Kime kızacağımı bilmiyorum! Kendime kızsam fena mı olur?
KURTHAN FİŞEK
KİME _KIZACAĞIMI BİLMİYORUM!
KENDIME KIZSAM FENA MI OLUR?
Altmışa merdiven dayamış ömrümde. ikisi benden genç, ikisi benden ihtiyar, dört kişiye, hem kızdım, hem özendim.
Gençlerden biri aşağılık kedi Garfield,
öbürü aşağılık köpek Değerli…
lhtiyarlardan biri aşağılık petrolcü Ceyar,
öbürü Marcus Antonius…
Antonius nankörlüğün dik âlâsını yaptı.
Tarihlerden M.Ö. 44’tü.
Velinimeti Sezar’ı mezarı başında inkâr
etti.
“Biz buraya Sezar’ı övmeye değil, gömmeye geldik!”
Bu dediklerim, nankörlüğün tarihidir.
f**
Ben nankör sayılmam. ama, eşşeğini dövemeyen semerini döver.
Önümde bir okuyucu mektubu var. Verdiğim sıfırlardan rahatsız olmuş…
“Ulan hıyar, ulan Sıfırcı Hoca, ulan nankör pezevenk!” diyor. “Herkese sıfır verme
hakkını sana kim verdi ulan kavat? Ayrıca
‘Hoca’ sıfatını nereden buldun?”
*t*
”Hocalık” nereden geliyor, merak eden
varsa, oradan gireyim söze… Beylik bir papağan fıkrasıyla…
Adamın biri papağan almaya gitmiş…
Gördüğü ilk papağan, alacalı bulacalı, heybetli bir yaratık… “Kaç para?” diye sormuş…
“670 bin lira…”
“Niye?”
“Dağarcığında 67 kelime var…”
Yandakine bakmış… Daha da görkemli…
“Kaç para?”
“5 milyon…”
“Niye?”
“Dağarcığında 500 kelime var…”
Sonunda gelmişler, dipteki en uyuz görünüşlü, tüyleri dökük. ağzında sigara, boğazında öksürük-tıksırık papağana…
“Bu kaç para?”
“Yüz elli milyon…”
Papağana hayretle bir defa daha bakmış
adam… “Bunun özelliği ne?”
“Vallaaa, biz de bilmiyoruz, ama bunu
gördüler mi. öbürleri ayağa kalkıp `hocam.
hocam’ diyorlar. Herhalde bir bildikleri vardır…”
Hocalığım böyle işte…
f**
“Sıfırcı Hoca” olarak, siyasetçilere “sıfır” dağıtmaya başladığım ilk günlerdi.
Telefon çaldı. açtım. Mekteb-i Mülkiye’den biriydi. Okula yırtık pabuçla gidip gelirken yıldızı parlamış, kırmızı plakalı arabaya
biner olmuştu.
“Yahu hoca” dedi, “Hocalık zamanında
kimseye sıfır vermedin, herkesi geçirdin…
Ben bile geçmiştim senden… Niye sıfırcıya
çıktı adın?”
Hocalığın başka, gazeteciliğin başka olduğunu anlattım.
Temel gazetecilik kuralını iki cümlede
özetledim.
Herkese “iyi” dersen herkesin gözünde
kötü olursun…
Herkese “kötü`” dersen senden makbülü
yoktur.
ı
i***
Telefon kapandı, iki dakika sonra “zıırrr”, yine telefon…
Talebelik günlerimi hatırlattı birisi…
i***
Cumhuriyetin ilk seçimlerine, 3 Ni
1 _ san 1923 yeni seçim kanunuyla gidildi. Eski kanun 47 yıllıktı, Abdülhamit’in icazetiyle çıkmıştı. Bilin bakalım, eski
kanundan farklı olarak ne vardı?
