i Bayarmı” mı? “Bahar Bayramı” mı? Yoksa, Kadınlarımız mı?

l

*Mwßlýıék

KURTHAN FİŞEK

“İşçi Bayramı”mı?
“Bahar Bayramı” mı?
Yoksa, Kadınlarımız mı?

Ne zaman l Mayıs yaklaşsa, bir hafta öncesinden gözlerimi açar. kulaklarımı dikerim.

“Provokasyona gelinir mi?” kaygısıyla…

Ankara’da Kızılay’a yürünmeye kalkışılırsa, İstanbul’da Taksim, İzmir’de
Konak meydanlarına sarkmaya çalışılırsa, devletin güvenlik kuvvetleri nasıl
tepki gösterir diye…

Herkes beraberdi bu 1 Mayıs’ta…
“Vukûat” minimumdaydı.

Derin bir nefes aldım.

Eski l Mayıslara, kadınlanmıza gitti
hafızam…

.Zi

İşçi sınıfı tarihindeki ‘l Mayıs” kutlamalarında, erkekten çok kadın öldü.
1886 Haymarket olaylarından bu yana
tuttuğum parmak hesapları yanlış değil
Kadınlar önde gider.

Ağaçlar ayakta ölür.

l Mayıs aslında. kadın emekçilerin
günüdüt

.Zi

Vukûatsız. kazasız-belasız atlattık l
Mayıs’ı…

l Mayıs’ın ceremesini en çok çekmiş
olan kadın emekçilerin ekonomik konumlarına, durumlarına gitti aklım…

Devlet İstatistik Enstitüsü rakamları
sağlıklı ama içinden çıkabilmek için
pösteki saymak gerekiyor.

DİSK’in yayınlarına bakıyorum. istatistik bilgi hak getire…

Türk-İş’e bakıyorum, “En yüce değer emektir, kadın da zâten bizatihi bir
varlıktır!” yâveleri dışında bir şey yok…

Kadınlara ait olmasi gereken “l Mayıs’ günü rakamlarını .Plak-İşin minik
bir broşüründe buluyorum. Benim bile
anlayabileceğim kadar özet şekilde…

I “Eşit işe eşit ücret” prensibi kadınlara uygulanmaz, çok daha az para
alırlar.

I Kadınlar. ise en sonra alınır, en
önce kovulurlar.

I Tarım kesiminde aktif üretim yapan 6 milyon kadının hiçbir sosyal gü

I Sanayi ve hizmetlerde çalışan 3.8
milyon kadının yalnızca 350 bini sigortalıdır.

I Bağ-Kurdu kadın sayısı 250 bin
dolayındadır.

I Emekli Sandığfna tâbi olarak çalışan kadın sayısı 400 biridir.

I Ev kadınlarına bazı sigorta hakları
tanındı. Yararlananların oran: °/ç.1’dir.

I Türkiye’nin yaklaşık-63 milyonluk
nüfusunun yanya yakını kadındir, tama

se. 13. 438 kadın, 2.506 erkek…

vencesi yoktur.

_ Muhalefet etmek muvafakat etmek

mı çalışır, yarısı işte, öbür yarısı evde…

Ahmet Demirel’in kitabı yayımlandı.
“Birinci Mecliste Muhalefet: Ikinci Grup”…

1- Birinci TBMM’nin özelliği neydi?

a. Demokrat olması

b. İki ayrı seçim sonucunda seçilmiş
milletvekillerinden oluşması

c. Son Osmanlı Meclis-i Mebusan’ı üyelerinin
doğal üye kabul edilmesi

d. Milletvekillerinin, istisnalar dışında,
merkezden aday gösterilmemiş olması

e. Hepsi g’

1- Hüseyin Avni Ulaş’ın başını çektiği bu
grup hangi görüş ayıılığından doğdu?

a. Meclis Başkanı Mustafa Kemal Paşa’nın
kendisine yakın milletvekilleriyle Meclis
iç-inde Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk
Grubu’nu kurrnasıyla

b. Başkumandanın vereceği emirler kanun
niteliği taşıması nedeniyle

c. Bazı milletvekillerinin gizli ‘Selamet-i
Umumiye Komitesi’ni kurması

d. Vekil seçimlerinde aday gösterilmesi
uygulamasına, hükümetin Meclis’e bilgi
vermeden uygulamalara girişmesi sonucu
e. Hepsi

