Katharina Blum’un çiğnenen onuru

PERŞEMBE, 26 Mart 1993 â

Katharina_BIum’un i
çiğnene

KLIMDA yanlış kalmadıysa, 1982 yılının
başıydı. Devletin başı

AAhmet Kenan Ev
ren tiyatroya gitrrıek istedi.

Yeri hemen ayrıldı.

“Katharina Blum’un
Çiğnenen Onuru” sahneleniyordu.

Eserin çok ilginç bir girişi
vardır.

Perde tam açılırken 8-10 el silah

.patlar sahnede…

Devletbaşımızın koruma polisleri
önceden uyanlmıştı.

“Tabanca sesleri duyulacak,
sakın panikleyip sağa sola
ateş açmayın…”

Bir kısım medya da uyarılmıştı.

“Perde açılırken Kenan Paşam’ın resimlerini çekin…”

Silah sesleri duyuldu.

Kimse istifini bozmadı.

Bir tek Ahmet Kenan Evren
panikledi.

Reng-i ruhsarı uçmuş vaziyette
ayağa fırladı, silah seslerinin nereden geldiğine bakındı, kurşun yarası var mı yok mu diye her tarafını
yokladı.

Koruma ekiplerinin, duyarsızlıktan da öteye, vurdumduymazlığına
bozuldu. ‘

Sonra durum izah edildi kendisine…

“Oyun gereğivmîş-u”
‘k *A* *k

Aradan zaman geçti.

Sayın Evren Armutalana taşındı. Geç yaşında resim yapmaya
başlamasa, defilelere katılmasa,
unutulup gidecekti.

Neyse, gündemde kalmayı
şardı.

Ama, yerine gelenler daha iyiydi.

Hem aritmetikleri, hem boy-boslan süperdi.

Seller-sular gibi ingilizce, fransızca, almanca, italyanca konuşuyorlardı.

S0mali`de birbirini gırtlaklayan
40’ar kişilik iki kabileyi ayırmak
için görevlendirilen 2.000 kişilik
Birleşmiş Milletler banş kuwetine
komutanlık yapanlar da vardı aralarında… v
Sevdik kendilerini…

ba

n’ onuru

Lâik cumhuriyetin tek bekçileri
olarak gördük.

i**

Derken “terslikler” başladı.

Refah Partisi’nin taban oylarına
dadanan ANAP üst yönetimi, askere
“bozulur gibi” yapmaya başladı.

Gerek yoktu.
. Ama, olan oldu.

***k

Memleketimden (çok ilginç) insan manzaraları oluşmaya başladı.

Tiyatroya, operaya. baleye, Beethoven dokuzuncu senfonilerine,
resepsiyonlara, resitallere, dinletilere sivil kıyafetle giden üst komuta konseyi mensupları, her yerde
üniformayla görülüyor artık…

Hayatlan boyunca ahlaklı gazetecilik yapan insanlar, “Gazetecilik onuruyla bağdaşmayan” eylem ve söylemlerinden dolayı suçlanıyor.

Benim onurumu sorgulamak
kimseye düşmez!

Once aynaya bakılsın!.

‘A’ ‘k i’

Sözdesiviller, köktenlâikler de bir
âlem…

Kedinin osuruğunu, tatbikata giden tank paletlerinin asfalttaki tıkırtısını, öndeki arabanın eksoz patlamasını duysalar, Hasan Mutlucan’ın “Yine de şahlanıyor
aman!” türküsü akıllanna, kulaklarına geliyor.

Bazılan var, bir tek zil takıp oynamadıklan kalıyor.

Sevgili Mutlucan sosyal demokrattır.

“Askerin Türküsü”nü (Le
Ballade du Soldat) söylemek
için, ‘ sabahın köründe uyandınlmayı hiç sevrnedi.

Kerhen gidiyor netekim…