a. Seçmen yaşının 18 olması
b. Sandıkların sayım merkezine deveyle
taşınması
c. Seçmenin vergi mükellefi olması
d. Kadınlara oy hakkının verilmesi
u_
Her iktidann hakkıdır, seçim ka2_ nunlarını keyfine (ve çıkarına)
göre değiştirir. İlk serbest seçimimizden
(1950) bu yana, 20-25 seçim yapıldı. Seçim
kanunlan kaç kere değişti?
a. l l b. 31
d. 43
İsmet İnönü’nün özlü sözüdür: “Mu3- halefet muvafakat etmez!” Atatürk’ün gayrisahih hadisidir: “Muhalefet her görüldüğü yerde ezilmelidir!” Aşağıdaki partilerden hangisi, gördüğü yoğun halk ilgisi yüzünden genel seçimlere giremeden kapatıldı?
a. Terakkiperver Fırka
b. Serbest Fırka
c. Büyük Türkiye Partisi d. Hepsi
Anadolu’daki ilk seçimler “iki
basamaklı” yapıldı.
“Müntehib-i evvel” (ön seçmen)
vê? taifesinin oyları Ocak 1877’de,
o “müntehib-i suni” (asıl seçmen)
takımınınki bir ay sonra atıldı. 130
mebustan sadece bir tanesi
Avrupa görmüştü. Kulislerde,
. “Efendi/eri” dedi, “Ben Avrupa
gördüm. Oranın meclis/eri ikiye ayrılır.
Muvafıklar, muhalif/er… Biz de, kendi
aramızda böyle ikiye bölünürsek, daha
ö: ‘garplı’ oluruz…” Rivayet o ki,
tartaklamışlar adamcağızı… “Padişah
efendimize ne cüretle muhalefet edersin,
ederiz!” diye…
Bu dalaştan bir ay sonra meclis feshedildi.
Gerekçesi de, Yıldız Sarayı’nın yıllık bütçesine,
mebus takımının oy birliğiyle muhalefet
etmesiydi.
Oylann kapalı atılıp açık sayıldığı
4_ bütün seçimlerde (1950 ve sonrası),
ortak sağın oylan hiç bir zaman yüzde 50’nin
altına düşmedi. Bir ara “sol sayılabilecek”
oylar, Ecevit’in l977’deki yüzde 4l.9’undan
önce, ne zaman, yüzde 40’i aştı?
a. 1925 b. 1946
c. 1954 d. 1957
7 BENİM SEÇİMLERİM ZİYADESİYLE İYİDİR, GÜZELDİR NETEKİM! `
1950’den bu yana yapılan genel se5“ çimlere 38 parti katıldı. En çok katılan parti hangisi?
a. İttihat ve Terakki Fırkası
b. Anavatan Partisi
c. Hürriyet ve İtilaf Fırkası
d. Cumhuriyet Halk Partisi
Turgut Sunalp diye “hüda-i zabit” biri
6_ vardı vaktiyle… “MDF” adlı mahlûku,
Adalet Partisi’ne altematif olarak, 1983 seçimlerine sokmuştu. “Demirel’e nisbet olsun” diye,
üç bin kişilik Isparta kapalı spor salonunda yapılan seçim toplantısına kaç kişi katılmıştı?
a.l5 b.1.3l1 c.2.151 d.31.069
7_ 1983 seçimlerine gidilirken, “Biz binbir zorlukla okuduk…” demişti Özal.
“Pötürge’de ilkokula eşek sırtında giderken
düştüm, kolum kırıldı, yanlış kaynadı…” Ferit
Melen için de, ”Vanliyem, şanliyem, kılıcı
kanliyem” diye dizeler düzülmüştü. Fırat-Dic
le’nin batısına geçmek için “padişah fermanı”
(pasaport) şartını hangi padişah koydu?
a. Fatih Sultan Mehmet b. Yavuz Sultan Selim
e. Kanuni Sultan Süleyman d. Mustafa Kamil Zoni
CEVAPLAR ı) c, 2) a, 3) a, 4) d, 5) a, e) a, 7) ç_
E73 TempoI568 ıı99s
1960 yılında kimya mühendisi olmaya çok
merak sarmıştım. Teorik fızikte Erdal İnönü
çıktı karşıma… Çok kibar, çok beyefendi bir
insandı, ama, yaptığı üç sınavdan ilkinde O,
ikincisinde 8, üçüncüsünde 15 aldım.
