Doğmamış Çocuğa Don Biçenler…
Ferhan Şens0y’un
Naim Süleymanoğlu için
yaptığı bir benzetme vardı:
“Hem güçlü, hem seksi, hem
ekonomik…”
Şensoy yerden göğe kadar
haklı çıktı.
Naim`in kol gücüne diyecek
yok… Tuttuğunu kaldırıyor, üçdört sikletin dünya rekorlarını
elinde tutuyor, ters bakan Ermenileri tek yumrukta deviriyor,
önüne katıp kovalıyor.
Seks kudretine diyecek yok…
Bu yaşına geldi, hâlâ evlenemedi, evlenmek istemedi, gezip görmediği pavyon kalmadı, elini
salladı mı dilberlerin ellisi, beş
sıraya giriyor.
Ekonomisi de süper… Her
dünya rekoru lnrışında paralar,
evler cukka… “Devlet desteği”
dedikleri şey… Ustelik, bulmuş
da beğenmiyor, kılı kırk yarıyor,
evin terassızına burun kıvırıyor.
Güçlü, seksi, ekonomik insanlara ihtiyacımız var.
Sıradanlara “moral takviyesi” oluyor.
e e
N aiın’le sözü açtık, sporla devam edelim.
Efes Pilsen iyi gidiyor, topçularımız fena değil, gençlerimiz
Avrupa Şampiyonu oldu, halterciler, boksörler, pehlivanlar evvelallah, tuttuklarını hâllediyorlar.
Yâni, hepsi gururumuz…
Ferhan Şens0y’un 0 konuda
da özlü sözleri var.
Bin isim nin İŞLEM
MUSTAFA ınsan USTAMTAŞKÄFA
(vr-Joker)
› KÖKSALTOPTANCAVİTÇAĞLAR
.OOKAMTANMBKÜRPOSTAL
-` Clwhke!)
Bşxlıısıxıılnaçe &anlamda
_NAıılıMeıııEşeııAlNaam
3:; _ (‘L’Jokar)
&g; ESATKIRATLIOĞLU
ANSU ciııısıı
_ Süleyman Demirel’in
“Ben devletin başıyıml”
dedikten, olağanüstü hâl
rejimini
gündeme getiren 119’uncu
maddeyi zikrettikten hemen sonra, “Ulke acemilerin elinde!” demesine bir anlam veremedim.
Aslında, veremedim de, verdim.
Bir, genelkurmay başkanlığı kapalı kapılar
ardında konuşulur, umûmî telefonlarda veya
belediye hoparlöründe değil… Iki, batık krediler, bankacılar, bankerler, SSK borçları, vergi
yüzsüzleri vs., herkesin önünde, “umûma açık”
konuşulur. Muhterem eşinizin telefon muhaberatında değil… Uç, “antre” yapmak meraklısı
kolejli kızlar gibi, dâvetlere geç gidilmez, “git’mezlik” hiç yapılmaz… Dört, “Doğru bildiğimi
‘, yaparım, kimse döndüremez!” diye
g demokrasiye sığmaz…
‘Futbolsuz, sporsuz bir dünyanın nasıl olacağım merak edip
dururum… En büyük yok, birileri öbürlerine koymuyor, san lacivert, sarı kırmızı, siyah beyaz
yok… Gullit yok, Maradona yok,
Tanju yok, Rıdvan sakatlanmıyor. Futbol olmasaydı, spor olmasaydı, neyle uğraşırdık, nasıl
deşarj olurduk, neyin, kimin pe
şinden giderdik, bir türlü kesti- ‘
remiyorum… Sporsuz, sporcusuz
bir dünyayı düşünmek bile istemiyorum. Dûşündünı mü, içim
kararmaya başlıyor…”
r e’ c
Hep toplum kendiııe sembol
arar.
Hem güçlü, hem ekonomik,
hem seksi bir sembol… ›
‘I
I
I
I
I
I
I
l
l
I
l
l
l
I
l
I
I
l
l
l
I
I
I
I
I
l
I
ı
I
l
l
l
l
‘v › ı .
