Her tekel zammı enayi rantıdır!

HER TEKEL ZAMMI
ENAYI BANTIDIH!

Erdal İnönü hocamdı. Fizik hocam… Çak

Hayatımın üç yılı kimya mühendisliği

okuyarak geçti. Rahmetli babam o yıllarda tim…
çok kızardı bana… “Adam olamazsın!” der, Süleyman Demirel hocamdı. Hidrolik hobaşka şey demezdi. cam… Çaktım…

Tamam, mühendis olamadım, amma- Necmettin Erbakan hocamdı. Mekanik
velâkin, azbuçuk okudum. hocam… Çaktım…

Ama, kimya mühendisi olmaya çalışırken,
‘Türkiye’de çok az insana nasip olan bir mazhariyetim oldu.

Turgut Özal hocamdı. Matematik hocam… Bir tek ondan geçtim…

Okulu bitirmek için askerliğimin gecikmesi yüzünden, benim yedeksubaylığım (ve
mapusluğum) sırasında, Memduh Tağmaç,
Haydar Saltık, Mehmet Buyruk, Kenan Evren, Doğan Güreş komutanhğımı yaptı.

Ayıptır söylemesi, en rütbesizleri Kenan
Evren’di.

Kara kuvvetleri kurmay başkanlığı yaparken, ben takım komutanıydım.

i’ *k ‘A’

Lâfı uzattım galiba…

Kimya mühendisliği tahsilimin bana üç
faydası oldu.

1: Türkiye’nin bütün devlet büyüklerini
birinci elden tamdım.

2: Daha “selâmıııaleyküm” bile demeye
fırsat kalmadan, element tablosunu ezberlettiler. Bilmece çözerken inleyenlerin aksine,
saniye duraklamadan, en uçuk, en anlamsız
elementlerin simgelerini yazıveriyorum beyaz
boşluklara…

3: İkinci yaz stajımın ilk yarısını Tekirdağ Şarap ve Rakı Fabrikası’nda, ikinci yarısını Kavaklıdere Şarap Fabrikası’nda yapmış Zor zenaatin ince ayrıntılarını, püf noktalarım öğrendim…

Şu son noktayı izninizle biraz açayım…

Üzümü sıkıp suyunu çıkarır, sonra fıçıya
doldurup unutursun… İyi bakarsan şarap, kötü bakarsan sirke olur. Tabiî, incelikleri var,
ama, “şarapçılık” zenaatinin aslı, astarı bu…

Meyvenin suyımu, posasını çıkarır, üzerine alkolü basar, imbikten geçirip darmtır,
fıçılara doldurur, göbekten başlayarak münasip bir süre sonra şişelere koyarsın… A1
sana rakı…

“UYYYY, BUNLARIN NEPSU BENUM Mİ? ENKAI
DEVRALDIK, NEREME SOKAOAYUN BUNLARI?”

‘ v ‘l r *tı
“MAKSAT KOMİSYON MUHABBHİ OLSUN,

_ t a› v:
ıçsıı ELBEITE çımı”

Hatırlıyorum. Başmiilıendise sonnuştum:
‘ `^ “Bunun maliyeti ne?”
Tekel zamları yeni gelmişti. Tiryakilerin, akşamcıların burunlarından soluduklarını, ateş püskürdiiklerini gazetelerden okuyorduk…
“Hesap hiç şaşmaz! Üretim-pazarlama maliyetini iiçle
çarpıyor. çıkan fiyatı

“eıııııi NİYE
sonuvonsuu?

g? ‘› ı ı B!” Mi KURDU” koyuyoruvz… Senin
«l 5 “Bu HE Bıçm ZAM HÜKÜMET” anlayacagın, enayi
-r LAN? AYIPT IR!” Eyüp: içşrim Api; rantı topluyoruz…”

THVIPOIZS

ıcınıoııııııoııııııoıoıııııııııııııoıııııııııooıııııııııııoııoıııııoııııııooıoıııııııııoııııııooıoıooıooııııııoooooııoıoıııııoıoııııoıooıııoıooııııoııoııııoııoıaıoıooıııııo

ı sırıııcı ııoclifııııı
ııor ııısrrrnı

cıyla, Erbakan-Kazan ekürisiyle öpüşmeye dev
için) …. .. ……….. .. ` `
TANSU ÇILLER (Yed bunca hakaretten sunrıaley
dedâvâ açacak, bir tek, kozmetikçisini bulduğuiçin) …… ..O
SÜLEYMAN DEMİREL (Terör zirvesine giderken, Mê-..ı
sut Yılmatabıraktığı üc dosyadan birinin Çetin Emeğin te-y ‘
tikçisine ait olduğu bilinmesine rağmen, elinde kaı; zamandır bulunduğu anlaşılamadığı için …………………… .. ‘K
CAVİT ÇAĞLAR
NECDET MENZİR
NAClıAYHAN _
HAYRİ KOZAKÇIOGLU g,
MEHMET SAĞLAM H_ “J
ERMAN YERDELEN (Parasıyla değil mi, ”lnterhankWl
bünyesinde “alternatif parti” örgütlemeyi başardıklari
‘ ‘ . …………. ..ll