”l00″ üzerinden…
Her talebe gibi ağlaşarak kapısına gittim,
”Aman hoca, kıyak yap, kurtar beni…” dedim… Cevap verdi.
“Aritmetiğin dört işleminden hiçbirine uymuyor seninki… Aldığın notları toplasan da,
bölsen de, çarpsan da, çıkarsan da, ya 23’ü bulur, ya sonsuza gider…”
Erdal Bey’in benimle kafa bulduğunu anlayınca, kredi açığını kapatmak için seçimlik
beleş ders aramaya koyuldum.
Buldum! Tabii Kaynaklar İşletmeciliği…
İsmi güzel, hoca lokum gibi… Süleyman
Demirel… O zaman yedek asteğmendi, askeriyeden sivil sektöre emanetti. İki ara sınavına
girmemle sıfır almam. okuldan atılmam bir
oldu.
*t*
Derken efendim, üniversite sınavlarına yeniden girdim, kendimi idari-siyasi bilimlerde
buldum.
Turgut Özal askeriyeden izinliydi. Kıymetimi bir tek 0 anladı, Emin’i kopya çekerken
yakaladı. beni yakalayamadı.
O yüzden “Sıfırcı Hoca” diyorlar bana…
Bana sıfır verilmesinden bıktım. küçük intikamlannı alıyorum…
Büyüyüp profesör. sonra da l402`lik olmanın rantını yiyorum…
Kompleksli miyim. neyim ben? EI
Pişmanlık Yasası’ndan istifade
eden Reşo tahliye olmuştu.
Hacı Şakir’e talim etmekten 0nca yıldır bıktığı için, çok ama çok
özel bir randevuevine gitti.
Tahliye işlemleri geciktiği için,
saatler sabahın körünü gösteriyorv
du.
“Gari istiyrem!”
Madama meseleyi anlamıstı.
ama. yapacağı fazla da bir şey yoktu.
“Kızlarımız çok yorgun. uyuyorlar. Şişme kadın verelim size…”
Beş dakika sonra, alı alına. moru
moruna döndü Reşo…
“Bu ne biçim garidir? ‘Haarrrtt’
diye ısıımişemdir memesinden, ‘vııışşş’ diye uçmıştir pencereden…”
‘ @ağa .
sin isîıvı nin İŞLEM
Haftalık AnaEm Analizleriniz
BÜLENT ECEViT BU EVCİL TENTEN
( “N ” Joker)
MUSTAFA TAŞAR TAŞ KAFA ARMUD
(“K” Joker)
IŞlN ÇELEBİ ÇILGIN ŞEBEK
( “GK ” Joker)
YALIM EREZ HER YERE LAZIM
(“HER”Joker)
BURHAN KARA KARA RUHBAN
YÜCEL SEÇKİNER EN YÜCE KERİZ
(“Z”J0ker)
HİKMET ULUĞBAY vuı-ı, iıııuâuı( air
HASAN GEMİCİ HANGİ ACEMİ
ZEKERİYA TEMİZEL ııııEEı EzivEni KEniz
(“İ”Joker)
MEHMET_ SALİH YILDIRIM
DEME! SILAHLI HIRT MI?
