Erken seçimin uğursuzluğu

Kurthan F SEK

Erken seçimin uğursuzluğu…

“RKlYFnin yakın siyas^ tarihin
l deki ilk “erken seçim” 29 Nisan

1946 günü yapıldı. CHP iktidar
da, Demokrat Parti hızlının hızlısı

yülselişteydi. Şaka değil, 3-4 ay içinde

34 il, 160 ilçede örgütlenmesini tamamlamıştı DP…

Meclisteki ezici CHP çoğunluğu
belediye seçimlerini bir yıl öne aldı.
Muhalefetin sözcüsü durumundaki
Adnan Menderes kürsüde direndi, hatırlatrnalar yaptı. Cumhurbaşkanı İnönü’nün “sözünün eri” olmadığını söyledi, “Hani, mevzuattaki anti demokratik hükümler ayıklanmadan seçim
yapılmayacaktı?” dedi.

İnönü, tarih penceresinden değil,
Pembe Köşk’ün bahçesinden seyrediyordu olup bitenleri… `

Seçimler erkene alındı, CHP malı
götürdü. Baskın basanındır.

f**

Erken seçim bu… Muhalefetin değil, iktidar partisinin keyfi, takvimi çalışır. Bu sefer de, hem genel seçimleri,
hem il genel meclisi seçimlerini erkene aldı CHP… llkini 1946’nın yazına,
ikincisini sonbaharına…

Yine hazırlılsız, örgütsüz yakalandı muhalefetteki DP…

Ama, her ihtimale karşı, valisi, kay
makamı, polisi, jandarrnası, muhtarı,
gazetesi, radyosu, kabadıyısı, katili,
bıçkınıyla seçimlerin üzerine kâbus gibi çöktü hükümet…

Menderes’in seçim bölgesi olan
Aydın’da, seçimden iki gün ewel,
DP’nin ocak başkanı, bir öğretmen,
Menderes’in çiftliğinin kahyası öldürüldü, sandıklar çalındı, oylar açık atıldı, kapalı sayıldı, sandıktan CHP “ezici çoğunlukla” çıktı.

Sonra ne oldu.?

Erken seçimin mağduru DP, 14
Mayıs 1950’de gümbür gümbür iktidar oldu.

Aptallar tarihten ders alsalardı, tarih kendini tekrarlamaktan vazgeçerdi.
CHP’nin on yıl önce yaptığını,
1957’de DP yaptı. Erken seçime gitti,
silah ters tepti, toplam muhalefet oylarının gerisine düştü, sinirlendi, sertleşti, 27 Mayıs geldi cihâne…

***k

Ne zaman “erken seçim” lâfını
duysam nostaljim depreşiyor. Tatlı değil, tatsız bir nostalji… Erken seçimin
hayrını bugüne kadar görmedik. Ne
İnönü gördü, ne Menderes-Bayar, ne
Ecevit, ne Demirel…

Bir ihtimal daha var. O da erken
seçim değildir inşallah…

ÇANKAYA
RAKıııı=86lı

ÜENT çiziyqr

sis

ukltllıllliêı

Acık tesekkür

ĞZINI bozarak gündemi değiştir
mekten sorumlu devlet bakanı

vit Çağlar ilginç bir açıklama

yaptı: “Baba Çankaya’ya oturduğu an,

benim mi um tamamlanmıştır. Ne

bakan olacağım, ne milletvekili… Sine
i imâlata döneceğim…” Ne yalan söy
leyeyim, o gevrek kahkahalarını, o il
ginç benzetmelerini özleyeceğiz…
Uğurlar ola!

Biliyor muydunuz?

LAK Bankası’nın başlattığı “yuE:: kredisi” uygulaması iyi-kötü
yürüyordu. Ama, “yuva kredisi”
diye alınan düşük faizli paraların
başka sektörlerde “yuva yapmak” için
kullanıldığı ortaya çıkınca, 22 Nisan
1993 itibariyle, cidd” kontrol ve kısıtIamalara gidildi.
Diyarbakır-hha’nın haberine göre, besiciliği geliştirmek amacıyla sığır alınmasına fırsat veren “sıfır faizli” kredilerde de aynı problem varmış… Sığır
almak için kredi alanlar, araba maraba alıyormuş… Bu aybaşından itibaren, sıfır kredili sığırların hepsi damgaIanacak, tokatçıların haberi olsun…
t**

Bursa~hha’nın iki haberine göre, Yalova yolu üzerindeki Bursa otogarının
ihalesinde tek bir talipli çıkmazken,
Bursa Orman Müzesi’nde açılan
“eşek semerleri ve takıları sergisi”
dolup taşıyor.

Türkiye’de “kürt sorunu”r_ıun gündeme gelmesinde rahmetli Özal’ın kilit
rol oynadığı inkâr edilemez. Nitekim
(“netekim” değil), Özal’ın ölümünü
izleyen beş gün süresince, Apo’nun
özel emriyle, PKK’nın her türlü kamp,
karargah ve dış temsilciliğinde, sarıyeşil-kırmızı bayraklar yarıya indirildi,
eğlence ve içki içme yasağı kondu.
Haber Hürriyet-hha Erzurum büromuzundur, abartmıyorum…

YILDIRIM AKBULUT

AFI fazla uzatmaya hiç niyetim
I-yok… Bugünkü elektrikli sandal
yeye misafır oluşunun gerekçesini altı kelimede özetleyeceğim…
Rahmetlinin kırkının çıkmasını bekleyebilirdin hiç değilse…

“Siyasî partilerin tek
yaradıkları iş, birbirlerini
yakından izleyip
duyduklarını bağıra bağıra
seçmenlere
gammaßzlaınaktır…”
(William Tecumseh `
Sherman, 1881)