Ete Gelince Havhav, Ota gelince Mırmır

Eskilerin “şeamet tellalı” (uğursuzluk çı
ğırtkanıl, Red Kit, Tom Braks, Kaptan Swing

kültürüyle yuğrulmuşların “gamlı baykuş” dedikleri
tipler vardır.

En basit tarihsel tesadüfleri bile “milli felâket habercisi” sayar, karalar bağlar, olmadık sebep-sonuç
ilişkileri çıkarırlar.

Yaşlandıkça, ben de onlardan olup çıkmaya başladım galiba…

o c o

1978-1979 dönemi, Türkiye’nin en zor dönemlerinden biriydi. 18 Eylül 1978 günü Turhan Feyzioğlu
başbakan yardımcılığından ayrılmış, terör eylemleri
günde 25-30 can alır duruma gelmiş. 26 Aralık
1978’de yüzü aşkın yurttaşın öldürüldüğü “Kahramanmaraş Katliamı” meydana

olur, halkı sömürenlerin değil… Otursurılar oturdukları yerde, uzaktan alıkâm kesmesinler, hepsini savcılığa vereceğim…” .

Haaaa, az kaldı unutuyordunı, 1 .Ia_1s 1979`d
İstanbul’da bir günlük “sokağa çıkma yasağı” konmuş, aynı sıralarda sıkıyönctimin genişletilmesi eğilimleri hükümette ağırlık kazanmıştı.

Benzetmek gibi olmasın…

C C C

Erdal İnönüyü Turhan Feyzıoğluna. İrfan Özaydınlı’yı Mehmet Gazioğldna, Hasan Esat lşık’ı Nevzat Ayaza, U-2 uçuşlarını Çekiç Güç’e. olağanüstü
hâli sıkıyönetime, o zamanki askerî zevâtı şimdikilere, şimdiki ekonomiyi o zamankine. Kahramanmaraş’ta olanları şımak-Lice-Derinceye. son seçmen sayımını o zamanki sokağa çık
gelmiş, önce içişleri bakanı lr- ma yasağına. Halis Komiliyi
fan Özaydınlı, hemen arkasm- İbrahim Bodura benzetmek gidan millî savunma bakanı Ha- bi olmasın…
san Esat Işık görevlerinden Olmasın, ammaaaa …. ..
uzaklaşımşlardı. Seçmen sayımını fırsat biDönemin olayları o kadar- lip TÜSİADa tepki gösteren
la kalmıyordu. Necmettin Cevheri`nin _öfkeli
1975 yılından beri devam çıkışı ilginçtir. Ecevit’e paraleleden Amerikan silah ambargo› dir. _
sunun kaldırılmasına karşılık “lşadamları Moral bozmaAmerikan U-2 uçaklarının

Türkiye’de üslenip uçmalarma izin verilmiş, ekonomi
kötüden betere, beterden berbata gitmişti.

TÜSİAD tedirgindi, gazetelere hükümeti eleştiren boy bol ilanlar veriyordu. Derken, Ticaret ve Sanayi Odaları Meclisi’nin 13 Mayıs 1979 tarihli toplantısından sonra İbrahim Bodur bir açıklama yaptı.

“Ön yargılardan arınmış, yapıcı, olumlu ve gerçekçi bir zihniyetin ülke yönetimine hâkim olması
için, başta cumhurbaşkanı, tüm ilgilileri uyarıyo0 güne kadar sessiz duran Bülent Ecevit parladı.
“Bu devlet, işadamlarının muhtırası ile hükümet
kurma-hükümet düşürmez, bu ülkede halkın dediği

ainisim etmenin&

I. CEM BOYNER
OYIAROEBRENMI?

RAHMİ KOÇ HARİKA ıwıoo l
(MK/olar)
. HALIS KOMlLI
_şsşııtolmıuı_

. .. _ l/..ç-a .

söylemiştim…

mişsin…

ı kuyruk olur…” (1904)

