Hay, dilimi eşek arıları soksun!
İki buçuk yıl kadar önceydi. Hürriyefte
bir yazı yazdıydım.
“Ecevifle Soysal’m Bir Çay İçme Vakitleri
Geldi
Aüinıza ve sabnrnza sığınarak, onca aradan sonra, aynı yazıyı tekrarlamak istiyo
ıı t i’
Mümtaz Soysal dışişleri bakam olduğunda, meseleye “sıcak bakanlar” vardı, “soğuk
bakanlar” vardı.
Soğuk bakışların bir kısmı ideolojikti.
“Adam kızıl komünist…” diyorlar-dı, “Baksanıza, Mamak’ta 17 ay yattı. Suçsuz olsaydı askerler hapse atıp buz kırdırlnrlar mıydı? Tuvalet temizletirler miydi?”
Yeri gelmişken önemli bir tarihi düzeltme
yapmam gerekiyor.
Mümtaz Hoca tuvalet temizledi, ama, buz
kırmadı! Buz kırdırtılan, bel fıtıklı, kayık
diskli Uğur Alacakaptandı.
YORUM
HAY, DİLİMİ EŞEK ARILARI SOKSUN!
sonra devam edelim.
Soğuk bakanlarm en büyükçe bölümü, Mümtaz , ” ‘i
Hoca’mn dış politikasına
kafayı takmışlardı. Yok ‘ ı ,g
Amerika’yı eevmezmiş… Yok, ça- ‘
ğm dışındaymış, “üçüncü dünyacı” takımındanmış… Yok, bağımsızlığı “fetişizm” hâline
getirmiş… Yok, kalemindeki mürekkebin son
damlasına kadar Kıbrıs davamızı savımurmuş, bu da batı dünyasının gazap (ve azap)
şimşeklerini çekermiş…
Bunların niye “suç” sayıldığım anlayamamıştım o ilk günlerde… Rahmetli İsmet Paşa’mn, Amerikalı Johnson’a kızıp, “Dünya yeniden kurulur, Türkiye de o dünyada yerini
alır!” sözleriyle özetlenen bir “bağımsızlık” anlayışmm niye eleştiri konusu olabileceğine de
akıl-sır erdirememiştim.
Şimdi anhyorum.
Son on yılda iki dış politika oluştu
Türkiye’de… Birileri çıkıp “Amerika benim
ikinci vatınımdır!” diyor, başka birileri çıkıp
ikinci vatanlannın “Suudi Arabistan” olduğunu ima ediyor.
Sanki dışmda, tamamen bağımsız ‘
bir başka seçenek yokmuş gibi…
t t i›
Mümtaz Soysal’m dışişleri bakanı oluşunun o ilk zamanlarmda, kimlerin ona sıcak
baktığım yakından izledim.
Hiç şaşırmadığım biriyle karşılaştım Bülent Ecevit..
Niye şaşırmadım? Şaşırmadım, çünkü,
Bülent Bey’le Mümtaz Hoca’nm dış dünyaya
bakışları tıpatıp aynıdır.
t ‘k v:
Bu sefer döndüm, Bülent Bey’le ilgili belgesel arularımı tazeledim. Özellikle de, memleketin iç örgütlenmesiyle ilgili olanlari…
Bülent Bey, hem asayiş, hem ekonomik
kalkmma problemlerini aynı anda çözecek bir
“Köykent” modelini savunuyordu. Bülent Bey,
o tarihlerde “yönetime katılma” olarak anılan
özyönetimden yanaydı. Merkezi idarenin katı,
bonapartist güdümünden kurtulmak için, mahalli idareler, fabrikalar, KİTler kendi kendilerini yöneteceklerdi, işçiler hem kararlara,
hem kârlara katılacaklardı. En önemlisi, merkezî hükümetin bunlara müdahalesi, ‘yol gösterici” bir planlama anlayışıyla olacaktı.
Bugüne atladım, Bülent Bey’in Mümtaz
Hoca’yı niye eleştirmediğini kafamdan geçirdim.
Özelleştirmeye karşı çıkmıyor
Mümtaz Hoca… “Özerleştiri_ î me”ye karşı çıkıyor, “özerkleştirıne”yi savunuyor.
__tr _V “KİT’ler önce özerkleştiril. i s.) sin, kendi işlerini kendileri
” ‘ görür hale getirilsin…” diyor.
“Satılacaksa, alış önceliği orada çahşanlara verilsin…” diyor. “Çalışanlar yönetsin…” diyor.
Aynı şeyleri söylüyorlar.