__ ne ve bürokrasisine ne yapacağını henüz açıklamadığı ıçın ……………….. ..O
YAMAN TORÜNER (Bakanlık koltuğu uğruna tün
merkez bankası bürokrasisini sattığı konusunda rivayetler
dolaştığı için) ……………………………………………………………….. ..U
ŞEVKET KAZAN (Kahinesinde bakanlık yaptığı Ecevit
konuşurken, sıra kapaklarını lakırdatmak, bir tek kendisine
düsmediği için) …………………………………………………. ..İ ………. ..ıı

EYÜP ASIK

. . v ‘
(TL-kul ıııcılciclerıııııı sınırl- soııımlıı İ-.unıcırhcnelerın sınırsız-sor

Bakan olarak verdiğin
ilk demece çok duygulandım: “Halkımdan özür diliyorum. Göreve başladığım
gün, bu kadar büyük tekel
zammı yapmayı ben de istemezdim. Ama, ne yapalım, mecbûruz… Daha sonraki aylarda zam yapmamak için, şimdiki zamları
yüksek tuttum…”

Bu abuk-sabuk açıklamayı duyduğumda İstan
; bul’daydım.

Yanımızdaki masada

. bakanı)

yüksek bürokratlar vardı.

İsmi bende mahfûz, bir
tanesi gırgır geçmeye başladı.

“İçki içmez, sigara içmez… Boşuna ‘Nakşi Eyüp’ demediler kendisine…”

Öbür yüksek bürokrat
daha ilginç bir gözlemde
bulundu.

“iyi kumarcıdır. Üç taştan tavlaya, pokerden barbuta, her şeyi iyi oynar. Kumarhanelerden sorumlu turizm ve içişleri bakanlıklarından birini önermişler
kendisine… Kendi kendine
kötülük yapmamak için
yan çizmiş…”

Sayın bakanım…

Şimdiden içki masalarına meze oldun!

Daha kötü yollara düşmezsin inşallah…

Meselâ, bitirim kahvelerine…

. .îşğg-..şîğ-..Sıî
W”

ı ı `

‘ ‘ 1 “Mafya” sözcüğünün etimolojisi konusunda tartışmalar var. suçluları “Maha” denilen taş ocaklarına gönderen,
oraya gidenlere “Mahias” diyen, sonra
da “Mahyas”ı “ınafya” diye okumayı be, ceren etnik grup hangisi?

ı. Araplar

ıl. tlacıhüsrevltler

1 On dokuzuncu yüzyıl Sicilyasında
huzur bozuktu. Devlet olmayınca, bazı
. ailelere, aşiretlere “asayişi sağlama” görevi verildi. Mafya böylece oluştu. Adları neydi?

ı. Köy kurucusu

lı. llınıidrye alayları

e. Olağanüstü Ilil ııöıge Valiliği

d. Kr jandarma

3 Mafyanın yasaları vardır. Geveze ve
v muhbirleri oylum-oylum oyarlar. “Sa
v_ gir-dilsiz” yeminlerine ne denir?
momertı
lı. Omega

i d.0goli

7.( 4 Mafya babalarının en büyük zaafı

hangi bilim dalına girer?

ı. Gastronomi

t; lLGastroloi

&Zooloji

aıısııoıoi

.H


“l S Mafya`nin kendine özgü ayrı bir lisanı
vardır. Bir mafya üyesi size “Grasciu”
(pislik) derse, iltifattır. Ne anlama gelir?

ı. llltııı
lı. Yavrıııı

MORTE ALLA FCIA
ITALIA ANELA!

(Bütün Fransızlara Ölüm! Yaşasın Italya!)

Tabiat ve siyaset “traş/uk” alletmez.- Nerede boşluk varsa, lıemen dolar, doldıırulur.

Devletolmazsa, onun yerini dolduracak birileri elbette bulunur. Bulunrrıazsa, kendiliğinden çıkar.

Fransız işgalci/erime karşı İtalyan devlet! ılireııemedi

MAFM doğdu Marie Alla Franclal Italia Anelal Bütün Fransızlara
ölüm. yaşasın İtalya!

Bizde devletin nıaşaallahı var.

Maşaallalıı varda. kendlsiyak.

Uatrrıakıstsırıiyorum.

Kâpekslz köyde wma/dı gednımye başladı herkes.

