Efsane ‘sıfırcı’ya veda
Bülent Ergün / Sabah
Sıfırcı Hoca’ olarak bilinen Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Kurthan Fişek, 70 yaşında hayatını kaybetti. İstanbul’da vefat eden Fişek, “aşığı” olduğu Ankara’da toprağa verilecek. Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin efsane hocası, gazeteci, spor adamı ve yazar Prof. Dr. Kurthan Fişek, dün sabah 02.00 sıralarında İstanbul Bebek’te eşi Neyran Fişek ile birlikte oturduğu evinde aniden fenalaştı. Eve çağrılan sağlık ekipleri efsane hocanın, nefes darlığı sonucu hayatını kaybettiğini belirledi. Ölüm haberini alan 42 yıllık eşi ve yakınları gözyaşlarına boğuldu. Kurthan Fişek’in ağabeyi Gürhan Fişek, kardeşinin nefes darlığı rahatsızlığının bulunduğunu söyledi. Kurthan Hoca’nın naaşı cenaze nakil aracı ile Ankara’ya götürüldü. Ölümünün ardından Bebek’teki evine gelen Hürriyet Gazetesi Yazarı Mehmet Y. Yılmaz çok üzgün olduğunu belirterek, “Aktüel Dergisi’ndeki köşesinde haftanın öne çıkan siyasetçilerine sıfır verirdi. Lakabı da oradan sıfırcı hoca diye kaldı. Çok üzüldüm. Renkli ve iyi bir insandı” dedi. Eve gelen komşuları ve çevre esnaf ise Kurthan Hoca’nın Bebek’te, “Baba” lakabıyla tanındığını söyledi. Fişek, yarın Ankara’da öğrencileri, arkadaşları, dostları ve okurları tarafından son yolculuğuna uğurlanacak. İlk tören Ankara Üniversitesi’nde düzenlenecek. Fişek, buradaki törenin ardından, Kocatepe Camisi’nde öğle vakti kılınacak cenaze namazından sonra toprağa verilecek.
ANKARA AŞIĞIYDI
Binlerce kişinin yetişmesine katkı sağlayan Kurthan Fişek, 1942’de Ankara’da ünlü doktor, yönetici ve sivil toplum önderi Prof. Dr. Nusret Fişek’in oğlu olarak dünyaya geldi. Fişek, namı diğer “sıfırcı hoca”, “Burası Ankara” adlı kitabı ile bu sevgisini kaleme aldı. “Nerelisin diye sorarsanız, 93 yıldır Ankaralı’yım” diyen Fişek, bir röportajında Ankara’da doğmasını ve öğrencilik yıllarını şöyle anlatmıştı: “TBMM’nin arkasındaki Harbiye Hastanesi’nde doğdum. Çocukluğum, Kızılay’daki Selanik Caddesi, Mithatpaşa, Meşrutiyet, Bakanlıklar civarında geçti. Mimar Kemal’den sonra Ankara Koleji. Ardından ODTÜ Kimya. Üçüncülükle girdik ama atıldık.” Fişek, Kimya Mühendisliği fakültesini bırakarak asıl ilgi alanı olan sosyal bilimlere yöneldi ve ODTÜ İdari İlimler Fakültesi’ni bitirdi. Fişek’in 1960’da girdiği Kamu Yönetimi’nde ilk hocası Erdal İnönü oldu. Süleyman Demirel ve Necmettin Erbakan’dan da ders aldı. Turgut Özal’da ders aldığı isimler arasındaydı. Fişek, aynı yıl Yeni Gün ve Öncü gibi Başkent gazetelerinde çalıştı. Dört yıl Turkish Daily News gazetesinin Yazı İşleri Müdürlüğü’nü yaptı. Askerliği sırasında meydana gelen 12 Mart darbesi esnasında bir süre hapis yattı. Fişek, Ankara’da sporun gelişimine büyük katkıda bulundu. SBF’nin spor dünyasında varlığını hissettirdiği yıllarda olanaksızlıklar içinde, Başkent basketbolunun sıçrama yapmasını sağlayan isimlerden biri olan Fişek, 1978-1979 döneminde, Ankara Spor Akademisi ve Atletizm Federasyonu Başkanlıklarını yürüttü. Söz konusu iki yıl Türkiye’nin içinde bulunduğu karanlık terör yıllarına karşın atletizmde küçük de olsa ilk istikrarlı uluslararası başarıların elde edildiği dönem oldu.
