isiz ajun

okuldaki ilk senemdi. henüz ne okula, ne de hocalara alışabilmiştim haliyle… bir tuvalet ziyareti sırasında karşılaşmıştım kendisiyle. beni şöyle bir süzüp, hangi sınıfta okuduğumu sormuştu. gelecek yıl ders vereceği öğrencilerden biri olduğumu öğrenince de, “bu tiple benim dersime gelme sakın” diyerek 2 dakikada bütün özgüvenimi sikmişti. o işini görüp gitmiş, ben hala “tipimde ne var amk” diye düşünürken, muhabbete şahit olan kişilerden biri açıklamıştı meseleyi. meğer kurthan hocamız sakalı uzun öğrencilere takılmayı severmiş; ki aynı sebepten, dersinde söz alan erkek öğrencilere yaş günlerinde jilet hediye etme vaadinde bulunduğu da olmuştur.

dışarıdaki rahatlığını, hazır cevaplılığını dersinde de sürdürürdü. o meşhur kitabını kaldırır, “bunu boşverin siz, nasıl olsa okursunuz birgün. siz bana hayatı sorun” derdi. sonra anıları üzerinden devletin, yönetimin arka planını anlatır; ara ara “kız çocukları da fazlaymış” deyip, daha az küfür etmeye çalışırdı. edemediği zamanlar küfürlerin yerini, dişlerini birbirine vurarak doldururdu. elinde sigarası, uzun öksürük nöbetlerine yakalanır; hepimizi korkuturdu. sbf‘nin açılımını en güzel o yapardı. sevilesi adamdı.

kaynak