6 Mafyada “çekirdek örgüt” esastır. Örgüt başı hangi sebzenin adıyla anılır?

ı. Kınılıdıır

lı. Pırasa

e. Enginar

d. At kntınısi

7 Amerikan mafyasmm en önemli günlerinden biri, “Sevgililer Günü”dür. O
gün (14 Şubat 1929), Chicagdda, bir garajda, 17 kişi kurşuna dizildi. Türkiye’de “garaj mafyası” olarak anılanlar
arasında kimler var?

ı. Ali Topu

lı. Aytekin Katil

e. Musul: Sarıgül

d. Hepsi

8 1962 yıhnda, Joe Vallachi’nin itiraflanyla sarsıldı Mafya… Bir yıl kesiksiz
süren sorgusunda, Amerika`mn dört bir
yaninda, 30 aileye bağlı 47.553 tetikçitahsildar olduğımu söyledi. Vietnam savaşı süresince, ABD ordusunda kaç asker savaştı?

a. 17.551

h. 30.000

e. 50.000

d. 61.000

9 Rahmetli İnci Baba’ya “Nasıl baba oldun?” diye sormuştum. Ne cevap vermişti?

ı. Bileğiırıiıı hakkıyla

lı. Tehdit ve sindinneyle

e. Prezervatif kullanmıyarak

d. liakipleriml topuklarından vııarak

10 “Hiç kimse kendi memleketinde
peygamber olamaz!” Eski sözdür. Mafyamn esamisi, şu sıralarda, bir tek nerede okunmuyor?

ı. İtalya

lı. Türkiye

cJnıerikı

d. İngiltere

duméiıêiığiâiil”

ğÜŞDÜiĞŞRACOĞLý
sus, oruR. DÜŞÜN. Asu
ii i (`TTAN$U”;J9’<Ğ° çMğnE/inurçuı ' 'OMER BARBtlTÇU o Türkiye Cumhuriyetinin elli üçüncü (rakamIa "53") hükümeti geçen hafta güven oyu aldı. Az değil... 53 hükümeti oylamı sız... Oylama sonuçlarına baktım... En ziyade güven oyu (beyaz) alan hükümet, Menderes'in üçüncüsü olmuş... 1954 yılında, 491 oy... En az güven oyu alan hükümet, İnönü'nün ikincisi olmuş... Cumhuriyetin kurulduğu günlerde... 145 oy... Peki, kimlere güvenmemişiz? Asker zoruyla kurulan Sadi Irmak hükümetinin, 24 Kasım 1974 günü okunan programına, yüce meclisin sâdece 17 üyesi "evet" demiş... Derken, Bülent beyin 1978 kabinesi, 217 akoy almasına rağmen, azınlıkta kalmış... ' Arkadan, 191 beyaz oyla, aynı güvensizlik darbesini, Çiller'in 51'inci kablnesi yepmiş... 53 hükümet... 3 güvensizlik oyu... - mak için de “piyango" sistemi 7(':.ğfqjoker) bevliyeci, cinsel organlarından .. ` *yıLbıRihjfAKı-UNA rahatsız olduğunu söyleyen .uvKuM DA ANıızrıu Medya baktı 'ğ “Neyin var?" diye sordu. “YapamiyremJ _ Bevliyeci harum şaşkindı. 5 İ “Niye yapamıyorsun? Çok iyi_ _ ' ~ sin maşaallah!" :N Acıtg şAxııAı( “Bulamiyrem..." v-..ßâilérîhl eşil kartı tutturamayan Y eski sağlık bakaru Yıldırım Aktuna gitmiş, manyetik kart dağıtan Yıldırım Aktuna gelmişti yerine... Doktorların memleket çapında hakça dağılımını sağla nigetirmişti. Orta yaşlı hanım (dul) Muayene yapıldı. Reşo'nun takım-taklavatı hem yerindeydi, hem maşaallahı vardı. Doktor hanım hasta yatağına uzandı. “Bir de bende dene!" dedi. Reşo hâlletti meseleyi... Bir değil, tam yedi kere... eüysdNiLENı: DEĞİL, GUVENENE AK' I Olabilir. Demokraside herkesin oyu kendisine... ~k i' i' Güvenoyu almasına rağmen "en az güvenoyu alan" hükümetin kim olduğunu merak ettim, araştırma yaptım. “En az beyaz oy alan hükümet", 27 Eylül 1980 günü programı okunan Bülend Uluswnunkiymiş... sâdece 5 oyçılonış... Doğrusu, şaşırdım. Sonra öğrendim. Beş kişi lehte oy vermiş... Kenan Evren, Nurettin Ersin, Tahsin Şahinkaya, Sedat Celasun, Nejat Tümer... oybirliği... Cuntalara, beşll çeteye de o ya kışır ancak... 129 TEMPO