ı…-__-_–_..–_–_-..___-__————-1
oLMAbi SÄYIN…
(ve kendisini)
İ’
I
I
I
I
I
I
I
|
l
I
l
I
I
|
|
I
I
I
|
l
l
l
I
l
İ
I
|
I
l
l
I
l
I
konuşmak,
ııoîaıııııııvııs cucuîıA ımN BİGENLER…
İngiltere buldu. “Maggie” demir kadar güçlü, Shakeıoearein
tefecileri kadar ekononık. kendi
orta yaş ölçeklerinde (lliblldiğlnce seksiydi.
Ingiltere kurtardı Eiz aramaya başladık.
e o o
Yavuz Gökmen arkadaşımızın “sarışın güzel kadn my fair
lady) benzetmesinden ‘ala çıkı
‘Jırsa,__Çiller enikonu erotikti.
Sembol olmanın biriıı:: şartını
yerine getiriyordu. On: :rofesör
yapan bilim jürisinin :eğer yargıları benimsenirse, ekınomikti.
Feminizmin esamisızın bile
okunmadığı bir dönemıe. Medenî Kanunumuzu yok srıp kocasına kendi soyadını verdiği düşünülürse, tuttuğunu ışparacak
kudretteydi.
Hoşgeldin “Bizim lvL-aggieß
s. e c
Her toplumun semırıdere ihtiyacı vardır. Pagan topımlarda
“put” neyse, ileri topluzıarda “lider” odur.
Peşinden gidilir, lr-“arnetine
inanılır, tapımlır.
Sonra da yakılıp _ı’_cılır, üstüne çıkilıp tepinilir.
Putluğun sonu gümh tekeliğidir.
e r.- e
Çok mu soyutlaştuı`
Oyleyse, somutlaşazn . ..
Güçlü, seksi ve ekonomik
sembolümüz üç hata _v=__;tı, yapı-
yor.
Fırat-Dine hattının doğusuıdaki liselerden birinde biyoloji dersi Vifdl.
Hoca sor-fu: “Balıkları anlat…”
Reşo cevap verdi: “Bize berıziyr babo…”
Hoca şaşırdı:
“Kelalâka (quelle
alâkal.. Kekoyla bahğın ne ilgisi var?”
Minik Reşo yetiştirdi: “Agzini kapah tutiysen, başına
belâ gelmezdi: ba.
bo…”
Bütün “güçlü” görünme gayretine rağmen, ürkek, özgüvensiz bir insan… Bağmp çağırdığına, lafla asıp kestiğine bakmayın, aldığı her karardan döndü.
“Demir leydiliğine aldanmayın,
kendi parti grubunu bir arada
tutamıyor. Ekononıikliğine bakmayın, bu kadar savurgan bir
dönem yaşamadı Türkiye… Enflasyon hızından belli… Seksiliğine karışmıyorum, Allah sahibine
bağışlasın… ı
Ama, üzülüyorum. inanın,
üzülüyorum.
Genel seçimlerde bu kadar
az yanılan bir toplum olarak,
özel seçimleıiınizde nasıl bu kadar yanılabildiğjrııizi düşündükçe üzülüyorum.
Başkalarına, putlara güvenmekten bir türlü vazgeçmediğimizi düşündükçe hafakanlar basıyor.
Bu hafta kusuruma bakmayın… Sıkıntılıyım…
îşjfı.. – ı.m.”.2’*’ T::..
il. k*
.:*ııi«%i=l, ı>ı.ır__ . . »ı ..Far-lie
nzfaiui-.înhailğzı
TANSU (Erken emekli” eşinin niye lslirahale
ihtiyacıolduğunubiıtürlüizahalemediğiiçinl ………….. ..o
ÖZER UÇURAN (Telefon konuşmaları ve
lobi yapmaktan yorgun düşüp isllrahale ihtiyacı oldu
SÜLEYMAN MERCÜMEK (Bosna paralarını batırdığı mı, cuklıa mı ettiği lıeniız anlasılarııadığı için) …… ..o
NECMETTİN ERBAKAN (Bütün Süleymanları ezbere lanımasına rağmen, bir lek Meıcümek Süley
mani tanımadığı içlnl…
İRFAN KÖKSALAN lMakam arabasının modeli
yaslanıp yenılenmeyince komisyondan istila etmeyi
akıl etliği ıçınl.. .
