Ekonomik zemberek boşaldı mı acaba?

ı
RIEDRICH Engels’in
. 130 yıl önce söylediğine
î
l
l

new?

Ekonomik zemberek

boşaldı mı acaba?

geldik sonunda… “Siyasetin zembereği ekonomidir.

Ekonomik zemberek boşalm; sa, siyaset zıvanadan çı` kar…”

Çıktı netekim…
. lki ay önce, ezici çoğunlukla,
, “erken seçim” karan alındı.
, Şimdi herkes kıvırtıyor, topu
v birbirine atıyor.
î Ağzı olan gonuşuyor. Gulağı olan
dinliyor, ama, duymuyor.
‘k ‘k *k

Otuz dokuz yıldır günlük politikaya
endekslenmiş bir hayatım var.

Ekonominin bu kadar sapıttığım, si’â yasetin bu kadar cıvıttığını hiç görme’ nıiştim…

_ Birbirlerini seven, dinleyen, anla`- yan. uzlasmaya, anlaşmaya çalışan bir
ı tek Allah’ın kulu yok…

‘k i’ i’

, Menderes, Polatkan ve Zor; lu’nun idamını önlemeye en çok çalıâ şan, ama. beceremeyen kişi, CHP’nin
ı ebedi şefi. DP’nin ezeli muhalifi İsmet
lnönü’yd_ü.

Aynı Ismet Paşa, üç yıl sonra,
kendisini topla, tankla, tüfekle iki kere
. devirmeye kalkışan Aydemir-Gürcan

cunlasını ipten döndürrneye çalıştı. ll, kinde başardı. ikincisinde başaramadı,
E ama. insanlık kendisinde kaldı.

‘. Vural Onsel diye birinin Süleyl man Demirel’i yumruklamasından
l (13 Mayıs 1975) sonra, ilk “geçmiş
1 olsun” diyen Bülent Ecevit’ti.

‘ Demokratik nezaket ve ahlâk icabı,
t 21 Haziran 1975 günü, Ecevife karşı Gerede`deki sûikast .teşebbüsüne en

büyük tepki Demirel’den geldi.

* Şimdi durum böyle mi? ‘

; Herkes birbirinden nefret ediyor.

;V Herkes düşman cephelere aynlrrıış
durumda…

ê Birbirlerine yağmurlu günde yarım
bardak su bile vermez bunlar…

ğ Olympos tepesindeki Zeus da böyle
î yapardı. Herkesi gaza getirir, birbirine
l düşürür, tanrılığını sürdürürdü.

i Gittiği yere kadar…

i ‘k i

nuz? r
Ben okurum… Okurum, çünkü kü
çükleri eğlendirip oyalar, özürlü büi yüklere özlü dersler verir.

“Çocuk masalları” okur-musu

En sevdiğim masalın de vereyim bu arada…

“Büyücünün Çırağı”…

Devenin çığırtkanlık, pirenin berberlik yaptığı vakitlerde, ünü dünyaya
yayılı bir büyücü, onun da ele avuca
sığmaz bir çırağı varmış… Haylaz çırak, kazan iokurdatıp büyü hazırlayan
ustasını merakla, gıptayla seyreder.
“Aahhhhl Aaahhh!” diye iç geçirip
dururmuş, “Bir punduna getirip
aynı büyüleri ben de yapsam keşke…”

Günlerden bir gün, ustasının alışverişe gidip cadı kazanını boş bırakmasından faydalanmış haylaz çırak… Ustasından nasıl görrnüşse. kilerde her
bulduğunu kazana doldurmuş… Ustasının gıdım gıdım koyduğunu yığmış
da yığmış, aklında kalan bütün büyülü
sözleri, yalan yanlış, yarım yamalak
mırıldanmış…

Cehennem dünyasının bütün şer
kuvvetlerini böylece ayağa kaldırmış
budala ve yeteneksiz çırak… Oylesine
kaldırmış ki. dağlardan, tepelerden,
bayırlardan sular-seller kopup gelmiş…
Hırsı hem aklından. hem kabiliyetinden büyük (Can Yücel’in sevimli tabiriyle “kifayetsiz muhteris”) büyücü
çırağının önce harekete geçirdiği, sonra kontrolunu kaybettiği cehennem
dünyasının o şer kuwetleri, boyundan
büyük işlere kalkışanlara ibret dersi
olarak, çırağı da, her şeyi de sürükleyip götürmüş…

Çocuk masalı ya! Anlattık işte…

i’ ‘A’ i’

Usta büyücüler… Yeteneksiz çıraklar…

Usta büyücülerin, kadirşinas politiléacılann rahle-i tedrisinden geçtik

ız…

Şimdiki kifayetsiz muhterisler mi?

KGRG… Kak sağrılanna rahvan
gitsin!

Demokrasiyi, insaru sevsinler, yeter

. _fox – h
– ß

.;`- ar›