Gökten Müjde Ar yağsa, kafama Aydemir Akbaş düşer!

PAZAR, 7 Ocak 2001

nun
ııuon

ı ‘ ıwmuııu FİŞEK

. Gökten Müjde Ar
yağsa, kafama ş
?Aydemir Akbaş düşer!

OĞUŞTAN kısmetsiz garibanın başına

‘ ‘ her türlü felâket, her türlü “görünmez
kaza” gelir Türkiye’de…

g’ ‘ Eli mahkûmdur, kader kurbamdır.

l

1’i) ..ı ,
. . . ‘

Ya eli titrer, ya hedefi şaşırır, ya panikler,

Bombayı patlatıyor. Kendisi. ölüyor, çay ocağındaki makam şoförü ölüyor, pasaport temdidi
için imza bekleyen iki gariban vatandaş ağır yaralamyor. v

‘A’ ‘A’ i’

Florya’daki evinden çıkıp Sirkeci’deki ,işyerine
giden 34 FVV 51 plakalı arabanın sürücüsü Abbas Vural anlatıyor.

“Evimden çıkmış, Florya yolunda, orta
şeritten, trafik kurallarına, hız sınırlarına
uyarak gidiyordum. Birdenbire kulaklarım
uğuldadı, kulak zarlarım patlayacak gibi oldu, önümde kocaman bir karaltı belirdi.
Frene bastım. Ne olduğunu anlayamadan
önümden bir uçak geçti. Arkamdan çarpan
arabalar oldu, ama, olsun… Verilmiş sadakam varmış, vatan sağ olsun…”

Burası Türkiye. . .

Böylesine “görünmez kaza” kısmetsiz gari
banın başına gelir ancakğ..

ub&dr

, “Canh bomba” Şişli Emniyet Müdürlüğü’nün
.,_bînas’ına, dinamit fitilini sallaya sallaya girer. En

‘ ’emniyetli yer emniyet binası olduğu için herkes raf hattır, can güvenlidir. _

” Dördüncü kata, protokol katına, “yüksek ze- s
1 vat” makamına çıkıyor.

A n

v v ‘ Trabzon’dan kalkıp 171 kişiyi İstanbul’a götü- ‘

ren dev __Boeing 737-400 uçağının yolculanndan
Bülent Oztürk, yaşadığını hâlâ unutamıyor.
“Uçağm iniş takımları açılmadı, kayarak
gittik, sonunda durabildik. Hostesler kapıları hemen açtı. Tahliye kaydıraklarından
aşağıya kaymaya başladık. Nerede durdu
” ğumuza bakmamışlardı. Kendimizi tren

raylanmn üzerinde bulduk. 0 sırada banliyö treni hızla yaklaşıyordu. Kendimizi ke
_şnara_ zor attık. Az kalsın trenin altında kahp

verecektikçı”. t .

‘ “îî35’==5îi’-‘4Böyle görünmez kazalar ancak bizde olur. Kıs
metsiz garibanın yazılmış, bozulmaz kaderidir.

“Görünmez kaza kurbanı” bir tek bizde mi
var? Yoooo! Devamı olmakla övündüğümüz Osmanlı’da da olurdu; .

Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u almayı aklına koymuş, gözünü karartmıştı. Dünya standardlannda “su taşımacılığı aracı” sayılan gemilerine
dağ-bayır aşırttı, karayolundan Halide indirdi.

Bizans çsurlanna bayrak dikmek için, Bursa’nın
Ulubat köyünden eşek sırtında kalkıp gelen Hasan, lstanbıılun fethine yetişmek için, patikada tırıs gidiyordu. Fatih’in vapur, gemi, firkateyn, is_
” ı kampavyaýtransatlantik, kruvazör cinsinden deniz

taşımacılığı araçlarıçıkh karşısına… v
Eşek çok şaşırmıştır herhalde… Ambulans zamanında yetişse, acil veteriner servisine varabilse,
televizyon kameralanna şöyle anırırdı.
“Padişaha ve İstanbul’un, fethine katıl
‘ ‘ mak için karayolunda gidiyordum. Karşıma

gemi çıktı, çarptı. Verilmiş sadakam varmış, vatan sağ olsun…” ” “ v

Durun, Osmanlı’nın görünmez kazaları daha
bitmedi. ı *

‘Padişah ll. Abdülhamit kalabalıklardan çok
korkar, “sûikast” korkusuyla yaşardı. O yüzden,
cuma namazına gittiği günlerde, Haliç çevresi atlı
araba trafiğine kapatılırdı., 1901 yılı cumalanndan
Padişah camiye bırakılmış, dört küheylanın
çektiği arabasına park yeri aranıyordu. .
` Ya’ değnekçilerden, bin’ sesini yükselttı’, ya Eminönü pazarcı esnafı “badadiiizzz soğvaaannn”
diye bağırdı, atlar ürktü, gemi azıya aldılar.

Trafiksiz lstanbultrafiğinde, Abdülhamit’in
hem atlı arabası, hém dört küheylanı, hem sürücüsü Haliç’irı çamurlu sulannda kaybolup gittiler.

o l i r v* ‘izle

Görünmez kazalar, sâdece kadersiz garibanlann başına gelir. ‘ o ” ‘

Can kardeşim Cihangirli Savaş Yılmaz’ın özlü
deyişiyle, “Ben garibanım… Gökten Müjde
Ar yağsa, benim kafama Aydemir Akbaş
düşer…” ` ‘ .

Yeni yılda, görünmez kaza-belâdan Allah hepi
mizi korıısun…”