Yelpazenin sosyal demokrat (veya demokratik sol) kesiminde bu kadar “tıpkısınm aynısı” düşünen iki kişiye az rastlanır.
Bülent Bey’in belli bir karizması var.
Mümtaz Hoca’mn tutarh bir bilimeelliği var.
Bülent Bey’in kemikleşmiş bir oy tabanı var.
Mümtaz Hoca’nm kemikleşmiş bir siyasî çizgisi var.
Ben ne düşünüyorum, biliyor musunuz?
Mümtaz Hoca’yla Bülent Bey’in oturup
“bir çay içme” vakitleri geldi artık… Ama, olmadık şeylerden maraza çıkaran sosyal demokratlan (ve demokratik solcuları) bildiğim
– y için, bir de korkum var.
Bülent Bey demli çay sever, Mümtaz Hoca
orta şekerli kahve ister. – — ~
i ‘k t’
Yukarıdaki yazıyı yazdığımda, Mümtaz
Soysal CHP’den DSP’ye geçmemişti.
O da oldu, bütün sol taban sevinçten hopladı. Rüyalar geıçekleşiyordu artık..
eşek arıları eoksun! İki buçuk yıl
önceki o yazımn son iki cümlesini yazınasaydım ölür müydüm sanki?
NOT ‘DEFTERİ
HACl-BACI (Libya kararnamesinin intikamını Mehmet Ağarden fena sekilde aldıkları için) …………………………………. .. l)
MEHMET AGAR (Muhteşem ikili n tuiasına gelebileceğini
kesti meylp, tedblrlerini ona göre önceden almadığı için)
……………………….. ..ll
BULENT ECEVIT (Dost ve müttetiklerinln kimler olduklarını
bunca yıldır hâlâ anlayamadığı için) …………………………. ..IJ
HUSAMETllN ÖZKAN (Mehmet Ağaria ilgili sut; duyurusunu Mümtaz Soysaia yaptırtmak için onca uğraşırken, Ağarla ticari ilişkilerini kendisine sakladığı için) ……………….. ..Il
lılUMTAZ SOYSAL (İki karizmatik keçinin aynı ipte oynayamayacaklarını ger; anladığı için) ………………………………. ..IJ
MESUT YILMAZ (“Artık siyasi mücadele beyhûdel” derken,
agzindan cıkanı kendi iki kulağı duymadığı için) ………….. ..U
EYÜP AŞlK/MUSTAFA YAŞAR (ANAP tarihinin “İlk 18’i
arasınzegirmeleri aslâ mümkün olmadığı için) ……… .. .O
AHMUTALAN KAPI KOMŞULARI (Biri mini etekle, bürü
çıplak gezdikleri için) . …………………………… ..ll
SÜLEYMAN DEMİREL YURT DIŞI BURSUY
YATAY GEÇİŞLİ
RUŞTÜ KAZIM YÜCELEN (“Mesut Yılmaz bu yükü taşıyamıyor” ğüzlemine “Good morning after breaktast” dışında
tepki almadığı için) ……………………………………………………… ..D
BÜLENT ECEVlT
(NO, PRIME MINISTER)
Sayın başbakanın, olmadı, hiç ama hiç olmadı
okuyanlar okumuştur, biliyordur zöten… bilmeyenler için, sözlerini
zi tekrerlıyorıın..
“sayın Soysahn dün söyledikleri aranıızda benim sandığımdan da
liebe derin ıynlıkler bulunduğunu gösteriyor. Bir süredir böyle bir çıkış
için hazırlandığını hisıediyordum. Bu durumda Sayın Soysal herhalde
grııı başkan vekllliğinden eynlmayı düşünüyor olmalıdır..”
Buraya keder çok haklı olabilirsiniz sayın bıçbekanım…
Ama. devamı hoş değil sözlerinizin..
“Eğer Sayın Soysal ANAP-DYP hükümetine ortak olmak yerine dışardan destek vermiş olmanızı kasdediyorsa bunu bir eleştiri konusu
yapmaya hakkı yok 0 kararda sayın Soysalin da oyu ve onayı vardı…”
No, Prime Ministerl Olmadı
Sözlerinizin devamı daha da olmadı.