I” “ ‘ ” ‘ ` ‘ ‘ ‘ ‘ ‘ ‘ _ ` ‘ ‘ – ‘ ‘ “ ‘ ‘ “ ‘ ‘ ‘ ‘ ‘ – ‘ ` ° “”‘1

. vAsAn topcu

I I

I l

l |

I I

I |

I l

l Birinci DYP-SHP ko- ğ

g alisyonunun en sevmedi- g

l ğim bakanlarından biriy- {

g din… :

l . ` cep televizyonu (ve telefo- l

g nul dağıtacağını, “Türkiye’nin uyduyla dünya- l

: ya bağlanacağını, kara-deniz-hava taşımacılı- :

ğ ğının dünya standardlarına yükseleceğini, {

‘ P’I`T’nin çağ atlayacağını, sektöründeki yol- ‘ . .. .

l suzlukların (ve yolsuzların) hâlledileceğini l bıle soylemler’

i Tekrar kızdığım şey değişik… Kabine dışı i

i kaldın diye, “Bu koalisyon yurum” ” ez, Çillerde i

l de, Karayalçında da liderlik vasfı yok!” de- l

l l

I I

l |

l l
l
l
J

Sende çok var sanki? Mark Twain vaktiy| le demişti: “Birinin peşinden giden, baş değil,

L _ . _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ __

sın… İstanbul’da oturup Türkiye`ye don-elbise biçmek olmaz… Bu ateş en son kendilerine ulaşır…”

6 C 6

Uyarıya, eleştiriye tahammülsüzlük, sonun başlangıcıdır.

Ellerini ovuşturarak “bağımsız destekli” CHP
azınlık hükümetinin gidişini seyredenleri, TÜSİAD
ilanlarını gördükçe, “Ağızlanna sağlıkî”, “Allah söyletiyorl” diyenleri (aralarında Cevheri de vardı) hatırlamadan edemiyorum…

Benzetmek gibi olmasın, ama, “ete gelince havhav, ota gelince mırmır” benzetmesi aklımdan bir türlü çıkmıyor.

t’ FIKRA î

Pavar0tti-Carreras-Domingo üçlüsü
GAP turnesine çıkmıştı. Seksen bir tane
“Walkmen” verir gibi (tekrar) Yaptı ÜÇ’

u…

Seyirciyi kesmedi,
tekrar getirdiler sahneye… Bir Mumdur’u,
Ayağında Kundura`yı

Alkış devam ediyordu. Pavarotti sordu: “Ci hanno amato
tanto?” (Bizi çok mu
sevdiler?)

Organizatör cevap
verdi: “Fazla sevmemişlerdir babo… Nış
(Sinek) kovaliyler…”

çiş; ETE GELİNBE HAVHAV. OTA GElİNGIi MIRMIB… .

Tuncay Özkan kardeşimiz kitap yazdı.

Büyük başlığını beğenmedim…
“Kıyamet Mahkemesiİ.. OIümIü dünyada evlatlığını dolduranlann. “Obür dünyadan
başka _Verde hesap vermem!”
demeleıinden sıtkım sıyıılmıştı.
Küçük başlığı daha çok hoşuma
gitti. ‘Duydunuz mu?50 Tıilyc›
numıız Nasıl Çalındı?”

O konuda da tereddütleıinı var.
O dedikleri 50 trilyonun kaç
sıfin olduğunu bilmem, hesap
Iamaya parmaklarım yetmez…
Anıa. 50 trilyon paranın nasıl
tokatlanabildiğni de merak
etmiyor değilim..

SORU 1. 50 trilyon lira sahibi olmak içirı. ne yaparsınız?

a. Merkez Bankasıhı soyanm

b. Clinton ‘u kaçırıp fidye
isterim

c. Hayali ihracat yaparım

d. Maaş alnıak için aybaşını beklerim

SORU 2. TEKPA isimli şirketiniz aracılığıyla hayali ihracat yapıp, altı sene öncesinin parasıyla 11,5 milyar lira
usûlsüz teşvik aldığımz tesbit
edilseydı’, ne yapardınız?

