadını dövmenin vacip ve sevap olduğunu söylediğimı yazmışsı
~ nız… Bu sözler bana ait değildir. Ba
sın yayın ahlâkına sığmayacağına
inandığım bu tür beyanlarla, şahsımızda, kamuoyu kavga ettirilmek istenmektedir. Bu tür iftira ve provokasyonlardan devlet ve millet topyekûn zarar görür. Sadece nesli tükenmek üzere olan bir avuç kelaynak
kuşu misali Atatürk taciri yarar görür. Yazıda bahsettiğiniz hususlarla
ilgili inanç ve kanaatlerimi öğrenmek istiyorsanız, mülâkat yapmaya
hazır olduğumu bildiriyor, tamamen
yalan olan yayınınızı tekzip ediyor
ve kınıyorum…” r ‘
Sayın Mezarcı’nın hem tekzibi,
hem mülâkat dâveti elime geç geçti.
Sayın Erbakan’ın “llk seçimde tek
başımıza iktidarız!” sözlerini keIâm-ı
ilahi bellediğim için, Anıtkabir’de dolaşıyor, ada-parsel vaziyetlerini kontrol ediyordum. En müsait zamanda
görüşmek üzere sizi rahatsız edeceğim efendim…
“Fiziksel cesareti hayvanlar da gösterir. Güdüseldir.
Ahlâkî cesareti yalnızca insanlar gösterir. Oğrenilmeden sahip olunmaz…”
(Teitaro Suzuki, 1944)
,zırıılrııl
KIlAllAT MOIJASI
` YIPTIR söylemesi, modayı takip etmem… lki günlük traşsız
surat, kazak, kemeri belden
aşağıya devamlı düşen pantolon, 810 yıl idare eder beni…
Ama, modayı adım adım izleyen,
değişmelerin sıcak nefesini enselerinde hissedenlere bayılırım, saygı
duyarım…
Tabii, izlenen moda, dünya modasının elli yıl gerisinde değilse…
“San zeminli kravat” modası yıllar ewel Washington’da doğmuştu.
George Bush’un “sarı zemin üzerine bisürü lâcivert puantiyeli” kravatı
vardı. Kendisi bizzat ve şahsen Fenerbahçeli olan aziz dostuna, bizim
cumhurbeyimize jest (ve cemile) yapıyordu zahir…
Herkes “Fenerbahçeli” bizde…
Cavit Çağlar, Yaşar Topçu, Omer
Barutçu… Bir bakıyorsunuz Çağlar’a, cart sarı üzerine deniz mavisi
puantiyeli kravat… Ya öyle, ya lâcivert zemin üzerine çocuk kakası sarısı benekler… Obür ikisinde de aynı… Zemin değişiyor, sarı-lâcivert
renkler aynı kalıyor.
Bildiğim kadarıyla, sonradan
edindikleri babaları Beşiktaşlfdır, siyah-Beyazı sever.
Birileri satışta, ama, kim?
YAŞAR TOPÇU .
Benim bildiğim kadarıy Bülent AkarcaIı’nın koyduğu, Akarcalı’nınsa “Vallaaa ben koymadım, Pakdemirli koydu!” dediği sigara yasağı Türk Hava Taşımacılığı’nın (İHD Ankara-Sinop uçağında delindi. Elbirliğiyle, oybirliğiyle, ‘
Yıldırım Aktuna’nın parmağının
da kalkmasıyla, sigaralar yakıldı.
Tabii, kabin ekibi senin maaşlı
memurların, kimsenin gıkı çıkmadı, çıkamadı. Şimdiden haber vereyim, uçağa ilk bindiğimde
“cart” diye sigara yakacağım,
“Lüften sigaranızı söndürün, yasak eferıdim!” diyenlere “Nospiktürkiş” cevabını vereceğim, söndürmeyeceğim… Sen içecen,_o
içecek, benim ne elsiğim var? Isterlerse dövsünler, isterlerse uçaktan paraşütsüz atsınlar…