“DSP ülkenin her sorununa en gerçekçi ve tutarlı çözümleri üreten
pertldlr. Ama Sıym Soysal DSFnın bu özelliğine ve niteliğine ne konuşmelınııde ne de yezılınnda değiniyor. Bir yıldır üyesi olduğu DSP’yE
adete pannıklınnm ueunda tutuyor. Genel Başkan Yardımcısı Rahşan
Eoevlfl de ‘Parti içi sorunları çok kanşryor’ diye eleştirmiş. Rahşan
Ecevit, beıılrn yasaklı olduğum dönemde ve en zor koşullar altında, bu
partiyi kum ve yıllardır gecesini gündünüzü bu partinin tutarlı bir doğ
nılhıyle güçlenmesi için harcayan insandır. Herhalde böyle bir kimsenin
parti sonmlarme kanşme hakkı bir yıldır üyemiz olan Sayın Soysaiın
kenşma hakkından daha az değildir.
No, Prime Ministerl
Mümtaz Soysal, 12 Mert zindanlunnde yatarken, buz kırarken,
tuvalet temizlerken, siz neredeydiniz?
Size olan saygım. daha taz
lesını somıamı önlüyor.
Bu hareket sizin
değildi, size de kalmaz! v
rıssr
NE MOZAYİĞİ ULAN?
TURKİYE GÖBEKTAŞIDIR! l
Çok zor günler geçiriyoruz…
Eski bir ülkücü, lıalilıazırdaki bir
milletvekili, aktif yaşı geçmiş bir
emekli dansöz, bir de emniyet müdürü araba kazası geçirdiler.
Türkiye’nin gündemi değişiverdi.
Herkes soruyor: “Aynı arabada ne
işleri vardı?”
Derken, gündem yeniden değişiyar: “Armutalan ‘da silahlı gezinen o
adamlar, iki emekli paşayı öldüreceklerdi… ”
Kimse söylemiyor: “Özel infaz
timleıinüı değil, belediyenin hedetidir
o…
Türkiye’yi çok seviyorum.
Onun kadar “abesle iştigal” eden
ülke yoktur dünyada…
Gürültüyü, farfarayı,
cazırtıyı kesmek
için, içkiyi yasaklaınıştı Osmanlı… Cumhuriyet ilk neyi yasakladı?
a. İçkiyi
b. Toplantı ve gösteri
c. Tophane rıhtımında nara atmayı
d. Gülhane Parkı’nda öpüşmeyi
E “Ailesine, babasına, anasına,
milletine vazifelerini yerine getirmeyen adamın insan haklarından
yararlanması söz konusu olamaz!”
Kim dedi?
a. Ahmet Kenan Evren
b. Halil Turgut Özal
c. Wolfgang Amadeus Mozart
d. Henri Philippe Petain
“İnsan haklarından daha fazla
hayvan haklarına saygı gösterilen bir ülke Hindistan’sa, öbürü
kiye’dir…” Kim dedi?
a. Aycan Çakıroğulları
b. Ahmet Türk
c. Mahmut Ahnak
d. Abdullah Öcalan
‘I`ı”ırkiye’de sosyal demokrasiyi
‘ ” yok ettiği iddia edilen Erdal İnöi”
‘ nü’nün söylemleri iyi, eylemi sıfırdı.
__ Muammer Aksoy vurulduğunda Erdal Bey ne demişti?
a. Bu ikinci bir Kubilay olayıdır
b. Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir
CEVAPLAR
+~.~’
‘Tanpo47/199s
«
Pili ‘IHH ‘ML
c. Hükümeti göreve çağırıyorum
d. Vahim gelişme olduğunda haber
verirlerse sevinirim
e. Hepsi
Demirel başkanlık sistemine oyE nuyor. “İyi” oynuyor. Eski Türk
parasıyla, tanesi 800 milyondan, etkili-yetkili kişilere “mercedes” dağıtınıştı. Bir tek kimden esirgedi?
a. Erdal İnönü
b. Tansu Çiller
c. Ekrem Ceyhun
d. Cavit Çağlar
Sporla siyaset iç içedir. Kırkpınar’da omuzlara almdı, eline tutuşturulan mikrofona konuştu.
“Bundan sonra sadece futbola değil,
güreşe de önem vereceğiz…” Kısa bir
sessizlikten sonra devam etti: “Lan ağzına sıçtığım! Kim 0 parmak
atan?” Kim?
a. Cavit Çağlar
b. Hasbi Menteşoğlu
c. Mehmet Ali Yılmaz
d. Tansu Çiller
7 Başarılı politikacı karda yürür,
iz bırakmaz… Demirel’in şahsi
boğazından bir lokma “haram ekmek” geçmedi. Ama, akrabaları
“acul” davrandı. Hangi konularda?
