Dostlar hatırlasın düşmanlar unutmasın

l

Rt.

l -kaynaldarı-hidroli ” dersi anlatırsan, olacağı bu
PERŞEMBE, 18 Mayıs 2000_ ,

Dostlar hatırlasınl
düşmanlar unutmasın

NKARA Üniversitesi’nin ellinci kuruluş yılAdönümü münasebetiyle, Çankaya Köş
kü’ne davetliydim. . . Eşimle beraber. . .

“Kerhen ve arizamik” gittim…

Sıkıntı çekmiş, rahat yaşamış, tekrar sıkıntı çekmiş, tekrar huzura ermiş bir “aile tablosu” çıktı
karşıma…

Nazmiye Demirel eşimin elini sıktı.

Tanımıyordu, ama, iki yanağından öptü.

Süleyman Demirel elimi sıktı, içeri salona buyur etti.

“Tanımazlıktan gelen” bir tavrı vardı. Oysa,
yedeksubaylığını ODTU’nün TBMM’nin tam arkasındaki’ gecekondularda “öğretim üyesi” olarak yapmıştı.

Beni çaktırrnıştı.

Dün dündür, bugün bugündür. Hafıza-i beşer,
herkes unutur… ‘ 7 ‘ .

Musluk açmayı zor beceren bir öğrenciye, ‘İsuğ

dur.
i’ i’ ‘A’

Ailemin zoruyla, ya mühendis, ya doktor olacaktım…

ODTÜ kimya mühendisliğini kazandım… Dört
önemli hocam oldu. ı

Erdal İnönü fizik, Necmettin Erbakan mekanik, Süleyman Demirel hidrolik, Turgut Ozal
aritmetik anlatıyordu.

Sonuncusu hariç, hepsinden sınıfta kaldım.

Rahmetli Özal yedeksubaylığını yapıyordu. Sev~
gili Emin Çölaşan, iki kere ikinin kaç ettiğinin sorulduğu aritmetik sınavında “6” yazdığı için, KKTC nin şimdiki üst mali yönetimiyle beraber aynı hataya
düşüp kopyadan yakalandığı için, sınıfta kalmıştı.

*k ‘k ‘A’

Her türlü sansürün, baskının uygulandlğlı benim 59,*
üniversiteden kovulup “müstehcen dergi” Çlkûrdl’
ğım bir sırada, 1986’da, Sokak’a gittik.

Baba anlattı, biz yayınladık. .. _ _ .

Fotoğraflan Sökmen Baykara “çekmişti “Tut
şunun ucundan, döşeyelim abi!” çağrışım! vapan, olağanüstü bir resimdi.

y, r

“`*’l°“””**-”SBF’de öğren?” ĞilJ7-‘İ:Morriso°”n”Süleyman” *crîğîêti

bağınyor, izleyen yıllarda ODTÜde Kommer’in arabası yakılıyordu. -› ş

Yeni kuşağfsevdin, sevecen yaklaştın…

Eski kuşağı anımsadm, sıcak yaklaştın…

“Dün dündür, bugün bugündür. Yarına beraberce, güzel bakalım…” ı ‘

‘k i’ ‘ *k

Bizde cumhurbaşkanlığı devir-teslimlerinin ilginç
bir özelliği vardır.
,l Sivil gider, asker gelir. Asker gider, sivil gelir.
s’ İlk defa sivil sivile devretti. Uygarca…

‘A’ i’ ‘A’

Sayın Cumhurbaşkanım!

Sağlık bakanlığı müsteşarlığı yapan babamı dört
kere görevden aldınız, dört kere Danıştay kararıyla
geri döndü.

Sonra, mahkemelere gitmekten canı sıkıldı.

Size özenmedi, altı kere gidip yedi kere gelmekten üşendi belki…

Maltepe camiine geldiniz, cenaze namazına durdunuz…

Teşekkür borcum var size…

*i*

Sayın Cumhurbaşkanım!

12 Eylül darbesi olduğunda, Güniz Sokak’ta vızır
vızır çalışan telefonlannız birdenbire susuvermişti.

Ilk gün, tek arayan, Ali Şener’di.

“Başbakan yardımcısı olmak istiyorum, izniniz var mı?” diye, askerden aldığı talimatı size
onaylattırmak içim, Hamzakoy’daki telefon yasağını
delen, Turgut 0zal’dı.

Zincirb0zan’dan dönen Nazmiye Hanım’ı, Güniz Sokak’ta, sadece 4 kişi bekliyordu. Türkan lsla
ner…

Hamzakoy’da kahve verilmezdi. Size, ilk kahvevi
34-L-7137 plakalı arabasıyla, gözünü karartıp getiren Erman Yerdelen’di.

Zincirbozan’da ne buzdolabınız vardı, ne videotelevizyonunuz… 16 kişinin paylaştığı buzdolabını
Vehbi Koç, televizyonla videoyu Jak Kamhi yollamıştı.

_ ‘A’ *k i’
Sayın Cumhurbaşkanım!
Dosdannızı hatırlayın, düşmanlanruzı unutmayın!

moğlu, Semra Özal, Aysel Ceyhun, Füsun Şe
İı