İletişim Yayınları’ndan… İsmet Paşa’nın lâfı hep

3- Bu ikinci grup neyi savunuyordu?
a. Meclis’in üstünlüğünü
b. Güçler ayrılığını

c. Çoğulculuğu
d. Fikir özgürlüğünü
e. Hepsi Z’

4- İkinci Grup hangi dönemde ‘dinci, gerici
muhafazakar, saltanat ve hilafet yanlısı’ ilan
edildi?

a. Tek parti döneminde

b. Mustafa Kemal Paşa zamanında

c. Büyük Taarruzklan sonra

d. Grup kurulduğu zaman

ı

aklıma gelir. “Muhalefette muvafakat ve
mutabakat olmaz…” 1920-1923 yıllarını
kapsayan kitabı okurken, bugünü yaşıyorum…

5- İkinci grup ne kadar dayanabildi?

a. 2 dönem

b. Tek parti dönemine kadar

c. Birinci Meclis kapanana kadar

d. Hiç birisi

.Zu

5- Meclis’te, bir de çoğunluğun& hocaların
oluşturduğu üçüncü grup olarak “bağımsızlar”
vardı. Mustafa Kemal bunları nasıl bilirdi?

a. İki grup arasında kalmış birtakım mürteciler
b. Birtakım menfaatperestler

c. Dürüst hareket etmek istemeyenler

d. Hepsi Z’

7- “En demokrat Meclis” olan Birinci
Meclis bu durumunu niçin sürdüremedi?

a. Liberal siyaset kültürünün olmaması

b. Liberal parlamenter geleneğinin olmaması
c. İki dünya savaşı arasındaki dönemde
otoriter rejimlerin egemen olması

d. Hepsi

CEVAPLAR ıle.2)e.3)e.4)a.s)=ı6)d.1)d
E! rempoı543ı 1998

Kırsal kesimde sosyal güvenlik haklarından yararlanabilmek için, kadınların 22
yaşlarını dolduımaları ve “aile reisi’ olarak ıescil edilmeleri gerektiğini biliyor
muydunuz? VZ’

Yukarıdaki bilgileri popomdan uydurmuyorum… Ağırlıklı eğilimi RefahFazilet olan bir konfederasyonun broşüründen öğreniyorum.

Öbürleri ya ilgisiz, ya suskun…

Niye acaba?

Kadın emekçiler en önde de ondan…

O işçi konfederasyonunda. tekstilkonfeksiyon-gıdada, kadın işçiler epey
ağırlıklı da ondan…

Zu

“Refah kadınların oylarıyla kazandı.
Bire bir ilişki içinde, örgütleniyorlar…”
diye şikayetler yükselir “köktenlaik” kesimden…

Ne kabahatleri var bunda?

Edebiyattan pek fazla anlamam,
ama, Allah uzun ömürler versin, Ece Ayhan’ın buyurduğu gibi, “Aşk örgütlenmektir abiler…”

.Zur

Ben bu yazıyı daha önce yazdım
mıydım acaba? ı]

Aptallık yaygın hastalıktır.

Abdullah OcaIan’Ia Şemdin Sakık
arasındaki son görüşmeye ‘kulak
misafiri’ oldum…

APO: :Örgüt bitiyor babo… Niye?”
ŞEMDIN: “Santral avratları
aptaldir…”

APO: ‘_’O_ueIle alâka?”

ŞEMDIN: “Seni ariyrem,
bulamiyrem…”

APO: “Nereden ariysen?’
ŞEMDİN: “Evinden ariyrem babo?”
Korumacılarını Bekaa’daki makam
odasına çağırır Apo…

“Evime gidiyseniz, bakın bakiim
orada mıyım?”

“Emrin olur babo… Gidiyrem,
geliyrem, hemen haber veriyrem…”
***k

Hep demişimdir. Aptallık bulaşıcıdır,
hayvan hastalığına benzer…

Girdi mi çıkmaz…

Sıfırcı Hoca’nın Not Defteri

Prof. Dr. UĞUR ALACAKAPTAN Prof. Dr. ÇETİN ÖZEK Prof. Dr. SULHİ DÖNMEZER
(Recep Tayyip’e uygun mütalaa verip çuvalla ‘vekalet ücreti’ götürürken, kırk yıllık meslektasları Turgut Kazan’a iki
satır yazı yazacak ‘vakitleri ve nakitleri olmadığı’ için) I o

AHMET KENAN EVREN (10 milyon etmez suluboya resimlerini 105 milyara sokuşturunca, necip Türk milletinin/b
!

