Haksızlık-1965, işsizlik-1993

AKSIZIJK isyan getirir, şiddet
H doğurur.

10 Mart 1965’te öyle oldu.
Kozlu-Karadon kömür ocaklarını boşaltan işçiler greve gittiler, jandarma
ateş açtı, taşla, sopayla karşılık verildi.

Dört günün bilançosu 2 ölü, 22

Kurihan FISEK

Haksızlık-1965, İ$Sİzlİk’1993

hak veririm. Bazı sorumsuzlar çıkıp,
0 ocaklara her yıl trilyonların gömüldüğünü söylerse, “Kapatın gitsin!”
derse, isyan etmeyen nâmerttir.
istatistikler değişmediyse, ocaklara
inen 100 kişiden 4’ünün öleceğini,
27’sinin sakat kalacağını biliyor kömür işçileri… Bölgedeki 70-80 bin ai

yaralı, 14 tutuk- şti” – . . ‘wmv, leyi beslemek
l uydu. ” camur Eğneâwg için Türkiye’nin
işçilerle içişleri lgizhlm- &Ragga gündemindeki
bakanı arasında 9193″ FREN l” acil mesele otuz
geçen konuşma i i ı > ~ yıldır değişmeda hatıra kaldı. ` 5 diği için, “işsizİSMAİL HAK- lik” olduğu için…
KI AKDOĞAN – n*
Her türlü hak ve Uğur’un ce
hukukunuz teminat altındadır. Bize itimat edin.
Hükümetimiz yüce Tür_k milleti ve
bunun bir unsuru
olan Türk işçisinin emrinde ve hizmetindedir.
İŞÇİLER – Liyâkat zamları ne olacak? Haksızlık var. Başçavuşlara 5 lira, mühendislere 12 lira yevmiye
zammı verildi. Olüme göz göre göre
giden biziz, verdikleri zam 50 kuruş… v
AKDOGAN – Dertlerinizi halletmek/e ben yetkili değilim…
ŞÇILER – Oyleyse sen git, yetkili
birigelsin karşımıza…
içişleri bakanının topu hükümete,
suçu komünistlere attığı 0 saatlerde,
başbakan yardımcısı Süleyman Demirel’in açıklaması vardı: “Memleketin meselesi, az ücret, çok ücret
değil, işsizliktir…” _
Demirel’in içtenlikle hak verdiğim
sayılı sözlerinden biriydi bu… Hâlâ

nazesinden sonra
ancak toplarlanıyorum. Batman
Postası var
önümde… Son
20 günde 10 cinayet işlenmiş…

Ama, yine de “bayram havası”
esiyormuş ilde… Batman kapalı cezaevine 116 personel almak için
adalet bakanlığı sınav açmış… Son
müracaat tarihi 9 Şubat, sınav tarihi
14 Şubat’mış…

Güneydoğu illerimizdeki işsizlik
oranı (18-30 yaş grubunda) yüzde
90’a yaklaşıyor. Her tarafı kapalı, yarı
açık, açık cezaevi yapıp bölgedeki
herkesi memur maaşına bağlasan, işsizlik sorunu ancak çözülür.

Kahvede pinekleyenlere, aklıewel
üniversiteli anketörler, “Boş vakitlerinizde ne yapıyorsunuz?” diye sormaz, “Ap0cu’yuk begim!” cevabını
da almazlar o zaman…

Yalnız halGızlık değil, işsizlik de
isyan getirir, şiddet doğurur.

İııotek komedisi

° ZMİR-hha’dan Münir Koçars
I Ian’ın haberini okuyunca, yatıp

kalktım, işadamı, müteahhit falan
olmadığıma şükrettim… _.

Şahin Sarı isimli bir müteahhit, Izmir’in Narlıdere’sinde 153 metrekarelik bir arsa almış, üzerine süper lüks
inşaat çıkmış… Alış tarihi 1989, inşaatın bitiş tarihi 1992… Daireleri tam
satacak, arsa üzerinde 1967’den kalma 1.520 liralık bir ipotekle burun
buruna gelmiş… Avukatlarına danışmış, “Biz hallederiz!” cevabını alınca
rahatlamış, keyfine bakmış…

Yok vekâlet ücretiydi, yok icra ve
yol masraflarıydı, 1.520 liralık ipoteği
kaldırmak için San’nın şimdiye kadar
garcadığı para 15-20 milyon civarın
a…

Bürodan arkadaşlar girmişler devreye… Uzun aramalardan sonra, zarzor, ipoteği koyan Ahmet Elifoğlu’nun 70 yaşındaki eşini bulmuşlar…
“Yaşlı kadınım ben, 1-2 bin lira para
için gitmem!” demiş… Kanûni faiz
borçları hesaplanmış, 8-10 bin lirayı
zor buluyor. Yine gitmeye değmez…

Sarı hukuk süreçlerini tekrar başlatacakmış… Bunun türkçesi var: “Paranla ya rezil olursun, ya vezir!”

