Güneydoğuya ‘Sioux Modeli’ (2)

“Hiç ır işe yaramadı. Şimdi beni iyi
dinle …… ..”

Dinledi Terrell…
Cankulağıyla dinledi. Sonra da, ABD
dışişleri bakanı Walter Gresharn’a mektup döşendi.

“Padişah ıı. Abdülhamit’in ilk bakışta garip karşılanabilecek bir talebi oldu. Eksiksiz bir kızılderili silahları takımı istiyor…” .

Dışişleri bakanına giden mesajdı
bu… Mektubun, Smithsonian Enstitüsü’ne (kendileri müzedir) iletilmesi istenen birde eki vardı.

“Ekselansları Padişah, incelenmek
üzere, ok ve yay, mızrak, kalkan ve
balta, bıçak kını ve deri yüzme bıçağından mürekkep ve müteşekkil, tam
takım, kızılderili silahı istemiştir.
Bunların Teksas’ta bile bulunmasının
çok zor olduğunu, bizzat kızılderili

_ savaşlanna katılmış olanlar veya on
ların çocuklarınca hatıra olarak sak

Kurlhcın FISEK

Güneydoğuva ‘siouxtlvluueli’ (2)

adişah ll. Abdülhamit’in dağlı etPniklerle başı dertteydi. Amerikan
elçisi A.W. Terrell’ı huzûra çağırdı, “Bize 114 bin Entîled, 239 bin
Sprinğüeld sokuşturdunuz…” dedi,

landıklarını, yine de edinmeye çalışacağımı söyledim…” *i*

Padişah ll. Abdülhamit boşuna is
temedi kızılderili siIahlarını…
` En modern, silah
teknolojisinin ulaşaV madığı düşmanlara,
kendi silahlarıyla
karşılık vemıe arayışı içindeydi.

Arkasından “Hamidiye Taburları”
geldi.

“Kendi meseleni zi kendi aranızda
hâlledın!” (otonomi) dendi, açılmış
okullar kapatıldı, ilkel silahlarla etnik
etniğe kırdırıldı. *

***k

Her gittiği yerden modellerle dönen başbakananamız, kendi dahli olmadan, Amerika’dan Sioux modasıy
la dönebilir.

En azından, önce döner, sonra

söylediklerini inkâr ederse şaşman…
“Silahın panzehiri silahtır!” lâfını o
etmedi. Kabahat onun değil… Yüzyıl
önce Abdülhamit etti, sonra baba
tekrarladı.
En iyi kızılderili, ölü kızılderilidir.

İLK DEFA

ÇİLLER CLINTON’A KIRAVAT HEDİYE

7 MoRîMA BALıGı DE6ENLİ
KIRAVAT TAKıvoızuM…

İstanbul’un talanı
Dalan döneminde
başladı. Anayasa
Mahkemesi’nin iptal
edeceği, ama, 0
mahkemenin
kararlarının “geriye
yürümeyeceği” biline
biline, yangından mal
kaçırır gibi, bir süru
vurgun oldu.

“Herhalde bir
bildikleri vardır!” diye
düşünen safoş SHP’IiIer
de, aynı yolun yolcusu
oldular. Faka bastılar.

Efendim, birkaç yüz
dönüm orman alanını
cukka ettiği için
koalisyon hükümetinin
Orman Bakanı Hasan
Ekinci’yi partice
(ANAP) suçladınız,
şahsen de hakkında
gensoru önergesi
verdin…

Meğer, aynı
bölgede, 4 dönüm
arazin varmış… Zemin
katı spor salonlu,
birinci katı salon,

l ~ mutfak, banyo ve

çalışma odalı, öbür iki
katı Allah kerim, arka
bahçesi olimpik
ölçeklerde yüzme
havuzlu tripleks villa
yaptı rıyormuşun…
Beykoz Çavuşbaşı
köyünün yakınında,
Elmalı gölünün
kenarında bulunan,
imara kapalı bu alanı
ne zaman aldın? inşaat
iznini kim verdi?
“Nurettin Sözen”
dersen, kahkahalarla
gülmeye başlar,
elektrikli sandalyede
seninle yer değişirim…

. “Müttefik arıyorsam, iyi
hatipleri değil, basit
çoğunluğu tercih
ederim…”

(Benjamin Disraeli,
l 863)