Herkes birbirinin işine karışmasa çok iyi olacak!

KURTHAN FİŞEK

erkes birbirinin
şine karışmasa
.çok iyi olacak!

ON zamanlarda -tüylerim diken diken
olmaya başladı. Herkes birbirinin
. işine karışıyor. Ağzı olan konuşuyor,
ama, garnından gonuşuyor.

l DGM savcısı Talat Şalk, yürütrnekte
ş olduğu “Beyaz Enerji” soruşturmasıy olarak, bütün hak ve yetkilerini yerli yeıı lcullanarak, Avrupa’dan bilgi-belge istiyor.
n ‘ye’nin dış politikasını yönlendirmek ve yüı elde görevli hariciyecilerîmiz isyan edi
Kırk kollanyla iki Yumurtalık’larını doğrulr dılar bunca sene… «
Güçleri değilse bile, çeneleri gariban bir sav. v. yeter… f Yetmez, ama, şimdilik neyse…

t”. 2Muhterem hariciyecilerimiz, bağımsız
ş yargıya mesaj gönderiyor. Maksat “Avı pa’ya şirin görünmek”… Düşünce suç ve
çlulanna saygılı davranın, ceza verecekseniz
ı ‘ en azını verin, hatta görmezlikten gelin!
Mantık doğru, niyet iyi… Ama, üslûp yan

“Ulan hıyar!” derler adama, “Ben kaunlan uyguluyorum, popon sıkıyorsa
MM’ye git, kanunları değiştir, ben de

5 3 Cezaevlerindeki açlık grevleri, ölüm

devam ediyor. “Fevkalade bü
ıî uyum içinde çalışan mevcut hükü
met”, doktorlara sinirleniyor, bağırıyor. “Müdahale etsenize! Başka ne balta yararsımı?’

ı Rahmetli babam Nusret Fişek’in, Türk
g Tabipleri Birliği Başkaru olarak, 1988 yılında yazdığı ve yargılanmasına sebep olan bir ya
Azıııuşubat 2001 1 7

l’ zıyı birlikte okuyahm… Sonra devam ederim…

C 6 yılloldu,
ama, bizi yönetenler Osmaııh İmparatorluğunun geleneklerinden henüz kurtulamadılar. Bazı hükümlülerin açlık grevlerini kırmak için yönetimin, adam öldürme
pahasma da olsa, zor kullanması, bunun
örneklerinden biridir. Otokrat düzende,
yönetenler buyurur, herkes o buyruğa
uyar. Uymayan olursa Adalet Bakanı Sayın Sungurlu ‘rıun dediği gibi “Devlet gücı’inü kullanır ve kararını uygulatır”.

Uygulama için kullaıulan yöntem Anayasa’ya, İnsan Haklarına ve onuruna aykırı olsa bile, Adalet Bakanlığı hükümlülere baskı yapmak için ne yapıyor? Bir

genelge çıkarıyor ve “açlık grevinde’

olanlara tuz ve şeker verilmez” diyor.

Bunun tıp yönünden arılaını, “Bu kişileri 9

öldürün” demektir. Ancak öldürme yönteminde asmak, tabanca veya bıçak öngörülınemiş, elektrolit dengesini
yeğlenmiştir.

Bu yazıyı yazmaya Aydın Cezaevi’ndeki açlık grevi sona ermeden başlaınıştım.
Cezaevlerinde bu ve buna benzer olayların tekrarlanabileceği kuşkusundayım.
Bu nedenle yazının giriş paragrafım korudum. TİB Merkez Konseyi hüküınlülerin açlık grevinden vazgeçmelerini sevinçle karşılamıştır. Bundan sonra Adalet
Bakanlığı’nın bu ve benzeri olaylara sebep olınamasııu bekliyoruz.

‘ V Şimdi biz hekimlere düşen görev, açlığııı hükümlülerde bıraktığı izleri tedavi
etmektir. Hükümetten hükümlülerin tedavisinde insanca’ davranmasmı, hastanelerde hüküınlüleri zincire vurdurına uygulamasmdan vazgeçmesini ve tedavi

.. için hekimlerin gerekli gördüğü her önle
nıi almasıru bekliyoruz.

Hekim olduğıunuz zaman herkesin yaşama hakkuıı koruyacağımıza and içtik.
Andımız hükümlüleri de -idam
mahkûmları dahil- kapsar. Bu nedenle
hüküınlülerin sağlığının ve onurunun korunması bizi ilgilendirir. Onların yaşam
ve onurlannı korumak için çaba harcamak görevimizdir.

Tedavi isteyen herkese elimizden ge
› .len yardımı yaparız. Ama, istemezlerse,

muayene ve tedavi edemeyiz. Yazımı hapishane yöneticilerinin hekim arkadaşlarımıza, yönetimin işine gelecek şekilde
davranmaları için yaptıkları baskının,
adalet camiasma yakışır bir davranış olmadığını belirterek bitirmek istiyorum.
Bir çok arkadaşımız bu isteklere cesaretle karşı çıkmaktadır. Bu örnek davranışlarından ötürü meslektaşlarımızı içten
gelen duygularla kutluyorıız.

Babamı rahmetle anıyorum…

Herkes kendı’ İşine baksa, .Türkiye çok daha giizel olur.