‘Enkaz’ edebiyatından bıktım! Siz bıkmadınız mı?

PERŞEMBE, 4 Aralık 1997

‘Enkaz’ edebiyatından

bıktım! Siz bıkmadınız mı?

EVCUT hükümetin nasıl, niçin kurulduğunu bilmiyorum. Kurcalamak,
karıştırmak da istemiyorum…
Kuruldu işte… Gittiği yere kadar çekeriz…
Aslında ilginç bir “triumvi- l
ra”sı var. Mesut Yılmaz… Başba
kanlıktan kaçtıydı.

Bülent Ecevit… Başbakanlık- ı

tan kaçtıydı.

Hüsamettin Cindoruk… Çiller’e karşı DYP genel başkan adayı
olmayıp, dolaylı yoldan, o da başbakanlıktan kaçtıydı.

Haydi, aklıma gelen iki ismi de
ekleyelim yukarıdaki “troyka”ya…

Süleyman Demirel… Bir kere (1963) Ziya Gökalp Caddesi’ndeki AP genel merkezinden pardösüsünü, iki kere de başbakanlıktan
(1971 ve 1980) şapgasını bırakarak kaçtıydı.

Deniz Baykal… Son kaçtığında “Refahyol” kurulduydu.

f**

lşler sarpa sardığında “enkaz
edebiyatı’ ‘ başlar bizde. . .

Ya “kaçış”, ya “erken seçim”, ya “müdahale” yolları
gözüktü demektir.

Once, izin verin. “enkaz devralma”nın kısa siyasi tarihçesine
bakalım…

i***

Demokrat Parti’nin devlet bakanı Mükerrem Sarol ortaya attı
bu kavramı… 1955 yılında, canları
iyice sıkılan, kişisel ekonomileri
bunalan DP grubu üyelerini teskin
ve teselli etmeye çalıştı.

“Enkaz hâlinde bir vatan
devraldık… Bütün gayretlerimizle memleketi refaha götürüyoruz…”

Memleket, önce devalüasyona,
sonra ihtilale gitti.

f**

İsmet İnönü (ve Cemal Gürsel) enkaz devraldı.

Suat Hayri Urgüplü enkaz
devraldı.

Süleyman Demirel birkaç ke
o

re enkaz devraldı.

Nihat Erim (ve Memduh
Tağmaç) enkaz devraldı.

Ferit Melen, Naim Talu, Sadi Innak enkaz devraldı.

Bülent Ecevit iki kere enkaz
devraldı.

Bülend Ulusu (ve Ahmet Kenan) enkazdevraldı.

Turgut Ozal enkaz devraldı.

Yıldırım Akbulut, Mesut Yılmaz, Tansu Çiller enkaz devraldı.

Necmettin Erbakan, hem enkaz devraldı, hem devralınan enkazlara ortak oldu.

Enkaz devralmaktan bıkmadık.

Kimse kendisine beceriksizliği
kondurmaz… Bir öncekinin üstüne
atar.

***k

Ekonominin iyiden kötüye, kötüden betere gidip gitmediğini bilmiyorum… Bu konuda yargı yürütmek bana düşmez, çünkü, ekonomiden anlamam… Cebime giren
parayla cebimden çıkan paranın
dengesine bakarım…

lyisi mi, minik bir anekdotla bitirelim şu “enkaz” meselesini…

Can dostum Yavuz Donat,
Avrupa Konseyi’ne gidip Yunanistan’la her zamanki gibi dalaşan dışişleri eski bakanı Turan Güneş
hocamıza sorduydu.

“Hocam, Avrupa Konseyi
nasrldı?”

“lyiydi…”

“Yunan milletvekili Melina
Mercouri nasıldı?”

“Bizim Melina mı?”

“Evet hocam, eski film artisti, yeni politikacı Melina
Mercouri… O nasıldı?”

“Aaaah, ahhhhh! Bizim kaderimiz bu… Hep enkazla

karşılaşıyoruz…”