Güzel insan erken ölmeye mecbur mu?
Adliye Sarayı’na gittim. Basın savcısı Zekai Tu.ran’dı. “Komünizm propagandası” yaptığım
konusunda ihbar varmış… Ne diyeceğimi sordu.
Baktım suç du suna… “Türkiye’de sporun gelişmesindmümtaz katkılarda bulu
” nan üç güzide kulübümüz hakkında marksist-leninist ve hatta stalinist tahkir ve tezyif sıfatları” kullanmışım… «
Galatasaray’ın “saray-aristokrasi” kökenli olduğunu, Beşiktaş’ın “Osmanlı iskele hamalı”nı
temsil ettiğini, Fenerbahçe’nin “Galata bankerlerine karşı Anadolu burjuvazisinin yükselişi”ni
I I I
simgelediğini zabıtlara geçirttim. Aristokrasi-burjuva- G ı k
zi-proletarya kavramlarının, “tahkir-tezyif” değil,
“sosyolojik tasvir” olduğunu açıkladım… ‘
II
lfade vermem bitti, savcı Zekai Turan be
yanda bulundu.
“Bize haksızlık etmişsinuf’ ‘ VNİ AkyoPu 1978 sonlarında isrnen
“Sen kimsin?” tanıdım… AP milletvekiliydi. O tarihte,
“Fenerliyim,,,” Ecevit hükümetin başı, Çakınur spo”Noolmuş yani? Ben de Fenerliyim…” run başı, ben de Ankara Spor AkademiAli Şen’den kanaryalara yarar mı, zarar gel- si ve atletizm federasyonu başıydım…
diğini iki saat tartıştıkm › ‘ TRT’de konuşmamı istediler. Tek kanal vardı,
,i, i. i, – siyah-beyazdı o zamanlar…
Ekrana çıktım, “Galatasaray aristokrasiyi,
Akademiye döndüğümde, herkes beni bekli- Beşiktaş proletawâyl, Fenerbahçe burju_
yordu. ş _ _ _ ,, .
..Tamam lan!.. dedim, ..Siz spomnuzu vazıyı simgeler… dedım…
yapın, siyaseti ben yaparım!” * *
Odama girdim, Suç duyurusuna esas olan şgyi Kıyamet koptu. Once sevgili bal/tanım Yüksel
öğrendim_ Avni Akyol, Yüksel Çakmui-‘un Çakmur aradı. “Yine ne gevezelik yaptın?” dicevaplandırması için, sözlü soru önergesi vermiş Ve SOYdUı ‘iTeleVilyonda bişiler 5öVl9ml$l“—”
meğerse… ‘ Aradan bir gün geçti, 19 Mayıs spor komp
“Türk sporunun üç büyük kulübü hak- leksiîîdeki Okula geldimkmda_ marksist-Ieninist tahkir-ıtezyif sıfat- Normalden çok sayıda polis vardı ortalıldarda…
ları kullanan o”bürokratınızı görevden al-. O tarihlerde. “POİiS” değil, “ÜUkO” deiiiidi
mayı düşünmüyor musunuz?” kendilerine…
Sözlü -soru önergesi TBMM’de görüşülürken, baş- Ankâfa 51901’ Akademisi’nde 454 Öğrenci
kan koltuğundaki MÜIkiyeIi Şevket ağabeyimiz, Ak- vardı. Türkiye genelinde öğrenci olayları tırmanıyol’un sözünü kesmiş… “Meclis kürsüsünden vor. İaŞlI-Sûpall-Silêllli’Şiddeie dÖUÜŞÜVOTdUA
kendisini savunma imkânı olmayan bir bü- 454 Öğiencimin 2887 milli SPOTCUS/durokrat hakkında çok konuşmayın lütfen…” Güreş milli takımı bizde… Selametçi…
* .k .k Boks milli takımı bizde… Devyolcu…
Atletizm milli takımı bizde… TİP’li…
Judo-tekvando-karate milli takımı bizde… Bozkurt…
Mahalle kabadayılarının itiş-kakışına benzemez
onlarınki… llk vuran öbürünü öldürmecesine indirir.
O kadar polisi etrafta görünce panikledim,
“öğrenci olayı” çıktı zannettim, ertesi günün
Derken, 12 Eylül oldu. Yoruma bağlı olarak,
ya askeri, ya asgari ;ulaI-stte buluştuk Avni
ağabeyle… Yüz yüze ilk deta 0 zaman geldik.
Birbirimize vaktiyle niye kızdığımıza akıl-sır erdiremedik… ı
Onun benim hakkımda ne düşündüğünü bil
mem, ama. bunca senedir sevdiğim, saydığım
dünya güzeli bir insan çıktı karşıma… Geriye ‘baktık, güldük…
İnsanlarla anlaşmak, insanları sevmek, onların
güzelliğini anlamak için, ille debaşımıza “felaket” mi gelmesi, cenaze mi kaldırılması gerek?
gazete manşetleri gözlerimin önüne geldi. __
“Katliamz Milli Sporcular Birbirini Oldürdü…”
lki metre boyunda, 100-110 kilo ağırlığındaki
milli basketbolculara yanaştım. Onlara kimse
bulaşınaya cesaret edemez. uzak durulurdu.
“Sizi almaya gelmişler! Mahkemeye gidecekmişiniz! ‘ ” dediler.
litalıatladıın… Savcılık, ırıalıkeıııca, lıapisarıe
yabancım (leğildir.