Hey Bill, Versene Pil, Olur Baba, Bende Tazesi Çok

duman ‘unun ı yeırue…

ııısv BILL, IIERSENE PİL

OLUR BABA, BENDE TAZESI GB

i’ nkarada Morton Abranıowitz di v ye biri vardı. Amerikan büyükeltj, . çisiydi, ama, Türkiye’nin iç işleri› I- ne karışmaz, D.C.’nin (Beyaz Saray› T.C.-864’te (Çankaya) telefon irtibatını sağladı.
Yani, santral nıemuruydu.
Bir basılıp yirmi alınmasının beklen
diği günlerde “irtibat kopukluğu” oldu(

ya Bush cumhurbeyi. ya Cumhurbey
Bush’u bulamadı, Abramowitzin yıldızı
kaydı. Menıleketine döndü, gözden, gönülden ıraklaştı.

Derken, 1 Kasım 1992 seçimlerinin
geceyarısı, ansızın karşımıza çıkıverdi
Abromowitz… Muhabir sordu: “Türkiye’deki insan hakları için ne düşünüyorsunuz?”

“Anadan doğma” olmasa
bile “sonradan olma”
diplomat adam… Patavatsız soru karşısında
yutkundu, durdu, duraladı, kemiksiz dilini
damağında dolandırdı, g
boğazındaki dokuz boğumdan üçünü çözdü:
“Pek parlak olduğunu söyleyemem, önünüzde çok
uzun yol var. Bush kazanırsa sıkıntınız olmaz, ama
Clinton başa geçerse, biraz sıkıntı’ çekeceksiniz… Seçilmiş
meclisinizin başkanı bile söylüyor bunları.

l
#509

8

“Seçilmiş meclisimizin başkanı”… Yani, Hüsamettin Cindoruk… Sahi, ne demişti?

“Ilk maddesiyle özgürlük verip ikincisiyle geıi alan bir anayasayla memleket
idare olunmaz…”

Insan haklarını bir gıdım ileriye götürmek için Ceza Muhakemeleri Usulü
Kanunu’nu (CMUKI değiştirmeye kalkmıştık. Çankayadan geri geldi. Niyesini
sordular, ağızlarının payını aldılar.

“Millî Güvenlik Kurulu’nda uzun uzadıya görüştük meseleyi… Askerler şeklini şemâlini pek beğenmediler. Ustüne
üstlük, `böyle bir şeyi nasıl istersiniz’ diye zılgıt yedik, geri çektik…

Ilk geri dönüşün vebali cumhurbeyindir.

Babanın bakanlarının “CMUK” diye
bilip kabinedeki öbür ortağın bakanların

TEWO 130

“ft

habire “MUCUK” yaptıkları kanunun
meclis komisyonundan son çıkış şekline
bakıyoruz. Itjuğursuz dolandıncı, hırsız,
kaçakçı. kapkaççı, arsız, deyyus, hayali,
ihyalı, yahyalı, akla gelebilecek ne varsa,
hepsi teminat altında… Amerikan filmi
sanki… Haklar okunacak, çay-kahve içiIecek, nargile fokurdatılacak, “Konuşnıak ister ınisin?” diye sorulacak, isteııi
.Iirse konuşulacak, istenmezse devletin

‘polisine, sâvcısına, hakimine, “Yürrüü,
anca gidersin!” denilecek…
Peki, “terör sanığı” damgasını her an
yiyen “siyasî zanlılar” ne olacak?
Onların sorgusunun ne sınırı var, ne
sonu…
Kak sağrılarına, rahvan gitsin…
Devlet bakanı ve hüküy met sözcüsü Akın Gö nen’in, “Clinton’la hiç
bir problemimiz olmaz,
ikimizin programları
arasındaki tek fark,
bizimkinin 500, onunkinin 100 günlük olması…” dediğine
bakmayın… Arada çok
fark var.
Meselâ, bazısı gazetele
re, bazısı meclis zabıtlarına

yansıyan haberler arasında fark

d .

var.
Şırnak milletvekili Sakık anlatmış…
“Polis panzeri mayina çarpınca, Cizre’nin

‘ Cudi mahallesinin tamamı ağır silahlar
la tarandı… Rasgele açılan ateş sırasında
Çağırga ailesinin evi isabet aldı, yedi kişi
öldü…”

Insan hakları açısından, demokrasi
açisindan. 400 günlük değil, dört asırlık
fark bu…

Peki, Morton Abramoıvitzin bunlarla
ilgisi ne?