Gözler TEK’te
eller cepte

~ EK memleketin en büyük üç yatı
T rımcı kuruluşundan biridir. Elektrik üretir, dağıtır, satar, parasını
toplar, malı götürür… .

Eski milletvekili Atilla İmamoğlu,
yeniden seçilemeyince, üçlü kararnameyle oranın yönetim kurulu üyeliğine
atanmıştı. Bakan (i.e., Ersin Faralyalı)
görevden alındı, katlamalı mahkeme
kararıyla geldiği yere döndürüldü.

“Bakan Faralyalı artık ihaleleri eskisi gibi kolay geçiremeyecek!” demış…

“Eskiden çok mu kolay geçiriyordu?” diye soracağım, dilim gitmiyor.
Ama, bundan böyle, herkesin gözü
TEK’çilerin üstündedir. Lâf aramızda,
“i.e.” Lâtince’de “id est” (yani) demektir.

“Cesaret
_ah ”İ etmeyen,
edemez…”
(Friedrich von Schiller, 1793)

“cevre” eğlenivor!
Y EDl yıl sonra depreşen radyasyon

heyecanı geçti, çevreciliğin öbür
boyutları gündeme geldi. Neler
mi? Bakalım…

0 Nesli hızla tükenen mahlûkattan
fok balıklarının denizlerimizi mesken
edindikleri haberi çıkınca, çevre sorumlusu can Akyürek heyecanlandı,
fok balığı aramaya çıktı. Bulamadı.
“Bana denizlerimizde tek bir fok balığı
gösterin, dişimi kınn, hemen korumaya
alayım!” dedi. Ara da bulasın… Sonunda sinirlendi, balıkçı tekneleriyle Ege sahillerinde dolaşmaldan bıktı, sahile çıkg, “Gösterene 100 milyon lira ödül!”

edi .

9 Nesrin Coşkun (İzmir-hha) arkadaşımızın haberine göre, “Flamingo
Yolu” diye anılan İzmir’in Çamaltı tuzlasını görünce heyecanlandı
“Pembe flamingolara âşığım, her eve
lâzım!” diye buyurdu.

9 Yine bir Akyürek gözlemi… “Altı
ay sonra yapımı tamamlanı deneme
üretimine geçecek, sonra a yedeğe
kaldınlacak olan Gökova termik santrali, dünyanın sekizinci harikasıdır, Pizza kulesine fark atar!” dedi.

0 Pan’ın kamıştan flütünü aratmayacak güzellikteki sesleriyle Burdur Gölü’nün sazlıklarında yaşama savaşı veren dikkuyruklu ördeklerle Osmanlı saraylarının canlı, vazgeçilmez demirbaşı
olan alabâdem güvercinleri de korumaya alındı.

Çevreci dostlar ben bunları söyledikçe kızıyorlar, sitem ediyorlar, ama,
hayvan sağlığına gösterdiğimiz ilgi ve
saygıyı, insan hayatına eğöstennediğimizi gördükçe de, isyan esim geliyor.

“BIRLEŞIK” SOL
Uğur için yürüyen, ağlayan milyonlar
birlik oldu, tek kâlp, tek ses oldu, ama,
bizim “üç ahbap çavuşlar”, bırakın tabut başında yan yana durmayı, birbirlerinden selâm-toka esirgediler. Benim
bunlardan umudum kalmadı. Uğur’un
zaten yoktu. Son konuşmalarımızdan
birinde şöyle demişti: “Bunlann üçü
de meclis dışında kalacak ilk seçimde… Beş sene boş gezerlerse, birleşmeyi düşünecek vakit bulurlar…” Ben
de eski dağarcığımdan bir gözlem çıkarmıştım: “Sol hareket balona benzer… Ne kadar safra atarsan, o kadar
çok, 0 kadar hızlı yükselir…” Gülüşmüştük. Ama, cenazedeki manzara
gözlerimin önüne geldikçe gülemiyomm. Uç ahbap çavuşa acıyorum.