Kendisine gülebilen başkasına hakaret eder
ş ;KURTHAN FİŞEK
indisine gülebilen
başkasına i
hakaret eder
e1ı Ç ve çok şanslı bir ülkede yaşadığımıı farkındasınız herhalde… Yolsuzluğu, it; uzluğu, trafik canavarlığı, rüşveti, asker’ ı ” mesi (ve arada sırada dürtüşmesi), enfV ‘ ‘, hortumu ve buffalosu olmayan bir ülke- i
g. . ydık, sıkıntıdan patlardık. – v
oolacak bu memleketin hâli?” diye’yılda kişi başma 1.800 adet sigara, _4_6
sert içki (tercihan rakı) tüketemezdik. .
nuşacak bir şey bulamazdılı… ;
;p ç ve çok şanslı bir ülkede yaşıyoruz… s
:ı konu ölüyor, bin konu diriliyor.
bancı devletlerin vatandaşlarırıı kahırların-ê*
***k
för alkollü, polis _ `
‘Ehliyetıruzı’ ‘ ‘ görebilir miyim?”
.İVerdin mi de soruyorsun?”
‘ ülteci sıkıntılı, sahil muhafaza ekipleri ve pan polisi kibar…
“Pasaportunuzu rica edebilir miyiz lüt”Verdin mi de istiyorsun?” _ .
Hazine arsasına dikip babasının malı gördüğü
ı- ondusu yıkılan adam sinirli, eşi ve çocukları
ş ” “ü, yıkım ekipleri sıkıntılı… `
‘_’ -ı: ruhsatınız var mı efendim? Göl IIIİVİZ?” ~ .
_”.’Verdin mi de merak ediyorsun?”
g rı katletüler. s ‘ r
a en önerrıli tarafı, sıkıntıya o kadar
= öldürecek konularda, kahkahalarla İ g
i**
Fransa’ya kızıyoruz. Kızabiliriz, hakkımızdır.
Ya “Fransız olan” ne yapsın?
Doğuya hareket ettiler, Rusya steplerinde
bokları dondu, imparatorları yüce Napolyon’a
faturayı çıkartıp Elbe adasında istirahate gönderdiler. .
Üç-beş proletere başkentlerini teslim ettiler.
Paris Komünü, 1871…
Hitler orduları geldi, Eyfel Kalesi’nin altın
‘ -da, Paris bulvarlarmda sırt yattılar, bedenlerini ve ruhlarını teslim’ ettiler. _Sonra da; “Ol-ii”
‘ muşsa olmuş demektir, dürtülınüş kuyru
ğun davası olmaz!” deyip, Cezayirli garibanlaÖvünecekleri tek şey Fransız İhtilali’dir.
Onun sonrasında da birbirlerini yediler.
“Fransız” olrnadığıma şükrediyorum.
Kendime gülebiliyorum hiç değilse…
***k
“Televole” eleştirilere hedef oldu. Oysa, televole Türkiyddir. `
Bizi, genel kültürümüzü, Türkiye’yi, ayna sadakatiyle yansıtan bu programların fikir babası,
akıl hocası Free Ceride yayınıdır. ,Samrım on
yıl kadar önceydi, Ferhan Yorulmaz, dünyaya
nasıl tozpembe bakılacağım, sıkınnlanmızın gülerek nasıl aşılacağmı on soruda özetlemişti.
1- Düriye’nin güğümlerini kim kalayladı?
2- Dam üstünde saksağana raslandığında,
bunların beline kazmavurmayı hangi aklıewel
düşündü?
3- Dağbaşında telefon bulunmadığına göre,
fışdağda davar güdenler, Emine’ye nasıl selâm yol
vlamaktadırlar?
4- Fesleğen ekilip gül bittiğinde, alivre alım
` yapıp hasatı bekleyen fesleğen satıcılan nasıl tepki gösteıir? ‘
5- Mernişler niçin fındık-fıstık yer?
6- Mandanın söğüt dahna yaptığı yuva ruhsath mıdır? Yoksa “kaçak kat” muamelesi mi görür?
7- Yeşil köşkün lambasırıın yanıp yanmaması
insarıları niye bu kadar ilgilendirir?
8- Rastık çektikten sonra yastık diken
Mahmûre, ev kadınlarına tanınacağı söylenen
teşvik kredilerinden yaıarlanıyor mu?
9- Rüya Ersavcı Edi’yle Büdü’yü niye beğenmez? Arslan gibi çocuklarımızın ne eksiği var?
10- Karakoldaki aynalar, devlet bütçesine ne
miktarda yük gelıirmektedir, ne işe yaramaktadır?
***Ah
Ağlanacak halimize gülmek için nasıl sorular
ammaaa?
Kırk yıl düşünsem bulamazdırn…