Çok ilgisi var. Amerika’ya ya dışişleri
bakanı olacak, ya CIA başkanı… Dünyadaki insan hakları ihlallerini “atmaca gibi” izleyecek… Ikincisi olursa çok gülerım…
Kırk yıldır dibimizi, demokrasimizi
oymuş olan_ (tabir Ihsan Sabri ÇağlayangiIindir) CIA, kalkacak, bizim insanımızın haklarını bizim hükümetlerimize
karşı koruyacak, kollayacak…

Bu ayıp da bize yeter…

IIMIBEL (Clinlon’un son nunarasını bilmem
‘W’ ————— —~_–«—–_-`_1

Eamluöuülrmedamüğüıçıuı_ ……. “o

YILDIRIM AKTUNA (Ne Musa’ya, ne İsa’ya, ne Baba’
yaranabildiği için) …………. __ı

GAVIT çAGLARlAııınsaıım işlerinde her zamanki gi; g,,
kurbanı” olduğu için)- ………………… ..ını

IŞIN ÇELEBİ (Qurıılıurbeyin dolduruşuna gelip gelmeyeceg,
merakla bekierıdığı için)…..__.._…_._.__….._-___._..,__,___,_3

KENAN EVRBI (Örtülü ödenek dâvâlannda bir lek TSK yim,
onu da bulaşlırdığı için) ………………………………. __o

PAPA ll, JEAN PAUL (Cenneti mstrati korosuna çevirdiği içn*
….. ..û

MUSTAFA ATEŞ (Diyanet Işleri adına, “Kadın – Key
birbirleri için nimertir, o dünya nimelleri cennette de .. :w
diyerek papazın ağzının payını verdiği içini» ………………… ..ı

SHP (Hâlâ kimlik arayışında olduğu için) -o-ıo–ı …. .-RAPOIIU
CHP (Daha şimdiden lıizipleşip bölünmeye başladığı içini,._ …………………………………………………….. ..RAPMU

ı

…._.’ -.ı . mı:::

(HaftaIıIcAnagram Analiziniz)

İ ERBAKAN-ECEVİT
VATİKAN BECEREME
(”ZEM” Joker)

HASAN MEZARCI
ı AH, SENI MAHAz

İBRAHİM HALİL CELIK ‘ı, ,
3 BILLAHI, IÇKI HALEN HARAM I
1 ( “NAAHJ” Joker)

; NECMETIİN ERBAKAN
ı ANNE.’ MEKTEB-I IRTlCA ‘ ‘
I (“ii”JakeI) ı

i OĞUZHAN ASILTÜBK
E NAH OĞUZ. ASLI Kumı

5 İSMET MELIHEÖKCEK_ _
ş SHÇEK’I KOTU EIMELI Ml?
î ( “İTÜ” Joker)

REFAH PARTİSİ _
i ASRI “FAHRIZAPTIYE”
4 ( “ZAYİ” Joker)

BILL CLINTON
1 NON-SIVIL, T.C. _
1 AKILLANSANA BARI! .
ı WARKANSAS VALİSİ” Joker)

GEORGE BUSI-I_
– 0 DA KEL_ GAZI, GEL MR

1 HEMŞERIM, BURASI ıviı’
”EMEKLİ MARMARA YILDIZI” Joker)

İLLER-THATCHER
HE ILL CHARACTER
(MARAZİ TİP) ( “A ” Joker)

RAHMIKO _
BENI TUR BERBERLERINE EMANET
EDINIZ

(Hepsi Joker)

‘Ã nl’ ş*”‘ .”`;’Ç”””`- ` ‘
şjgklu` b.. T? İşi :j ‘

EKREM, EKREEEEEEMMM! AYVAYI YEDİK
GALİBAA! AKIL VER, YAPACAĞlZ?

ULAN ADAMDA TIK YOK, ÇEK
TABANCAYI ULDUR DİYOR ŞEYTAN!

foto-sulu: .foto-saka foto-saka
FOTOĞRAFLAR RECEP TANITKAN

TAMAM, ZATEN MUHTAR SEÇlMlYDl, YAK
CİGARAYI, VUR SAĞRISINA RAHVAN GİTSİN!

TEMPOl32

A _`_’Qİ.;$ÃYİN’.'”
AKIN GÖNEN
(Hükümetin Nöbetçi
Hoparlörü)

Efendim, üç tip in- `
san vardır.

