Haberi çıktı, petrol var mı?
BİR GÜNÜN
KURTHANÄ FİŞEK r
girse, memlekette ne zaman kıtlık
olsa, kuyruklar oluşsa, her zaman
petrol bulunur.
Ekonomimiz “petrole endeksli” olduğu için, bütün umudumuz petrol…
Ajda hanımın şakıdığı gibi, “Amaann
petrol, canımmm petrol, teveccühünüz efeeeemmm…”
*i*
Türkiye ne` zaman ekonomik krize
gönül önce okudu, sonra güldü.
“Jeolojik ve sismik araştırmalarda
çok tecrübeli olan
Tataristan, Isparta
ilimizin 12 kilomet
bulundu’ müjdesini
ilk Hüsamettin
Cind0ruk’a verdi…”
Geçirdiği “kalbi”
müdahaleden _sonra memlekete “daha
bir şehvetle” sahip çıkan Hüsamettin
Cindoruk, Sabir0v’u kutladı, teşekkürlerini sundu: “Ben sizin damadınız sayılırım, bizim hanım da Tatar soyundan…”
Sonra ekledi: “Baba yaşadı, İslamköylü’dür kendisi, petrol çıktı, Is arta’nın 12 kilometre güneyinde, is amlâöy’ün Dallas olacağı günler yakın
ır…”
Bobi, ceyar, dallas, suvelın, madameli…
Hüsamettin Cindoruk’un dediği gibi, “Çok sevindik, kaçzamandıriyi haberlere ihtiyacımız vardı…”
Hari eııııı, ııetroıvarmız
Gaza gelmeye, gaza getirmeye çok
teşnueyiz… . ‘ _ _
Ozgönül ‘0Iayı`kovaladı. Telefon ko- ‘
_nuşmalarına bile kulak misafiri oldu.
TPAO genel müdürü Sıtkı Sanéarü aramış-,Cindorukmı Herhâlde, “babama
müjde i ilk ben vereyim!” diye…
Tür iye’de petrolmetrol olmadığını
_ . söylemeye kalkmamış Sancar… “BulParlamento büro şefimiz Emin Öz
duk, haber doğru!” demiş… Apartmanımdaki fuel-oil tankına temel çivisi
çaksam, oradan da
petrol çıkar. Ama
az, ama çok…`Ama
bir litre, ama her kuyudan günde yüz
re “ne ‘nde trol bin varil…
rezgtzurviri:: raığleadı. Mak** Petrol
Tataristan meclis Çllölnı TÜfklYe dÜZe
başkanı Muham- Çllölnm ›
med Sabirov, ‘petrol #kir
Özgönül bu haberi yazmadı. “Isparta Dallas olacak!” diye topu Cindoruk’a attı, sismik ve jeolojik araştırmaların başlayacağı “müjdesini aldı”,
sonra da küçük bir not düştü.
TPAO genel müdürünün ağzından…
“Araştırmalarımıza devam ediyoruz… Ama, rezervin miktarı konusunda şu anda elimizde net bir veri yok…”
Petrol kıymete bindiğinden beri petrol buluyoruz memlekette…
Memleket ihtiyacının yüzde l2’sinden fazlasını çıkaramadık…
“Babanın özü, Isparta’nın gülü ay
Bu kenetler
Iıizim!
” rntröıTnîiyAorüm,
ama, Türkiye’de işler
ne zaman kakaya gitse,
“tuvalet meselesi” gündeme gelir.
Belediye başkanlarımızdan biri, “Kıble’ye bakıyor”
gerekçesiyle, birkaç milyara
yaptırılan_ umûmı” tuvaleti
yıktırdı. Obürü, Celal Bayar’ın anıt mezarına yakın
olduğu için, bir başkasını
mühürletti.
Denizli-hha’mızın haberine göre; “lâik tepki” sert
oldu.
Aydın’ın Karasu ilçesi
yakınlarındaki antik Afrodisias kentinde bulunan tuvalet, temizliği nedeniyle
le layık görüldü. Kültür Bakanlığı’na bağlı Türkiye
Yüznumara Kuru/u,
Ord.Proıf. Dr. Kenan Erim ve
ekibinin gayreti yle orta ya çıkarılıp en iyi şekilde korunan Kentlerin Kra/içesFne
layık tuvalete takdirname
gönderdi. l
Ilk heyke/cilik oku/unun
kurulduğu kent olarak tanınan, tiyatrosu, hipodrumuyla Ünlü Afrodisias antik kentinin tuvaleti habersiz olarak
üç kez denet/edi. Türkiye
Yüznumara Kurulu’nca
7993 ‘ün örnek tuvaletleri
arasında gösteri/en WC ‘ye
takdirname gönderi/di. Hakkı Yörük, beş yıldır sorumlu/uğunu yürüttüğü kent tuva
letine verilerıvııliucııl
dın olsun!” erken, ya Cinjgrukzvarîjfîpavr_ Gahvp Tuna_
Sabimvkafa bulüýöibîlrhlê…
gil’in imzasını taşıyan takdirnameyi çerçeve/etli) dış
duvara astı. _
Geçen günlerde Ingiltere
Kraliçesi EIizabeth’in kız
kardeşi prenses Margaret/n
de ziyaret edip hayran kaldığı antik kente yakışır bir
tuvalet için gerekli bakımı
ve temizliği sürekli yaptığını
söyleyen Yörük, “Temizlik
tava/etten başlar. Pis olursa
kimse ihtiyaç ğidennek için
girmez.. Kişi aşına aldığımız 5 bin lira ücret müzeye
Iaılıyor” dedi.
Bueün
I NELER GÜNUDUIZ AMA 1
ş evin ızatsı aAßApıızx..
mmwwü
“Paylaşmayı bilmeyen,
gıpta etmeyi çabuk
öğrenır…” i
(Gail Godwin, 1977)
ONUR KUMBARACIBAŞI
Dertli oldu unu biliyorum. Otoyol müteahhiterine bayındırlık bakanlığının 150 milyon dolar borcunu ödeyememişsin… “Tamam, buğtên, yarın!” diye başanan atlatmış,
nim değil, senin problemin…
Başbakanlık genelgesiyle, bütün
devlet ihale ve ödemeleri dondurulmuş… Duyduğuma göre, hem en
borçlu, hem en yatırımcı olan bakanlığın resmen “kilitlenmiş”… On
yıldan yaşlı bütün devlet arabaları
nın satılacağını aynı kararnameden
öğrenince, yine tuhaf olmuşun…
“Bizim bütün arabalar 10-12 yaşında… Yürüyerek mi gideceğiz?”
Buraya kadar iyi… En azından
“haysiyetli tavır”…
Sonraki lafını sevmedim. Mu
»ı
harrem Sarıkaya titizdir, tesbit etmiş, bir de doğrulatmış… “Oldu
olacak, bakanlığın kapısına, ‘1995
yılına kadar kapalıyız’ Ieyhasını
asalım…”
Buna “kepenk indirme eylemi”
denir.
Yapılmasını bırak, söylenmesi
bile hoş degil… Sorarlar: “Madem
öyle, orada niye oturuyorsun?”
Güneydoğuda savunmasız esnaflık değil, başkent Ankara’da s0rumlu bakanlık yaptığını unutma!