M.

resim zevkine hayran kaldığı için)

HALIL CİN (Ankara ve Konya Hukuk’taki ülkücü terör günlerini onca aradan sonra anımsattığı için) ………………….

TANSU ÇILLER (14 yaşından beri beslediği ‘maliye bakanlığı’ hayallerine rağmen, onca yaşında. evinin bütçesini fr
muhterem eşi Özer Beyefendiye teslim ve tevdi ettiği için) ?n

ÖZER UÇURAN ÇILLER (Son zamanlarda nerede oturduğunu bilemeyecek kadar gayri menkûl sahibi olduğunu

V..

x.

ğbilemedıği için)

AJDA PEl(KAN YILDIRIM AKTUNA

(‘Viagra’ reklamlarına çıkmayacak kadar mütevazı oldukları için)

Q
DENIZ BAYKAL KAMER GENÇ

(“Deveye cilve yap demişler, dokuz dükkan devirmiş!” özdeyişimizi devamlı hatırlattıkları için)…..

“ı

Anagramlarınız

MERVE iLDENiz
ELİNE_ Ml VERDİ?
(“I” Joker)

ECE USLU SULU ECE

ARZUM ONAN OMUZU ARANAN
(“AU” Joker)

DENİZ PULAŞ
ZİNDE ÇAPUL
(“Ç” Joker)

ESİN MORALIOĞLU
ALI AL, MORSUN
(“A” Joker)

DEMET ŞENER
MEŞE YETER
ÇEVİK BİR
BIR KEÇİ

AYSU KAYACI SAYACI UYAR
va” Joker)

SİNEM GÜVEN
GÜV_ENSİN MI?
(“l” Joker)

oıou MU. OLMADI Mı, BİLMIYORUM SAVINLAR…

OLTAN SUNGURLU (Adalet Bakanı)
HAKKI KÖYLÜ (Erzurum Clmbışsıvcısı)

söylediklerini: doğru ve güzel…
12.11.1997 tarilinde, sayın bakan, yar- ,
gının çetelerin eline geçtiğini, cezaevlerinde yeterli koruma yapama- ‘
dıklarını itiraf ettikten sonra,
mahkûmlann can güvenliğini yeterince koruyamadıklarını da belirtti.
13.4.1998 tarihinde, Erzurum Cumhuriye

Başsavcısı Hakkı Köylü, adalet sisteminin Allah’ın yardımıyla işlediğini söyledi. Köylü, “Mahkeme kararları
geciktiği için mafyaya başvuruluyor, tanıkların yarısı
yalan ifade veriyor…” dedi. Özellikle küçük yerlerde
soruşturmalann hukuk bilgisi olmayan başçavuş veya
onbaşılar tarafından ,yapıldığına dikkat çeken Köylü,
_adli ;zabıta görevi yapanlann iyi eğitilmesi _gerektiğini
söyledi. ^ ‘i’

‘i’ *k*
Oldu ‘sayınlar… Çok güzel söylediniz…
Gelelim olmadısırıa…
Siz ne iş yaparsınız abiler?

ı
“Küçük hatalar
büyük hizmetleri

SITE götürür…”

(Taouus Fuuzıı, 1659)

BAZILARINA RAHAT BATTI ‘ ” ‘ `

iki ruıuu sEçiM NİYE YATTI?
Sahi, ‘iki turlu seçim’ niye yattı?
Birileri Tansu Çiller’in kulağına vaktiyle fısıldadı: “Seçim
sistemini değiştirelim, iki turlu seçim yapalıml..”
Tansu Hanım heyecanlandı, sevindi, hemen açıkladı:
“Seçim kanunu üstünde çalışıyoruz, önümüzdeki genel
seçimleri çift turlu yapacağız…”
Murat Karayalçın da bu yoldan DSP’yi tasfiye edebileceğini düşünmüş, balıklama atlamıstı: “Tamam, biz de
varız…”
Iki parti de tomistan etmişti. “Meselâ dediyduk!” havasında…
Aynı hava tekrarlarda…
Operatik deyimle, Deniz-Tansu ‘bis’ yapıyorlar.
Birileri fısıldadı galiba… “Iki turlu seçim dar bölge sistemidir. Her bölgeden tek milletvekili çıkar. Sandıklardan
ANAP’la FP, HADEP’le ÖDP çıkmaya kalkarsa, başınıza
gelecekleri düşündünüz mü?”
Düşünmemişler zahir… Vazgeçtiler ‘iki tur’ atmaktan…

Tempo s43ı 1998 EE