Hepotizm iki taraflı kesen bir kılıçtır…

“ı , 5 Ekim 2009

ş tizm iki taraflı
-. n bir kılıçtır…

lR önceki cumhurbaşkanımızın “ye’ğenbey” problemi tekrar depreşti.
Biri “hayali mobilya ihracatı”
ı yaptıydı. Yaşı daha küçük olanı kısa. rliğini tam teşekküllü bir hastanede
hemen sonra tutuklandı.

3. sifonlamış. . .

ar Bizi Baba!” sloganının yerini,
› Beni Amca!” söylemi aldı.

ç bu konuyu sordular, tek kelimeyle
ç› tizm”…

j “akraba kayırmacılığWm

l a: *k *k

i.. önemli bir noktayı vurgulamak isti
_ içtenliğimle söylüyorum, sayın dokul urbaşkanımın bu meselede hiç bir
‘:4 hangi bir kayırmacılığı yoktur.

.ı tizm” tarihine baktığımızda, nepo`. şekilde gerçekleştiğini görürüz. ..

gı. ele geçirenler, devlet mekanizmala“hemen çalıştırır, yakın-uzak bütün akra” eş-dostlarını “suyun başına” otur,vepotizmin en kaba şekli budur.

de “nepot” kişilerin hısım, akraba ve
_ı ları vardır. Uyanık oldukları için cin

çarparlar.

Ornek verelim. .

Elli kilometre hız sınınnııbeşe katlayan zıpırın birini trafik polisi çevirir: Ceza yazacak…
Adam dellenerek arabadan iner. “Sen benim
kim olduğumu biliyon mu lan? Adamı
sürdürür, süründürürüm…”

Adam hayali ihracattan tutuklanır. Kendisini
mahkemeye götüren polislere, evrakına el koyan müfettişlere, olayı görüntülemeye çalışan fotoğrafçılara, kameramanlara bağınr. “Sen benim kim olduğumu biliyon mu? Uzak dur,
yoksa sürüm sürüm süründürürüm…”

Akrabasının haberi yoktur bundan…

Ama, görevli kişi korkar.

Sahiden süründürür mü? Sürünürsem çolukçocuğum ne olacak? v

Nepotizmin en büyük tehlikesi, nepotlardan değil, “isim kullanan”, abanın altından sopa gösteren nepotzâdelerden
gelir.

iii”

Bankacılık sektöründe bir takım problemler
var.

Kanun hükmünde kararname çıkartarak, kanunlara, dolayısıyla da TBMM’ye by-pass yapmaya çalıştı mevcut hükümet…

Olmadı. İkisi de Çankaya’dan döndü.

Şüpheniz olmasın, arkası gelecektir böyle
itiş-kakışlann. . .

Sonunda “sulh” olurlar, ama, benim tek
korkum, işin gereğinden fazla dallanıp ,budaklanmasıdır. `

Dallanıp budaklanır, çünkü, “bankacılık”
sektörünün yakın tarihimizde çok önemli bir siyasi yeri vardır.

*k ‘A’ *k

1937 yılıydı. 21 Eylül 1937…

Atatürk’le İsmet Paşa’nın yolları bir kere daha ayrıldı. _ _

Çok önemli bir bankamız, hükümetten
“kâğıt fabrikası kurma ruhsatı” istedi.

Başbakan İsmet Paşa’nın her zamanki damar ve inadı tuttu, “Planda böyle bir şey
yok, olmaz!” dedi.

Cumhurbaşkanı Atatürk’ün kızdığını görünce, bir buçuk ay izin istedi, başbakanlık makamını bıraktı. .

Aynı gün, o bankanın kurucusu ve’ dönemin
İktisat Vekili Celal Bayar vekaleten başbakan
oldu.

25 Ekim 1937’de Celal Bayar’ın vekâleti
asâlete çevrildi. `

Gerisini bilmiyorum. Bankacılık sektöründen
anlamadığım için, o kadar da ilgilendirmiyor
beni… `

Bildiğim tek şey var.

Hükümetle Çankaya arasında “bankacılık
sektörü” konusunda ne zaman sürtüşme çıksa, saniyesinde, dakikasında, güncel siyasete
yansıyıveriyor.