Dalgalanamya bırak, dalgana bak!

EMİREDin “yollar yürümekle
aşınmaz” dediği günlerde herkes gülmüştü.

Arkasından “dün dündür, bugün
bugündür” dedi. Herkes büsbütün
güldü.

Universitede hocaydım o sıralarda… Yönetim tarihini, bürokrasiyi,
yönetim-siyaset ilişkilerini, bilcümle
kıvır-zıvırı anlatıyordum.

Dünmüş gibi hatırlıyorum…

Devrimci hareketin dalga dalga
yülseldiği 0 günlerde, her zamanki
alışkanlıklarıyla, “çanak tuttu” talebeler

‘Né diyorsunuz?”

Verdiğim cevap da aklımda…
Aklımda, çünkü, bürokrasinin, bürokratlığın birkaç altın kuralı vardır.
0 Festina lente! Acele işe şeytan
karıştığını, acele edilecekse bile ağır
ağır acele edilmesi gerektiğini söy emenin gâvurcası… Yani, her işi
ağırdan alacaksın…

9 Yarına bırakılabilecek hiç bir işi
bugünden yapmayacaksın, çünkü,
3 Yarın gelmeyebilir,

Kurthcın FISEK

llAlllAlllNMllYA Blllllll, lJllllîANll BAK!

ß Yarın gelse bile, aradaki sürede,
görülmesi gereken iş kendiliğinden
hallolmuş olabilir,

ß Bugünün meselesi yarın anlamını kaybedip gündemden düşebilir.

*i*

Büyükbabanın uyguladığı bürokratik-siyasal politika, dün neyse, bugün de aynıdır. -‘

Cumhurbeylik konusunda “nokta tarifi” (kendisi) yaptı, herkes aynanın karşısına geçti, sormaya başladı: “Acaba lık bana yakışır mı?”

Aynanın karşısında durup kendilerini beğenmekle yetinseler problem değil… Kendilerinin 0 yüce makama ziyadesiyle yakıştıklarını gazetelere sızdırmaya koyuldular.

Babayı biraz biliyorsam, hem senaryolara, hem yakıştırmalara çok
gülüyordur. Ya cumhurbeyliğe, ya
başbeyliğe adayı vardır da, hem zaman kazanıyordur, hem kafa buluyordur.

Yanıldığımı sanmıyorum…

/

?cm9

ıışıııız BAI.İNA
nısı GIKTI…

lVASTOPOL’daki havuzundan
syine kaçtı “Aydın”… Hem de,

eşini, çoluğunu, çocuğunu geride
bırakarak…

Karşılama törenleri düzenlendi, ikram-izaz komiteleri kuruldu, neredeyse
dönte üçünü Aydın’ın höpürdettiği tirsi
balığının kilo fiyatı ikiye katlandı, 8 bin
liradan 15 bin liraya fırladı. Yani, Aydın ekonomik bağımsızlığına kavuştu.

Bu ara, yeni bir şey öğrendim. “Aydın’_’_ dişiymiş…

Oz (veya isim) babasının çiftcinsel
isim koyduğu çocuklar, kızsa askere
çağrılıyor, erkekse maytaba alınıyor
Türkiye’de… lsrarla niye Türkiye’ye geldiğini sormuşlar Aydın’a…

“Kocamdan bıktım, Iivarda yan geIip yatıyor, beni çalıştırıyor…” demiş,
”Türkiye’de Cemal Şahin diye bir milletvekili, ‘kolay boşanma’ kanunu getirmiş… Belki bana da denk düşer diye
devamlı oraya gidiyorum…”

BİLİYOR MlIYDlINlIZ?

Erzurum-hhafdan Cem Bakırcı haberi verdi. Ap0’nun ateşkesinden sonra
ortalık durulmuş, lojistik çalışmaları hız
kazanmış… İran’dan Türkiye’ye eşek
getirmeye kalkışan altı kaçakçıdan biri
yakalanmış, beşi kaçmış… kaçakçılarla
güvenlik kuwetleri arasında çıkan silahlı çatışmada, serbest PKK piyasasında tanesi 4 milyon lira eden eşeklerden
6’sı ölü, 3’ü ağır, 4’ü hafif yaralı, gerisi
(8 adet) sağ-salim ele geçirilmiş… Bir
de “yerinde infaz yapılıyor” diye suçluyorlar devleti!

EDOUARD BALLADUR
Kurtuluş Savaşı’nın yeni

başladığı tarihlerde anne
tarafından dedem İzmir’de
ağır ceza reisiydi. Aileyi
topladı, Akhisar-Eskişehir hattı
üzerinden Ankara’ya taşındı.
Senin ailen ters istikamete
gitmiş, ama, olsun, yarımhemşehri sayılırız… Olmuyor,
olmuyor. Soyunu, ırkını,
doğup büyüdüğün toprakların
geleneklerini unutma, inkâr
etme… llk icraatin bakan
_rnaaşlarını azaltmak olmuş…
lkincisi de, kamu
çalışanlarının zamlarını
ertelemek… Halk sabırlıdır,
tahsis edilen süre içinde
sandık başına gider, ama, 0
bulaştıkların, günün 24 saati
dibini, kuyunu kazar. Hafif bir
cereyan verelim, kendine
gelirsin…

“Kasabın kültürlüsü
cerrah olur…”
(Mark Twain, 1899)