-1 ı-ıagıikmeti
“Kölelîk alışkanlık hâline
gelir. Bir kere köle oldun mu,
zevkine varırsın…”
(MAnquıs n: VAUVENAUIZGES, 1737)
Sıfırcı Hoca’nın Not Defteri
İMREH AYKUT (“BirIeşme istiyorum!” diye düz
duvara tımıanırken, bakanlığının binasını sıçanlar
bastığı için) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . o
HÜLYA AVŞAR (Parmak atmak için, anası ve bacısıyla
gezinen Ricky Martin’den gayrısını bulamadığı için)
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. o
IŞILAY SAYGIN (52 yaşında “bakire” olduğunu
söyleyerek, “Kadm ve Aile Bakanlığı” önünde izdiham
yarattığı için) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . o
AYSELİ GÖKSOY (Tinerci çocukların linç edilmesini
isteyerek, DTP’nin bir başka yüzünü sergilediği için)
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . o
cüLaEııı ERGEN (Milletvekili olsaydı, bu kadar parayı
ancak 18 yılda cukka edebileceği için) . . . . . . . . . . . . . o
MERAL AKŞENER (En son telefon konuşmasını
kiminle yaptığını kendisinin de bilmediği ve
hatırlamak istemediği için) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . o
PINAR ELİÇE
SİBEL can
(Birbirlerine fazla benzedikleri ve benzeşmeye
çalıştıkları için) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . o
TANSU ÇİLLER (Sandıktan çok, sahneye yakışmaya
çalıştığı için) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . o
SEVDA DEMİREL (Babayla uzak-yakın hiç bir ilişkisi
olmadığı hâlde, göğüsten devamlı şişindiği için) . . . o
OLMADI SAYINLAR
ERKENDEIjI DAHA ŞECIM PRENS SABAHATTİN
NE GETIRIR, NE sorunun? ALI Fm” oKvAR
CELAL BAYAR
Debbağhaneye (tabakhane) bok yetiştirmeye – » — çalışan partilerimiz, erken seçimi daha da erkene S?” HAYRI URGlİJPLU
almaya yanaşır gibiler… SÜLEYMAN DEM RE”
Bir taraftan CHP, öbür taraftan MHP buna kar- YİLDİRİM AVC’
şı… TURGUT ÖZAL
Karşılar, çünkü, mahallî ve merkezî seçimler MESUT yıLMAZ
kerherıýayrılacak… Iki seçim ayrılırsa, “davulcu pa- HÜSAMETTİN CİNDORUK
zarlıgı yapılacak… ı l
Belediyede sen benim adayımı destekle, genel- SMET SEVZG N
de ben seni desteklerim… TANSU Çil-LER
Böylesi bir pazarlık, CHP’yi de yok eder, ABDULLAH ÇA(TLI)(KICI)
MHP`yi de.” HAYYAM GARİPOĞLU
Benim çok güvendiğim, inandığım 4 kamuoyu GÜLBEN ERGEN
` k ` ‘ d ‘ l 1 b k l .
;ğgçgalsggşgýggışişýgßây ag’ *m a a “n lttihat-Terakkilye karşı, l-lürriyet-ltilafın
*** devamıdır bu ısım sılsılesı…
FP – °/o 18 1965 meclisinde Çetin Altan’ı kürsüden
DYP – % 16 palas-pandıras inidirip dövenlerin, Yunus
O
CHP ‘ 5015 Koçak’ın kafasına tabanca kabzası indirip
ANAP ‘ /° 15 linc etmeye calışanların mantıkî devamıdıı
MHP-%11 E; l’. H” `
DSP _ % 1 1 ıs eye yan IŞ gıren varsa a o a.
HADEP – % 5 ***k
ÖDP – °/o 3 Cumhuriyet’in ne anlama geldiğini sordular
DTP ‘ % 2 bana…
_ O
DIGER 1:’ i_ Latince bilmem, ama, “res publica” dedim.
Böyle sandıktan “koalisyon” çıkar. “Baba”
çıkar. “Apolet-ispolet” bile çıkabilir.
Ne çıkarsa bahtımıza…
Yani, ya “kamuya ait”, ya “kamu malı”…
***k
Bunca kamu malını özelleştirsek mi acaba?
Tempo ı sssı 1998 E]