effaflaşmanın tam zamanıdır!

Bin N i
FİŞEK

300cak1994

PAZAR

içi Universitesi’ni aradım geçen

gün…

sayın başbakanın
devamlı dirsek ve
kafa temasında olduğu kimseler var
mı sizin orada?”
_Y0kmuş…
iktisat fakültelerinden birkaçını ara
Dostlarım çoktur. Sordum:
“Devlet sırrı sızdınnak gibi olmasın, ama,

Şelasmanın tam zamanıılır!

TANSUNÇİIIerWn eski yuvası olan Boğaz

Başbakan kararların sorumluluğunu
üstlenmiş… “Ben çok önemli bir karar aldım. Ya kontrollü ekonomiyle devam edecektim, ya serbest ekonomiyi işletecektim.

için kötü olurdu…”
Aynı cümle için
de bu kadar çok

“ben ben” diyen bi
dım. Aynı soru, aynı rini görmedim.
cevap… Benden başka tabii…
l-ıhh…
Mülkiye’yi ara- * _
maya zahmet bile Ama, içimde YIetmedim. Memleket ne de bÜYÜk bir kUŞ’

ekonomisine “devIetin çıkarları” gözlükleriyle baktıkları için, onları haydi
haydi aramazdı başbakan…

Peki, o akıl vermiyor, bu akıl vermiyor, nereden, kimin kafasından çıktı “27
Ocak Kararları”?

k**

Vitrinde iki kişi var. Merkez Bankası
başkanı Bülent Gültekinfle Hazine-Dış
Ticaret müsteşarı Osman Unsal…

Tabiî, bir de haute couture mankenimizin kendisi…

Sordum kendi kendime…

“Kara Çarşamba” kararlarını sâdece
üç kişi almış olabilir mi.?

Ertuğrul Özkök’ün yazısında bazı.

ipuçları buldum.

ku var.

Tek kişinin böyle
kararları almaya aklı da yetmez, gücü de
yetmez, cesareti de yetmez…

ÇiIler-UnsaI-Gültekin
müşterek gücü de yetmez…

***k

Bu kararları birileri aldı. Hükümet kısa sürede tepetaklak gitmezse, benzeri
kararların devam edeceğine hiç şüpheniz
olmasın…

Ekonomik bürokrasiyi şeffaflaştırmanın tam zamanıdır.

Sümerbank’ı, müberbankı satıp 5-10
trilyona takılan, sonra da bir döviz operasyonuyla Türkiye’nin dış borçlarına
150 trilyon ekleyiverenleri iyiden iyiye
merak etmeye başladım doğrusu…

üçlüsünün

KEMER SIKMA our,
arıyor ruhsuz sız/sıvı .

:umumi
smıınıvıa

TANSU ÇİLLER

CANIMLI, cicimli, anamlı, bacımlı
‘günler 7 ayda bitti. Korkum Türkiye ekonomisinden yana değil… Demirel’in vaktiyle dediği gibi, “Devlet gemi mi ki batsın?”

Yine Demirel’in “Delik büyük, yama
küçük” özdeyişinden gidersek, devlet
“gemi” değil batmaz, ama, tekne “delik”, yüzmez…

Korkum siyasetten yana… .

“Şiddetlenme” belirtileri baştan vardı.
Kadınların erkeklerden daha acımasız ol

duklarını epey zaman ewel söylemiştim.

Tarihten ders alıyorum. Ekonominin
büsbütün sapıtmasını önlemenin en kestirme (ve ucuz) yolu, siyaseti sustunnaktır.

Ondan çok korkuyorum.

Oktay Ekşi’nin “Devalüasyonun Siyası^ Bilançosu” benzetmesinden giderek,
Cezayir’i düşünüyorum.

Seçimden önce mi yapalım, sonra mı
yapalım?

dünyada
~~~~v› ~~ güvenük
yoktur, fırsat vardır…”

(Douglas MacArthur, 1944)