Biri gözlerine, gördüklerine inanır. Ben
de onlardan olduğum ” ~.
için Cumhuriyet refikimizin geçen cumarte
günkü manşetine inandım: “Kayıplarm Açl;
Greyleıi… Eylemler… Polis Dayağı…”

Obürü kulaklarına, işittiğine inanır. A
lah`a şükür, onlardan değilim… Yoksa, Ege S;
nayici ve İşadamları Derneği’nin Kuşada
toplantısında söylediklerini yeyip yutacaktn
“Clinton`la aramızda hiçbir sıkıntı oln”
cak… Clintonun programıyla kendi hüküıı
mizin programı birbirine çok benziyor. Iki hı
kümetin ortak hedefleri arasında `insan hal
ları’ baş sırada.” `

Hem gördüğüne, hem işittiğine inanan b
de “marjinal grup” var. Onlar safoş takımı.
Onlardan olsaydım, hangi birine inanayım dv
ye, bunalarak geçirirdim hafta sonunu… lfcı
kurtuldum.

Kurtulmasına kurtuldum, ama, kura z
mayanlar az değil…

Hükümetin nam ve hesabına her ağız açı
şında kargalar korosu gülmeye başlıyor.

Bari ufak at, kedilere (ve kerizlere) yem 0
sun…

ı

ı

“Irkçı milliyetçilik
çocukluk hastalığıdır.
İnsanoğlunun
kızamığıdır. . . ”
(Albert Einstein, 1932)

i

“Mübadele öğrencisi” olarak kaydolduğiı TC İ
ilkokulundan, alı alına. nıoru moruna, eve div*müş küçük Reşo… Anasını kıstımıış… `

“Helesen yadel Mayınumdan mı gelınişeıi.. F;

Kürt ailesi anaerkildir, durumlan kurtarımiF`
hep büyük hanımlara düşer. “Yavmcugunıf” diye
ginniş söze…

“Tı lavkımin! Ben yaboııa vardığımde, ne yad*
si yaşardi, ne yabosi… Bilmirem nereden gelmişemdir…”

ı5__ını:NiN ııni?
OZALINKIMI?

E welki pazar akşamı (l Kasım 1992) Kanaldda blonon
Abıamoısitz vardı. Eski Amerikan büyükelçisi, Türkiye

uzmanı, yeni Amerikan yönetiminin akıl bocalanndan biri… ~

“Türkiye ‘deki ınsan baldan durumlannı nasıl
gönlyorsunuz?” sonısuyla karşılaşınca durdu, dum/adı,
yutkımdu, etrafına bakmdı, kibar insandır, alttan aldı.
“Şey, yani, bık, mık, biraz yol almanız gerekiyor…”

SORU 1. “Ailesine, babasına, anasına ”ve
milletine olan vazifelerini yerine getirmeyen,
adamın, insan haklarından yararlanması söz
konusu olamaz!” Kim dedi?

a. Ahmet KerıanEvren

b. Halil Turgut Ozal

c. Wolfgang Amadeus Mozart

d. Henri Philippe Petain

SORU 2. Evren demokrasiye “dur”, Özal
demişti. Ama, ikisinin ortak paydası
vardı. En çok hangi kamu kuruluşundan çektiler?

a. TBMM

b. Genel Kurmay Başkanlığı

c. Tapu müdürlükleri

d. Gümrükler

SORU 3. ANAP’ta liberal_ çoktur. “Eğer Türkiye’de biri, lstiklâl Marşı’nın söylettirilmesini işkence olarak kabul ediyorsa, biz

‘böyle kişilere, işkence yapmaya
devam edeceğiz!” Kim dedi?

a. Cavit Kavak

b. Işın Çelebi

c. BülentAkarcalı

d. Mesut Yılmaz

SORU 4. “Ülkemizde değil,
insan haklarına, hayvan haklarına bile nasıl uyulduğunu, onla-_
rın nasıl korunduğunu görmek
istiyorsanız, Türkiye’ye gelin…” Bu hikmeti kime borçluyuz?

a. Aycan Çakıroğullan b. Ahmet Türk

c._ Mahmut Alınak d. Abdullah Ocalan

SORU 5. “Avrupa ve Amerika’da işkence
görenlerde yara-bere olmuyor. Bizde oluyor.
Çünkü, bizim zavallılar henüz eski yöntemleri
kullanıyorlar. Ondan sonra da vâveylâ kopuyor, işkence yapıldı diye…” buyurdu?

a. Mehmet Ağar b. Unal Erkan

c. Tahsin Şahinkaya d. Rezzan Şahinka ya

SORU 6. Başbakanlığında “insan hakları
TEĞO 134

Tzırihle Yüzleşme…
eymimimıgı M_ı ?
OZALINKI MI ?

l ılıll İl`Şil I’

ama? va› ı’m.’

