Dön ana-baba dönelim. Hacılara bacılara gidelim!

Hacılara bacılara gidelim!

İZİM .Bekir Coşku
n’u feci şekilde kıskandığımı inkâr edemem… Mevcut hükü
meti tarif ederken “hacı-hacı
koalisyonu” dedi, tuttu. Arkasından, sarışın güzel kadını
tasvir ederken, “düş işleri
bakanı” dedi, cuk oturdu.

Böyle durumlarda, bize,
tekrarlamak kalıyor. Ne yapalım? Kaderimiz bu…

*t*

Sınırlı-sorumlu düş işleri bakanımız, Ozer Uçuran’ın muhterem refikası Tansu hamfendi, aklınca gündemi değiştirip projektörleri üstüne
çekebilmek için, geçen haftanın başında, ekonomi-maliye bürokrasisine
talimat verdi. .

“Meksika modelini inceleyelim, bize çok uyar…”

Bürokratlar şaşkın şaşkın birbirlerinin suratlarına baktılar. Aynı talimatı 1995’in yılbaşı günü de vermişti
Çiller…

“Hatun kişiye ne diyeceğiz
şimdi?” diye sorulaştılar.

lki sene önce verdikleri raporu
tekrar veriyorlarrnış. ..

1970’lerin sonuna doğru, Mek
sika’da, gelir dağılımı çok eşitsiz, grevler yüzünden hayat ve
üretim felç, terör doruktaydı. Anahtarı “özelleştirme” olan bir ekonomik
yenilenme programı başlatıldı. Bunun
sonucunda, milli gelirin yaklaşık yarısını oluşturan dış borçlar yüzde 30’a,
yüzde 60’ın üstündeki enflasyon hızı
yüzde 6 civarına indirildi.

Özelleştirmenin bütün maksadı,

ülke ekonomisine yabancı sermaye , yani “sıcak döviz” çekmekti.
Çekildi… Ama, üretime değil, murabahaya, tefeciliğe gitti o dövizler…
Hiçbir şey üretmeden kendiliğinden
üreyen paradan hayır gelmez kimseye… Meksikaya da hayır getirrnedi.

Yeni devlet başkanı Ernesto
Zadillo, göreve başlayışının
yirminci gününde (20 Aralık 1994),
pezoları (bildiğimiz pezolar değil,
Meksika parası) yüzde 15 oranında
devalüe etti. Dolar çıldırdı. Meksika
yolun başına döndü. Terör tırmandı,
siyasi istikrarsızlık tekrar başladı.
Engelsin vaktiyle dediği gibi.
“Tarihin zembereği ekonomidir.

PERŞEMBE, 12 Eylül 1996 27
‘ . %-
Dön ana-baba dönelim

KUTHAN .FİŞEK .

Zemberek boşaldı mı, siyaset
bildiğini okur…”
i’ i’ i’

Meksika, terörün her türlüsüne
karşı Şerbetli bir ülkedir.

1879-1919 yılları arasında yaşayıp merkezi hükümetin başına belâ
olan Emiliano Zapata`dan çok çekmiş, sonunda en kolay çözümü bulmuştu Meksika…

Zapata, hükümete göre dağ eşkıyası, halkın gözünde kır devrimcisiydi. Dağlık bölgelerine hâkim oldu
Meksika’nın… Toprak reformu istiyordu. O bölgenin sulu ziraate müsait
olmadığı, “bize zevâl olmaz” diyen hükümet elçileri tarafından anlatıldı kendisine… Köylü kafası basmadı, “ille de toprak isterim” diye
tutturmaya devam etti.

“Gel, istediğin toprağı verelim!” deyip dağdan indirdiler.

Bu sefer Meksikanın tamamını istedi Zapata…

“Peki, gel, onu da vereceğiz!” dediler.

Dünya görmemiş bir dağ kazması
olduğu için inandı, dağdan indi, hükümet kuwetlerince kevgire çevrildi.

Emiliano Zapata gelip geçti.
Hem dünyadan, hem Meksika modelinden… ‘
**û

“Meksika Modeli” denilince ne
anlıyoruz?

Terörle mücadeleyi mi? Yoksa
ekonomiyi mi?

“Hacı-hacı koalisyonu” kurulduğunda (28 Haziran 1996), amerikan doları 81.550 türk lirasıydı. Ben
bu yazıyı yazarken (12 Eylül’e 1 kala)
88.700 lirayı bulmuştu.

Daha şimdiden, iki buçuk ayda,
yüzde 9’a yakın fiili devalüasyon…

Meksika Modeli’ne ne gerek var?
Bizde âlâsı bulunuyor netekim…