Güneydoğu’ya ‘Zapata Modeli’…

Güneydoğu’ya’ataamodelit..

kırıklığına uğradı Tansu Çiller…

Felip Gonzales’in bütün Latin
jantiliğiy e anlattığı “Bask Modeli”
çok hoşuna gitmişti. Bask bölgesinin
İspanya’da olduğunu biliyordu, ama,
haritada nereye düştüğünü, modelin
tam olarak ne anlama geldiğini kestiremiyordu. Onca yıpranmasına rağmen seçim kazan- ~ ›
maya devam eden
Gonzales’in herhalde bir bildiği
olduğunu düşündü, “Güneydoğuya Bask Modeli”
dedi.

Kıyamet kopunca, tornistan
etti.

Amerika’ya gitti. “Lobicilik” yapmaları için eşek
yüküyle para verilenler yan gelip›
yattıkları için, yeterli temasta bulunamadı. Oysa, Smithsonian Enstitüsü’nü gezseydi, Rocky Mountains
bölgesinde gezdirilseydi, Padişah II.
Abdülhamit’in yüzyıl ewel başarıyla
uyguladığı “Sioux Modeli”nin en ince ayrıntılarını öğrenebilirdi.

Olmadı. O “körolası” lobiciler
görevlerini ihmal ettikleri için, biz de
güneydoğuya Sioux Modeli’ni ithal
edemedik.

Son bir ay içinde tam iki kere hayal

***k
Altı günlüğüne Meksika’dayız…
Terör, şiddet, vahşet, ayaklanma,

. A AınıYınßAßAM Kızwpâl

‘Kurthn FISEK

kalkışma bakımından ilginç bir yer
Meksika… Başı bitten, dağı eşkiyadan,
ekonomisi enflasyondan kurtulamadı.

Meksika’nın bize benzeyen tarafları çok… A_

Biz beceremedik, ama, 1968 yılında, o döküntü hâlleriyle olimpiyat bile
yapmışlardı. Yani, vizyon sahibiydiler.

“Güney/doğuya Emiliano Zapata

– – Modeli” karşımıza
çıkarsa, hiç şaşmam…

***k

Emiliano Zapata, bazı kaynaklara
göre dağ eşkiyası,
başka kaynaklara
göre köylü devrimcisiydi. Dağlık bölgelerine hakim oldu Meksika’nın…
Toprak reformu is~ ~ tiyordu. O-bölgenin sulu ziraate müsait olmadığı “elçiler” tarafından anlatıldı, ama, köylü
kafası basmadı. Toprak isteğinde ısrar
etti, “AI lan, senin olsun!” dediler,
adam başına üç saksı toprak dağıttılar.

Kesmedi Zapata’yı… Meksika’nın
tamamını istedi.

“Peki, gel, onu da vereceğiz!”
dediler.

Dünya görmemiş 40 yaşında bir
safoş olduğu için inandı, dağdan indi, hükümet kuvvetlerince kevgire
çevrildi.

Emiliano Zapata (1879-1919) gelip geçti bu dünyadan…

_ İLK ACI REÇETE GELİYOR…

AN MASADAM
_YOLLADILAIZ-n

siz ovayecêkwsâiuiz

Koalisvunun devamı
erken seçimin selameti

oalisyon biter mi? Erken seçim
Kolur mu?

Kimi görsem, aynı iki soruyu
soruyor bana…_ Herkese verdiğim
cevap aynı… “Iki sorunun cevabı,
PKK meselesine bağlı…”

Koalisyon bitmez, çünkü, 27
Mart mahallî seçimlerine iktidar
üzengilerinin üstünde durarak gitmek istiyor SHP…

Peki, erken genel seçim olur mu?
Zor… Gazetelerin, partilerin kepenk
indirdikleri bir güneydoğu bölgesi
varken, kimse erken genel seçimi
göze alanıaz…

Daha daha peki, belediye seçimleri ne olacak?

Ozellikle de güneydoğuda…

Sanki durum normalmiş, olağan
dışı (veya üstü) bir durum yokmuş
gibi, carcar, “Olağanüstü hâl kalksın!” diyen bazı arslan sosyal demokratlara söylüyorum: “Olağanüstü hâlin alternatifi sıkıyönetimgir…”

Hep söyledim, yine söyleyeceğinı…

Sıkıyönetim altında belediye seçimleri istiyorlarsa, onların bileceği
iş… Sosyallikleriııi de, demokratlıklarını da tanışmaya başlarız hep beraber…

I

rs??
NECMETTİN CEVHERİ _
aşbakananamızın yokluğundan
bilistifade, “başbakan vekili” sıfatıyla DYP grubunda yaptığın konuşmada ilginç bir görüş belirtmişsin…
“Mâdem gazetelerin dediği gibi

î

ııı
_ .

-güneydoğuda savaş var, oraya savaş

muhabirlerini göndersinler…”

Yaptığın bu “komedyenlik” ancak Direklerarası’na gider.

Devlet devletliğini bilirse, devletin yapmadığını yapmak da basına
düşmez… Seksen sıra korumanın arkasında bakanlık yapmak kolay, sekiz gazetenin temsilci ve muhabirlerinin dağ-bayır tırmanıp Malabadi
köprüsüne ulaşmasını görmemek ya
istihbarat sağırlığı, ya göz arızasıdır.

Bir de dost tavsiyem var. DYP’de
fazla sevmiyorlar seni…

O konuşmandan sonra, “Beyim
güneydoğunun en büyük toprak
ağalarından biridir…” diye fısıldaşanlar oldu, ”lopraklarını sıkıyönetim rejimine korutmak istiyor…”

“Dev aynasında 5’i
yalnızca
kendilerini
görenler,

cüceleşmeye mahkûmdur…”
(Robert Graves, 1954)