‘İyimse’ olmanın ön şartı…

»Jr

2 Haziran 1994
PERŞEMBE

l

BİR Günü ııiııiıvıasi
KURTHAN rışrı(

ürkiye’nin istikbâli konusunda her
kes iyimser… Cumbaba iyimser…

Memleketi bırakıp Ukrayna’ya,
Moldova’ya dört günlüğüne gidecek
kadar iyimser… Faizleri çıldırtıp dolar,
mark paritesini düşünen Aykon Doğan
iyimser… “Dolara dokunan yanan”. d_iye? başanasının kehanetı tuttuğu ıçın
öy e…

Başana büsbütün iyimser… Oğlu
okul bitirmiş, Muhammed Ali’nin selâmınaleykümünü almış, yediği yumruklardan Parkinson’a
yakalanan biriyle
beraber “fahıf hukuk doktoru” olmuş… lyimser olmak için daha ne

ister insan?
***k
Muhalefet de
iyimser…`
“Yüzde 406 faiz

tam bir çılgınlıktır…”

llk bakışta “karamsar” bir yakla- ~
şım… Ama, derinlemesine gi
nalıncı keserinin iyimserliiği var.

“Bunlar bu kafayla gi erse 1996’da
iktidar oluıuzl” diye düşünüyorlar.

Ya sonrası?

lyimserlik 0 konuda da “berdevam”…

“Enkaz devraldıkl” diyé gevelemekten kim ölmüş?

‘İviser’ olmanın ün şartı…

e eeulvlsneßimve l
Bunun BAışıéLAzı
-, ım: osâıı…

f**

Halkımız da iyimser… Kurdaş, Kastelli ve Ozal ekonomisi “ders olmadı”
kimseye… Yüzde 400 faizle para toplayan birinin o parayı yüzde kaç faizle
satması gerektiğini hesap etmiyorlar.

Herkes kuyruk… Once dövizi dolardan marka, marktan liraya, hepsinden
repoya çevirme kuyruğuna girenler,
sonradan 3 bin lira ucuza satılan belediye ekmekleri kuyruğuna, en sonra da
iflas-konkordato alacaklıları kuyruğuna
giriyorlar.

Rahmetli devlet
büyüklerimizden
birinin dediği gibi,
“lyimserlik ve bağımsızlık benim karakterimdir…”

***k

Aslında ben de
çok iyimser bir insanım_…

Uçü başarılı, ikisi başarısız beş darbeyi üniversitede
yaşadım. llkinde
(1960) Türkiye’nin tek demokratik anayasası çıktı, öbür dördünün kazığını fena hâlde yedim.

Canınız sıkılıyorsa, ruhunuz kararıyorsa, tavsiyemdir.

“Bundan daha kötüsü olamaz!”
derseniz, yarına iyimser bakar, sabaha
kadar pembe rüyalar görürsünüz…

Tabir, güne başlayana kadar…

ransa’nın maliye eski bakanı (sosyalist)

Michel in, Reklamverenler Deme
ği’nin dâvetlisi olarak hafta başında lstanbul’daydı. Benim de bulunduğum bir
panele katıldı, “haksız rekabeti önlemek
için” çıkarttığı ve kendi adıyla anılan kanunu anlattı, tanıştı. ~

Çok kalabalıktı salon… Herkes oradaydı, pürdikkatti. `

Dünyada Türkiye’ye en çok benzeyen
ülke Fransa’dır. Ikisinin de seçmen tabanı
küçük-orta köylü ve esnaftır, önde gelen
vasfı kurnazlıktır.

Kanunlara nasıl yan çizileceğini herkes
çok iyi bilir.

Sapin’in tecrübelerinden istifade etmek
isteyenler çoğunluktaydı. Eski dostlarımdan
biri kahve molasında anlattı.

Borsada içeriden bilgi alıp dışarıya sızdırmaya, bu yoldan haksız kazanç sağlamayı (insider-trading) önlemek için, 1970
yılında kanun çıkarmış Fransızlar… Devlet
büyüklerinin birinci dereceden akrabalarının borsa şirketi kurmaları yasaklanmış..

Fransız bakanlardan biri yine de şirket
kurdurmuş… ‘

Metresîne…

Dikili fidansızların bilgisine…

İRFAN DEMIRALP

441 (dört yüz kırk bir) kere maşaallah! Toprak Mahsülleri Ofisi’nin
hesaplarını denetlemek için emrine
tahsis edilen arabayı tastamam iki
yıl aralıksız kullandın… Bir halta da
yaramadı.

Sonra, DYP Samsun milletvekili
sıfatıyla, iki defa Paris’e, iki defa
Strasb0urg’a, birer defa da Londra,
Brüksel, Moskova ve Kiev’e gittin…

Devlete 3 aylık toplam maliyetin (maaş ve avantalar hariç)
441 .5S3.01 7,18 lira oldu.

En masraflı milletvekili sıfatını
kazandın bu sâyede…

Meclis toplandığında başına çorap örülecek, haberin olsun… Hem
de koalisyon ortağı tarafından…

“Acı

î_____;< . i tecrübelerimi ğ i( satsaydım ' milyoner olurdum..." (1951 dolarıyla Abigail Van Buren)