a. Lockheed
b. Hayali ihracat
c. Sunta
d. Hepsi
“Biz Avrupa’ya idam cezasım nin ye kaldırdıklarını soruyor muyuz? Onlar da bize niye insanları
idam ettiğimizi sormasınlar!” Kim
dedi?
a. Kenan Evren
b. Tahsin Şahinkaya
c. Nurettin Ersin
d. Bülent Ulusu
“Her toplum kendine layik suçluları bulur. Önemli olan, her
îoplumun, isteyip ısrar ettiği asayiş”
ve polise kavuşmasıdır…” Kim dedi?
a. Mehmet Ağar
b. Nevzat Tandoğan
c. Ünal Erkan
d. Robert F. Kennedy
‘lllll WM.’ “il” “lllî “HZ ‘Pil
BIR ISIM BIR ISLEM FIKRA
(Haftalık Milletvekili Anagramlarınız)
v
öı=ı uvuz TOSUN!
ç’ `NU” Joker)
HASAN DlKlCl
AHI ADİ KİNCİI
KAğIMHÜSTQNER
EN SUTSUZ MIHRAK
(“SH” Joker)
RECEB MIZRAK
MR.KABlZ CEVHER
(“VH” Joker)
oşNçAv @ÜRÜN
YURUYEN GACO ç* `OY” Joker)
MUSA UZUNKAYA
UĞURSUZ MANKAFA
(“RĞF” Joker)
NLÜMTAZ SOYSAL
MUZMlN ASOSYAI.
(“lN” Joker)
SAFFET BENLI
SEFIL FETBAZ
(“z” Joker)
MEHMET EKlcl
EHİL TEKMECİ
ç* ‘ L” Joker)
YUSUF BAHADIR
UF! HABUDIYARI
/
Kurdaraîla açılan Anadolu Lisesi’ne yeni gelen llaşo, hocasının her
sorduğu soruya, “Şaapsinlar bilmiy
ram!” ılermlş…
Babası Şeyhmusun vaktiyle geç~
ligi özel tim sorgusundan mülhem…
0 sözlerin ne anlama geldigini
bilmeyen (ve hayatla kalmayı başaran) öğrelmoni, ılayanamamış, sor
muş sonunda…
“Senin gibi ters konuşan cocuk
lara ne yaptıklarını biliyor musun?”
Diyalog gelişmiş…
“Şaapsinler lıllmiyrem!”
“Kim biliyor? Baban hllir belki…”
“Gidip sorlyrem hemen…”
Erlosi gün ögretmen çevirmiş
Raşdyu…
“Banana sordun mu?”
“Sormlşemılinu”
“Na dedi?”
“Şaapsinlor lıllmlyram…”
HAFTANIN HİKMETİ
“Kör halkın lideri kör
olursa, ikisi birden
aynı çukura düşer…”
(Huldrych Zwinglî, 1524)
FISILTI
KİM “KOYDU”?, KİM “KALDIRACAK”?
Başkent Ankara’nm kara
mizah gündeminde iki kişi
var.
Birincisi Mesut Yılmaz…
“Türk Gladiosu” meselesi
patlak verince, söylenebilecek en komik şeyi bulup çıkardı.
“On gün daha hükümette
kalsaydım, mafyayı çökertecektik…”
Ben yorum yapmıyo
Kazım
söylemiş…
“Üç aylık hü-
kümetlere kendini
endekslersen olacağı
budur…” F ‘ ‘ .
A Soma’eklemiş;:;“^^”” ”
“Ne hikmettir bilinmez,
__ v tam mafyayı çökertecekken
‘ hükümetten çekiliyor, işi sürüncemede bırakıyor…”
*it
İkincisi Deniz Baykal…
Son seçimlerdeki “görece
li” başansmdan sonra biraz
rahatladı, ama, yine de, anlamsız şeyler söylemeye devam ediyor.
1994 yılından beri Tunceli’de uygulanan gida ambargosunun durumunu ‘mahallinde incelemek’ üzere Tunceli’ye gitmişti geçenlerde…
Vali Osman Üzergünden
ambargonun kaldırılmasını
istemiş vali bey de
ç “tamam, yakında
.ç kaldırıyoruz!” demiş…
Espriyi kimin
yaptığım hatırlamıyorum, belki ben
yapmışımdır.
“Tunceli – Pülümür
o *’ “ yolunu* ben” mi kapattım?’
Oralara gıda ambargosunu
ben mi koydum? CHP-DYP
koalisyonu yok muydu o
zaman? Sen koydun, sen kaldıramaz mıydun?”
Ankara’dan sevgiler saygılar efendim…
159