HÜSAMETHN CİNDORUK
MESUT YILMAZ lGulmeyı bılsbüün unuıugu için) ..o
MURAT KARAYALÇlN (Bir lek kulağının arkası
kaldığı
BÜLHTT ECEVlT l“8ırlesme’ konusundaki doğu
şunun wapışletdevret” modeli oerçevesinde özelleştirilmesine sıcak balcradığı için) …………………….. ..6
GENELKURMAY (Fırat-Dicle lıallının doğusunun
yap-işleldevret” modeli çerçevesinde özelleştirilmesine sıcak bakınadığı için) ……………………………… ..E
HAFTANIN HİKMETİ
“Tek bir kişinin iyi niyetine
güvenmenin adı, demokrasi
değil, köleliktir…”
(Wllla Cather, 1923)
dmmgngbmyemßn
F…” ..u ıcın-q .- ..4 ını ın u..
l
l
l
l
l
l
l
l
l
l
l
I
l
l
I
l
l var mı? Aynı doğru
I
I
I
I
I
I
I
I
I
L
Eskiden iki adı vardı. Ya
ret”, ya “nüfıiz süistimali Çok korkulurdu bunlardan… Memurların
korkulu rüyasıydı.
Aslına bakılırsa, rüşvet almak
veya yetki yı’ kötüye kullanmak değil,
onları yaparken yakalanmak suçtu.
Eskiden bankalar, bankerler
yoktu. Tefeciler vardı. Mevduat, repo
yoktu, ıııurabaha sermayesi vardı.
Dünya değişti. devran aynı devran…
Hem kızıp külieılivoruz (iş işten
geçtikten sonra), hem onlarsız
yıapamıyonız…
l Rahmetli Fuzûlî, verdiği ser, -îâ lâmı “rüşvet değildür” diye
almayan devlet memuruna çok
kızmıştı. Ustad ne istiyordu?
a. Tahakkuk etmiş maaşını
b. Gecekondusunun tapusunu
c. SIT alanında inşaat ruh
satı
d. Marinada yatma yer
Rüşvet üzerine söylenmiş
ç.. güzel sözlerimiz vardır.
“Gümrüklerimizde rüşvet kurumlaştı. Haksız kazanç elde
etmek için kişilik satmak, açgözlülük oldu, marifet sayıldı…”
Kim dedi?
a. Halil Bezmen
b. Ergun Göknel
c. Necati _Can
d. Hilmi Işgüzar
?irili/imi
t DİYENE- R
oran: DERDİN BİRİ
mu _ı .ı u. ›-. »ı v. ıw›
“Rüşvet” denince, akla
;ı “Koskotas” ismi gelir. Suçu
bankaları dolandırmaktı, yer
yerinden oynadı, hükümetler ”
düştü. Dolandırdığı bizim pararnızla kaç paraydı?
a. 20 milyar
b. 200 milyar
c. 2 trilyon
d. 27 trilyon
Bülbülün çektiği dilinin be:i lâsıdır. Klor dâvâsında
kahramanlık taslarken “sirkatin söyleyen” ve sonra yurt dışına _arazi olan Halil Bezmen gevezelik etmeseydi, başına bunların hiç biri gelmeyecekti. Ne
dedi?
a. Devlete kazık attık, suç
mu?
b. Ne yani, banka mı soy
uuısnıu-ııııııııııııvıııarıııııı.
duk? »_
c. Herkes yapıyor, bizimki
mi göze battı?
d. Hepsi
12 Eylül’ün “ibret ve gözdağı” dersinin kurbanları ara
sında, Hilmi Işgüzar da vardı.
