Keyiflenmiş merkebin karnı yarı yarıya doymuş demektir!

.ın

l

İĞİT_ Gülöksüz’ün
TOKl’nin başına getirilmesi için Erdal
Inönü çok uğraştı.
Mırmır, vızvız etti, Süleyman
bey (o zaman başbakandı)
Turgut beyin başının etini yedi,
sonunda kararnameyi imzalattı.

Yiğit Gülöksüz ne yaptı?

Toplu Konut Idaresi gibi, her
türlü tokatçılığa açık bir kuruluşu sızıltısız, vızıltısız yönetti.

Lâf aramızda, başbakanlıktan cumhurbaşkanlığına terfi eden Süleyman beyin de gönlünü çaldı.

“İnanılmaz” denen boyutlarda, bir
“Güneyd0’u Anadolu Projesi” (GAP)
başlattı. Sü eyman beyin “yedi küpeli
gelin” hayalini yürürlüğe koydu.

*k i’ ‘A’

Kimse belki farkında değil, ama, Gülöksüz’ün güneydoğuda “toplu yerleşme projesi”, Bülent beyin Köykent’inin
çağ atlamışıdır.

Askeriye sıcak bakıyor. Yerleşme yerleri ne kadar “toplu” olursa, savunulması o kadar kolay olur. En azından, her
mezraaya bir nöbetçi kulübesi dikmekten kurtulurlar.

Bürokrasi sıcak bakıyor. Okulu olur,
lojmanı olur, yüzme havuzu olur, muhkem savunması olur, jipi, jandarması olur.

Politikacılar (TBMM) sıcak bakıyor.
Heliponu olur, airportu olur, kurşun geçirmez kürsüsü olur, ses dağılmaz, nutuk atması kolay olur.

iz**

En kolay işleri bile yokuşa koşmada
SHP’nin (ve genelde sosyal demokratların) üstüne olmadığını yazmıştım.

Türkiye’nin gündeminde iki öncelikli
şey_var.

Biri, yüzde 126’yı bulacağı söylenen
1994 enflasyon hızı… Obürü, güneydoğuda asayiş…

Ikincil öncelikli bazı şeyler de var.
Tansu (ve Ozer) ÇiIler’in malvarlığının
soruşturulması, memurlara kaç para verileceği, işçinin asgarî ücretinin ne olacağı, Kıbrıs’a nibaî çözüm, falan filan…

“Insan Hakları” meselesini es geçi
2 Ağıstos 1994
_ SAU *

` Keyiflenmiş merkebin karnı
yarı yarıya doymuş demektir!

yorum.
Spartaküs’ün ölmeden az önce söylediği gibi, “Kölenin hakkı yoktur, mecburiyeti vardır. Çalışmak…”
i’ *k *k

Ecevit’in bin yıl süreceği varsayılan
iktidarının bir müsteşarıyla (Gülöksüz)
müsteşar yardımcısı (Karayalçın) birbirlerine düştüler.

Basın mı abarttı?

Hayır, beyzâdeler çaydanlıkta fırtına
koparttılar.

Durduk yerde, yok yere…

t**

Merkep keyiflenmişti. Sosyal demokras_inin solundaki Mümtaz Soysal, üç lidere kenetlenmiş “dördüncü seçenek”
olarak hükümetteydi. Eski dostları demediklerini bırakmadılar.

“Vuruşarak çekileceğîz!” sloganı tutmuştu. Ya sosyal demokratların söyledikleri kabul görüp fakir-fukara nasiplenecekti, ya “vuruşarak” sine-i sosyal demokrasiye dönülecekti. Sosyal demokrasinin üstüne “birliktelik kâbusu” çöktü,
yine birbirlerine düştüler.

Keyiflenen merkeplerden biri de bendim.

“1889’dan bu yana ilk defa akıllarını
başlarına topladılar!” diyerek keyifli bir
pazar-pazartesiye girdim.

Gündeme tekrar baktım.

Tansu Çiller’in _malvarlığı, komutanların görev sürelerinin kerhen uzatılması, asayiş, hiçbiri yok… Enflasyon hızı
hak getire…

Keyfim` kaçtı. Dün yemek yiyemedim, günüm aç geçti.

Haftam da aç geçecek galiba…