Hilafet mi kalktı? Halife mi halledildi?
mi ıcaıktlı?
y Halife mi ıhâlledildi?
UNDAN iki yıl ön- l ş _.; -.
ceydi. Gazetemiz .
yazarlarından Mu- “
rat Bardakçfyla
sohbet ediyorduk. Tesadüfe
bakın, hilafetin kaldırılışının
(3 Mart 1924) yetmişinci yıldönümüydü.
Refah Partisi’nin önlenemeyen yükselişinin başladığı
sıralardı üstelik. ..
Ciddi Osmanlı tarihçilerinden biri ola”n Murat’a şaka yollu
sordum: “Hilafeti geri getirir mi
bunlar?”
Cevabını duyunca irkildim: “Hi
` lafet kalkmadı ki…”
Tam iki saat dinlemiştim Murat’ı. .. Sonra yazmıştım.
i**
Olaylar cumhuriyetin ilânıyla başladı. Bir tarafta Ismet Paşa, beri
tarafta Hüseyin Rauf (Orbay)
vardı. Orbay bir demeç verdi:
“Cumhuriyetin ilâm aceleye
getirilmiştir…”
İstanbul basınınca büyütülen bu
açıklamaya İsmet Paşa’dan tepki
geldi: “Bir halife, zihninden, bu
memleketin kaderine karışmak
arzusunu geçirirse, o kafayı
mutlaka koparırız…” `
Olayların tamamen dışında olan
“Son Halife” Abdêjlmecide. tam
o sıralarda, Ankara’dan üç önemli
ziyaretçi “çay içmeye” geldi.
Rauf Orbay, Adnan Adıvar,
Refet Bele…
*i*
Ankara’nın önemli isimleri Son
Halife’yi ziyaret edince, “Asıl Ankara” zâten pimpiriklenmişti, ama,
arkası gelince, sinirler taşma nokta- _ sını buldu.
Yurtdışındaki İsmâili İmamı lll.
Ağa Han’la merkezi Londra’da bulunan İslâm Cemiyeti’nin başı Seyit
Emir Ali, başbakan İsmet lnö
nü’ye bir mektup gönderdiler. Halifenin, hilafetin ne kadar önemli bir
kurum olduğunu, bunu kaldırmanın
“cehennemlik suç” sayılacağını
söylediler.
Mektup İsmet Paşa’nın eline
geçmeden, İstanbul’un bazı gazetelerinde yayınlandı. 5 Aralık 1923
tarihliydi mektup…
8 Aralık 1923’te gizli toplantı
yaptı meclis… İstiklal Mahkemeleri Kanunu’nu çıkardı.
Mahkemenin ilk celsesinde tutuklananlar arasında Hüseyin Cahit
Yalçın, Ahmet Cevdet Oran,
Velid Ebüzziya vardı. Azıcık yatıp
beraat ettiler, Son Halife’ye istifa etmemesi için mektup yazan İstanbul
Barosu Başkanı Lütfü Fikri bey 5
sene hapis cezası yedi.
1924 yılı bütçesi görüşülürken
de, 3 Mart 1924’te,.peşpeşe, 429,
430 ve 431 sayılı kanunlar geçti
meclisten… Şeriye-Evkaf Vekâleti
Diyanet İşleri Başkanlığı, Erkânı Harbiye Genelkurmay Başkanlığı oldu. Eğitim-öğretim birleştirildi, bütün okullar lâik milli eğitime
bağlandı.
O gece de, “Son Halife” yurtdışına yollandı. Yani, “hîlâfet”
kaldırılmadı, halife hâlledildi.
3 Mart 1924 ‘tarihli yasaya, göre,
hilafet makamı, hükümet ve cumhuriyet kavramlarını zâten özümleyen TBMM’ydi artık…
*i*
Bugün 3 Mart 1996… Kaldırılmayan hilafetin kaldırıldığının zannedildiğinin 72’nci yıldönümü…
Bu memleket, kötü kanun yazanlardan. kanunları kötü uygulayanlardan, okuduklannı anlamayanlardan
çok çekti.
Dikkat edin! Hilafet kaldırılmamıştır, hilafet makamı TBMM’de
mündemiçtir.
llk genel seçimde sandıktan ne
çıkarsa bahtınıza!