.oynadıklarını anlamayacah kerizleri buldukları

neden habersiz satacak kadar uyanık gecındiği
içın) 0

TANSU ÇILLER lYukarıda zlkredilene benz

zevala ıcazel verdıgı içinl. .. .. .ll
ANAYASA MAHKEMESİ “Devleıın kanunlannı
yok sayan karaınamelerı iptal etmeye devam etııözızn UÇURAN çiusa lDevlelı “istanbul
Bankası’ ve “7-11′ zanneııığı ve zanneııırlldığı

ONUR KUMBARACIBAŞI (Atatürk Baıaıvnın

vanalarını açmayı. evdekı musluğunu acmak zan- `

nelliğı ıçin).. .. .0
SÜLEYMAN DEMİREL . …ıuponıu
ERDAL İNÖNÜ …………………………….. ..BELGELİ
CAVİT ÇAĞLAR (Çillerı şasırtıp ‘Bu ne sevgi
aaahhhhh?’ dedımiğl için) ……………………………. ..0
CELAL TALABANİ-MESUT BARZANİ ıınıı
oynadıkları için) …………………………………………… ..0
CELAL TALABANİ-MESUT BARZANİ (ını

için) ……………………………………………………………. ..s

Fen TRİLYON NASIL mxmnuınz›
ı l

a. Spor bakanı olurdum

b. Kulüp başkanı olurdum
c. Yoluma devam ederdim
d. Hepsi

SORU 3. Faiz haramdır.
“Kâr payı” adı altında faiz dağıtırken, Atatürk Havaalam gürnrüğünden 1986 yılında hayali
ihracat yapan kuruluş kimdir?

a. Yalçın Doğan (banker olanı)

b. Kastelli (banker olanı)

c. Faisal Finans

d. Banker Neco

SORU 4. Türkiye’de hayali
ihracattan 50 trilyon peşindesiniz… Kime takılırdınız? O kadar paranın yarısı için…

a. Menteşoğlu b. Turan Çevik
c. Süzer d. Uçii birden

SORU 5. “DEFKUR” isimli
bir şirketiniz var. 1986 parasıyla 37 milyar tokatladınız,
sonra yakalandınız. Altı sene
sonra hükümet değişti, “hayalî ihracatçı” listesinden düşürüldünüz? Adınız ne olabilir?

b. Özer
d. Yahya

SORU 6. Başbakansınız…
Yeğenbeyiniz “hayali ihracat”
yapmakla suçlandı, suçlamalara siz de girdiniz. Ne karşılık
verirdiniz?

a. Herkes gibi benim de yakınlarım var

b. Bana mı sordu

c. 1975’de Yahyayı hapse
atan Zonguldak savcısmdan

a. Tansu
c. Turan

‘ hesap sormadmı

d. Kusura varsa, Savcılar,
hâkimler ne güne duruyor

e. Binaenaleyh, bu Yahya
kuyusundan su çıkmaz

f. Hepsi

SORU 7. 50 trilyon tokatlamak isteseniz, ne yaparsuıız?

a. Altın kablo gösterip bakır
tel ihraç ederim

b. 10 bin deri ceket satıp,

200 bin gösteririm

c. Olmayan şirket kurup
naylon terlik ve süpürge sopası
gönderirim

d. Parlamentoya ve ilgili komisyona girip, suçlarmu zaman
aşımına uğratırım

e. Hepsi

CEVAPLAR

1)c, 2)d, 3`Jc, 4)d, 5) d, 6)f,7)e.

Bll NASIL SEVGİ AAAHHHHH (VE VAAAHHHHH!

Başbakanımız içişleri baka- ‘

nını azlederkengönlünü almadan edemedi: “Ozkardeşim olsan, seni bu kadar sevmezdim…
Gel, seni daha ciddî, daha önemli bir işin, özelleştirmenin başına getireyim… Asayiş kendi kendini hâlleder nasıl olsa…”

Sabık ve sakıt Mehmet Gazioğlu sevinmiş göründü. .~

Cavit Çağlar zâten :gözden
çıkarılmıştı. Gitti, gelmedi. Gelmek için bazı diller döktü, ama,
kimse yemedi. Yemeyince o da

kızdı, köpürdü: “Bu iş bu hanımla yürümez…”
Doğruyolca (ne kadar doğru yol olduğu belli
değil) Bursa’nın Osmangazi ilçesinde düzenlenen
yemekli delilede ikisi beraberdi. Hanun gazetecilere çaktırmadan sakız leblebisi atmakla ünlenen
Mehmet Gazioğlu yan gözle, gözünü budaktan
ğ- (ve transparan giysilerden) sakımayan Cavit
i Çağlar içine düşecekmiş gibi, ‘Pürkiydnin en göz; de mankenlerinin resnıi geçitini seyrettiler.