Mikrofon ve ekrana çöken ölüm sessizliğinden
cesaret almış olacak ki, üstüne gitti: Epey çalışmanız
gerekiyor o konuda…”

Başınıı okuduğum kitaptan kaldırdım. Erbil Tuşalı) ‘in
_vedirıci5i… E ıreninki mi, Özalınki mi? Hangisinin

‘ olduğunu bilmem. emarıe kadar yolurıruzun

kaldığını bir nefeste okuyup öğrendim.

birimi”, genelkurmayında “işkence defteri”
olan dünyanın tek ülkesi hangisidir?
a. Uruguay b. Tanzanya
c. Türkiye d. Meksika

SORU 7. Günahı iddia edenlerin boynuna,
polis olmayıp da polis sorgusuna aşağıdaki asker-sivil bürokratlardan hangisi katılmadı?

a. Ulkü Çqşkun b. Bülent Şemiler

c. Tugay Ozçeri d. Vecdi Gönül

SORU 8. Yıl 1987 Ahmet Kenan Evren’in
görev süresinin dolmasına daha iki buçuk yıl
var. Turgut Ozal, selefine, “Gel, senin görev
süreni uzatalım, eksik kalmış işlerini bitirirsin!” dedi. Muhterem ne cevap
verdi?

a. Istemem, yarı cebime kay

b. Sıkıldım artık

c. Şaşırdım vallaaa

d. Zamanı gelince düşünürüz

SORU 9. Şubat 1989’da
“Türkiye’de son beş yıl içinde
işkenceden kimse ölmedi…” dedi, dediği çok beğenildi, bir yere
taltifen tayin oldu. Kim, nereye? I

a. Hayri Ixbzakçıoğlu, Istanbul ‘a

__ b. Sabahattin Çakmakoğlu,
Özal’ın danışmanlığına
c. Mehmet Ağar, Erzurum ‘a
d. Saffet Arıkan Bedük, Pötürgeye

SORU 10. “Televizyonda yapılacak Kürtçe
yayın PKK’nın zaferi olur!” Kim söyledi?

a. Ahmet Kenan Evren

b. Doğan Güreş

c. Semra Ozal

d. George Bush

CEVAPLAR
1)a,2)d,3)c.4)a,5)d,5)c,7)d,8)c,9)b, l0)b.

H’ . “” .
i* ı›- ~f~ ı. .› ›

KENAN uuııuKAN
ARTIK um: voıc›

Türk Harb-İş sendikasının kurucu (ve demirbaş) başkanı Kenar
Durukan’ın 28 yıl kesiı
tisiz başkanlıktan sonra
görevini bırakacağını
söyleselerdi inanmazdim. Ovünmek gibi ol- ,
masın, sendikaları, sen- l
dikacıları çok iyi bilirim,
kazık çaktıkları koltuktan ölüm bile zor ayırır
onları…

Şunun şurasında 2
yılcık genel başkanlık yapan Kenan Durukan’ın
koltuğunu niye terk etti- İ
ğini mêrak ettim, sordum, soruşturdum, meseleyi kavradım.

Pırıl pırıl kuşe kağı- ;
da basılı, tuğla kalınl
ğında, üniversite hocal ı’
rına eşek yüküyle teliı” h
_ ,ı

hakkı ödenmiş bir ldt. ‘
hazırlatmış Durukar
Türkiye 1992’den… Zaten parasal sıkıntıda
olan sendikanın şube
başkanlarının yirmi sekiz yıllık sabırları taşmış,
o an… Muhtırayı bastır-g
mışlar… l

“Bu şartlar altındî
adaylığmızı koymaz› *nız iyi edersiniz…”

Tanıdığım kadarıyla!
böyle kuru tehditlere;
muhtıralara pabuç bırak-İl
mazdı Durukan..” Ama.]
bu sefer bıraktı. Işin için-l
de bilmediğimiz başka
şeyler var galiba… OnU
da öğreniriz yakında…