Çok yattı. Niye?
a. Devlet parasını özel bankaya yatırdığı için
b. Bankerlere para kaptırdı’ için.
c. Ihalelere fesat kanştırdıği
için ‘
d. Toplu kaçakçılığa karıştığı için
Samsun eski emniyet mü. – dürlerinden Naim Erdem,
Mamak askerî cezaevinde tutukluyken, kalp krizinden ölü
a. Sanıklara işkence yapmak
b. Milletvekili dövmek
c. Hizbullah nıilitanlarına
yataklık etmek
d. Silah kaçakçılarından
rüşvet alıııak
Emekli Albay Haluk Aydın,
Mamak askerî cezaevinde tutukluyken, beyin kanamasından
ölüverdi. Neyle suçlanıyordu?
a. 85 kilo altın rüşvet almak
(Kapıkule)
b. Elektronik cihaz kaçakçılığı (Mersin)
c. Eroin kaçakçılığı (Habur)
d. Sigara kaçakçılığı (Yeşilköy)
Ankara sıkıyönetim komu
tanlığı 4 numaralı askerî
mahkemede görülen “Albaylar
Dâvâsı”nda (1982), sanıklar 210 yıl hapis yediler. 18 subayın
suçu neydi?
a. Toplu gümrük kaçakçılığı
b. Kaçakçılığa yardım
c. Görevi kötüye kullanmak
d. Rüşvet almak
e. Hepsi
CEVAPLAR
wmwuro
morwmowuwu
lljllûll/llî
::y
BİTİYOR, ÖBÜRÜ BAŞLIYOR Doğruyolda söylenmeyen, söylenemeyen
bir sürü şey var. ‘
(ve restorasyon faaliyeti) başlayacak… Birkaç
yüz trilyonluk “yatırım paketi” götürdü beraberinde… Bu “küslük” devam ederse, 119’uncu
madde kendiliğinden işlemey başlar. Uluslararası ekonomik telefonlar, Konuta değil, Köşk’e
edilir.
– SHP’nin istediği atla deve değil… Grevsiz
sendika hakkı (ne demekse?), radyo-televizyon yüksek kurulunun 9 üyeliğinden tek
bir tanesi (ne işe yarayacaksa?)… Özelleştir
CEM BOYNER NE İSTİYOR?
Antalya-hhanu- zın haberine göre,
beş yüzkişilik bir
kalabalığa seslenen Yeni Demokrasi Hareketi önderi Cem Boyner,
“Türkiye’de artık
başkanlık sistemi
Yok yere Baba`yı kü ürmeye,
kışmaya gerek x – .
yolun yolcusuyuz
nasıl olsa…
Baba’nın günübirlik Mısır’a
gitmesi çok önemliydi. Orta Doğu’da kesinleşen barıştan
sonra, inanılmaz bir
ekonomik canlanma
menin arkasından işsizlik, işsizlikle beraber ne geçmenin Zakargaşa gelir. Bunu önleyecek tek “emniyet manı gelmiştir”
subabı” SHP’li bir koalisyondur. Garibanları ‘_
durduk yerde küstürrneye değer mi? TÜSİAD Tan.
Onunla ta_ Peki, başanamız ne yapıyor? suyu sevıniyor; is_, __ Ilk ikisinde kaPTİS yapiyor› temiyor. Gerçek aşk gibi, gerçek nefret de
v’ l ÜÇÜİİCÜSÜIİÖE? gömelliktên duy’ karşılıklıdır. Kulağıma gelenler doğruysa, Fımalllktan EGIİyOT- rat-Dicle hattının doğusunda olağanüstü hâ
Birisi nihayet çıkmış, açıkça
lin kaldırılmasını isteyen SHPliler, anayasabunları başanamıza söylemiş…
nın 119’uncu maddesinin çalıştırılıp olağaKim mi? Duyduklanm ĞOĞNY’ nüstü hâlin Türkiye’ye teşmiline ses çıkarmıS__a. Sezar’ın hakkı Sezai& yor. Baba’nın istediği de o zâten… O madde0187311 hakki Ozeîîß- Şeytan nin çalıştırılması, yani fiilî “başkanlık sistekulağına kurşun! Ozer Çiller mi”
hakkında hayırlı bir şey söyle
‘öem B0yner’in söylediklerine şaşırdım.
yeceğim hiç aklıma gelmezdi.
Bu demokrasinin neresi “yeni”?