Sonra fısır-fısır konuştular.

….. …__..-.

Ne konuştular, bilmiyorum.

Ama, Bursa’nın Türkiye siyasî hayatında ağırlığrçoktur.
Ihsan Sabri Çağlayangil yaşayan simgesidir.

Doğruyol kurultayına on
gürı kala, defileden (ve oradaki
fısıldaşmalardan) üç gün sonra,
BUSIAD (Bursa Sanayicileri ve
İşadamları Derneği) bildiri yayınladı.

“KDV oranlarının artırılması çok yanhş bir karardır. Fiyatların_ artması toplumdaki enf
lasyon beklentilerini artırmış, KDV artışıyla dar
gelirliye altından kalkamayacağı bir yük bindirilmiştir. Vergi iadesi kalkarsa, otokontrol yok olur,
vergi gelirleri düşer… Enflasyonun üzerine ben- v
zir dökülmüş, devlete ödenmesi gereken vergiler ‘
şahıslarca cukka edilmiştir…” (Bursa-hha) `

“Ozkardeş” Gazioğlu’yla “nankörbirader”
lar, Bursa’da ne fısıldaştılar acaba?

DYP kunıltayına üç gün kala, tesadüfen bu

kadarı fazla değil mi?

Çağ
SİZ OLSANIZ
NE YAPARSINIZ?

“Yabancı kökenli” isimler konusunda aşırı hassasiyet (duyarlılık) gösterenlerin “aile içi mükerrer isim” konusundaki hassasiyetsizliğine (duymazlık-aymazlık-görmezlik) ne dersiniz?

“Aynı adı taşıyan amcasımn
oğlu Bayram Taşpınarın suçları
yüzünden bir yıl içinde dört kere
tutuklanıp cezaevinde 48 gün
yatan, yurdun dört bir yanındaki çeşitli hırsızlık olayları nedeniyle yargılanan çiftlik bekçisi
Bayramın başı yine derde girdi.
Azılı hırsız Bayram Taşdemir cezaevinden kaçtıktan sonra bir’
türlü yakalanamazken, bekçi
kuzeni için bir tutuklama karan
daha geldi, jandarma tarafindan
beşinci kere gözaltına alındı,
kimlik tesbitinden ve emsal kararlarından sonra serbest bıralnld1…”(Iznıir-hha) ,

“Hakkaten”, siz olsanız ne
yaparsımz?

Allah’tan (ve nüfus memurluklarından), ismimin taklidi
yok… Katil olurdum…

ANAYASA MAHKEMESİ
FENA SİNİBLENDI!

Anayasa Mahkemesi, Devı-imei Işçi Sendikaları Konfederasyonu eski (12 Eylül’den önce) binasında adalet dağıtır. Eski kiracı olduğu için, az para verır.

DİSK sesini çıkarmaz, Anayasa Mahkemesiyle iyi geçinse
iyi olur.

Eski ev sahibini (Fehmi
Işıklar) dolmalık kabak gibi oydular. Neymiş? “12 Eylül anayasası böyle buyuruyormuş…”

Anayasa mahkemesi, 12 Eylül hukuku uyarınca, tuhaf kararlar vermeye başladı. Kabahat onların değil…

Bütün kabahat, hukukçuları çileden çıkaran 12 Eylül kanunlarında…

Oyle mi?

Hepsini kaldırın, demokrat
kim, demokrat kim değil, hemen anlaşılır.

HAFTANIN HİKMETİ

“Ana-baba imajlarını fazla
abartmayın… İlkine

Oedipus, ikincisine Electra
kompleksi denir…”
(Art Buchwald, 1973)

!MTEIPO

4;…
<