DANIŞTAY KARARIYLA DÖNDÜ
Efsane hoca, 1980-1983 döneminde de Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekan Yardımcılığı görevlerini yürüttü. 1980 yılında “Spor Yönetimi” kitabıyla profesör olan Fişek’in üniversitedeki görevine 1983’te, 1402 sayılı Sıkıyönetim Yasası’yla son verildi. Bir süredir Hıncal Uluç’un çıkardığı Erkekçe dergisinde rumuzla yazan Fişek, üniversiteden atılınca yeniden gazeteciliğe döndü. Türkiye’nin kaderini belirleyen siyasetçilerin tamamına yakınıyla sağlam dostluklar kuran ve onlara notlar veren “Sıfırcı Hoca”, 1990’da Danıştay kararıyla SBF’deki görevine iade edildi. Fişek’in aralarında bulunduğu hocaların Mülkiye’ye dönüşü, “SBF’li Yedilerin Dönüşü” başlığıyla gazetelere yansıdı. Ancak Fişek, 12 Eylül 1990’da istifa ederek yeniden gazeteciliğe döndü. Nokta, Tempo, Aktüel, Ekonomist dergilerinde yayın-yönetim danışmanlığı yaparken, hazırladığı sayfa ve köşeler okurlar arasında tiryakilik yarattı. Fişek basın tarihine, “Haftalık Anagram Analiziniz” ve haftanın siyasi liderlerini notladığı “Sıfırcı Hoca” köşeleriyle geçti. Sabah ve Hürriyet’te köşe yazarlığı yaptı. İngilizce, Fransızca ve Almanca bilen Fişek, 1999’da YÖK Yasası uyarınca yeniden yuvaya döndü ve SBF’de doktora sınıflarına girmeye başladı. Kurthan Hoca yıllar sonra meslek hayatını şöyle özetleyecekti: “Üniversiteden kovuluyorum gazeteye, gazeteden kovuluyorum üniversiteye. Hiç olmazsa gidecek yerim var.”
ÖCALAN’A SIFIR VERDİ
Kurthan Fişek’e, “Sıfırcı Hoca” denilmesinin nedeni ise oldukça ilginç. Hayatı boyunca tek bir öğrencisine sınavdan sıfır vermiş olsa da, sıfır alan öğrencinin kimliği hepimizin bildiği bir isim: Abdullah Öcalan. Uzun yıllardır asistanlığını yapan Barış Övgün, “Öcalan’a da derslere gelmediği, devamsızlıktan dolayı sıfır verdiğini söylemişti” dedi.
‘AĞABEYİMİ KAYBETTİM’
Prof. Dr. Celal Göle (Eski SBF Dekanı): Ağabeyimi kaybettim çok üzgünüm. Kurthan ile biz çocukluk arkadaşıyız. Bizim babalarımız çok yakın dostlardı. Kurthan benden büyük olmasına rağmen hep birlikte arkadaş hatta bir kardeş gibi büyüdük. 2000 yılında rektörlük seçimleri vardı. Rektör adayı olarak seçimlere katıldım. Ancak Kurthan, ‘Siyasalın sana ihtiyacı var. Senin kaybetmeni ama okulumuzun kazanmasını istiyorum’ diye rektörlüğümü desteklemedi. Hatta oylar kullanırken geldi bana göstere göstere rakibime açık oy kullandı. Ama bu bir rekabetten dolayı değil, tamamen duygusallıktan kaynaklı.
Yrd. Doç. Barış Övgün (10 yıllık asistanı): Kamu yönetiminin en değerli hocasını kaybettik. Çok kişiye göre yaşlı ama bize göre genç yaşta kaybettik. Daha birçok öğrenci yetiştiriyordu, yetiştirmeliydik. Hocamdı, 10 yıldır asistanlığını yapıyorum son yıllarda birlikte ders vermeye başlamıştık. Mehmet Ağar, Abdullah Öcalan gibi herkesin tanıdığı isimlerin de hocasıdır. Sıfırcı hoca olduğu söylenir ama doğru değildi. Öğrencilerinin başarısıyla yakından ilgilenirdi. Kurthan hocaya göre dünyanın en güzel şehri Ankara’ydı. İstanbul’u hiç sevmezdi. Yazları eşi İstanbul’a gitmek isterdi. Döndüğünde, en güzel tarafı Ankara’ya dönmek derdi. Ankara’yı okur, yazar, düşünür şehir, İstanbul’u ise eğlenen şehir diye tanımlardı.
FİŞEK GİBİ BİR DELİKANLI OLARAK YAŞAYACAK
Fişek’in ölümü sosyal paylaşım sitelerinde de yankı buldu. Twitter’da yayınlanan bazı mesajlar şöyle:
Mesut Yar;@mesutyar: Kurthan Fişek hocamız her daim kalbimizde. O fişek gibi delikanlı olarak yasayacak! Nurlar içinde yat hocam…
Nurcan Akad;@nurcanakad: Kendisini tanıyan herkeste eminim sadece gülümseten anılar bırakmıştır Kurthan Fişek. Renkli olduğu kadar iyi bir insandı.
Ali Kocatepe;@ali_kocatepe : Kurthan Fişek’in ölümü büyük bir kayıptır. Rahmetle anıyorum. Erkekçe günlerimiz unutulmazdı. Kalemi olağanüstüydü. Başımız sağolsun.