CHP’de beklenmedik misafir

° rine olarak, şimdi de

Kurthcın FISEK

CHP’de Iıeklenmedilıimisatir

PEY zaman aldı (100-150 yıl), ama,
“düvel-i muazzarna” (büyük devletler) komplelcimizi yendik sonunda.
En küçük parti büyüğümüzden en
büyük devlet küçüğümüze kadar, kim
yurt dışına adımını atsa, herkes esas dumşa geçiyor, kırmızı halılar seriliyor, resepsiyonlar veriliyor, nutuklar attırılıyor.
Berlitz (kulaktan
dolma) ingilizcesiyle,
“tavzınd bereket”,

ziyade olsun, azal- geldı.

masın, artsın itiban- ” u ün eçti i
mız… ç miz hağerdegıletişiğm
***k l eksikliğinden ka
Dış itibarımızın naklanan bir yan ış .
ne kadar ârttığına ka- yaptık. Bugün saat

iade-i ziyaret faslı
başladı.

Meselâ, Hürriyet
istihbarat servisine bir
faks mesajı ulaştı perşembe günü… Ustün- _
deki saat 12:35, altındaki imza CHP Istanbul ll Başkanlığı Basın Bürosu…

FalGın başlığı ortalığı karıştırdı.

etbegovıç Tüıkıye’de!”

“İzz
Metni heyecanla okudu, yuttu arkadaşlar…

“Bosna cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç ve Tuzla Belâtalriye başkanı b;
“n Turk” ıye’ ‘ ‘ o .Saat 15.00’
stanbul AtaiıuSrEelI-llalıvalimanrna inecek
olan lzzetbegoviç ve beraberindeki heyeti karşılayacak olan CHP genel sekreter yardımcısı, Istanbul milletvekili
Mehmet Sevigen, konuklan ile birlikte
saat 15.30’da Atatürk Havalimanı VIP
salonunda bir basın toplantısı düzenle
yecelder…”
Muhabir ve fotoğrafçı ekibinin hava
– mes* !NA
BY cALıs…

kIMİN GEtDİĞINi
:v:

limanına intikali planlanırken, istihbarat
masasındaki arkadaşlar, olanca şüphecilikleriyle telefonları çalıştırdılar. “Protokolda bir sakat var. ltibanmız ne kadar
yükselirse yükselsin, cumhurbaşkanını
partilerimizden birinin enel sekreter
ardımcısına karşılataca kadar nezaketsiz değiliz herhalde…”
Değilmişiz… Tam
93 dakika sonra aynı

15.00’de Atatürk
Havalimanı’na İzzetbegoviç değil, Bosna
direniş örgütünün Iiderlerinden eski Galatasaraylı futbolcu
Mirsatbegoviç gele
cektir…”

O da gelmedi. Gelmedi, gelemedi,
gelemez, çünkü, “Mirsatbegoviç” diye
bir futbolcu yok… Mirsat var, ama, soyadı “Kovaçeviç”… Begoviç var, ama, tam
soyadı “Şeke oviç…”

CHP’nin be lenmedik misafirinin
kim olduğunu ben de merak ediyorum
doğrusu… Gazetemiz baskıya girerken,
CHP il örgütü, tam takım, “a ç olmuş”
vaziyette, havalimanında bek eşiyordu.

YAZIİŞLERİNİN NOTU: Gecenin
ilerleyen saatlerinde, CHP’nin
önemli misatirlerinin eski G.Saraylı
Mirsat Kovaçeviç, eski Kocaelisporlu
lbriç Semad ve Tuzla belediye
başkanı olduğu öğrenilmiştir.

VAHYıVsıuA
VUR.:

kaynaktan düzeltme ‘

gözüyle Türkiye

lPLOMASlDE kuraldır, memleDketine dönen diplomat, yerine

gelen genç meslekdaşını kabul
eder, gideceği yeri güzelce anlatır, tanıtır.

1980 öncesinin Türkiye’sinde büyükelçilik yapan biri, 1990 sonrasında aynı göreve giden genç arkadaşına “nostaljik takıldı”. “Agahhhh aaaatljıhhh! Bizim zamanımız ı, Demirel klasik, Ecevit

1990 sonrasının mamûlü büyükelçi,
kısa izlenimlerini aktardı: “İkisi yine
var, Ecevit’te ‘roman’ bitti, ‘tik’ kaldı.
Demirel’de ‘klas’ bitti, ‘baba’ kaldı…”

Görüş alışverişi ve kelime oyunları
aynıyla vakfdir.

Hayat kısa ülüm uzun

NTAl.YA’dan bir can okurum, Bülent Akkaş, mizahımın kara, dünyaya bakışımın karamsar olduğunu hatırlattı bana… Alfabenin “kötü”
harf, kelime ve kavramlarıyla yetindiğimi, madalyonu ters çevirrnem gerektiğini söyledi. Bir de lskoç atasözü hatırlattı:
“Kısa ömrünün kıymetini bil, mutlu ol,
çünkil, uzun süre ölü kalaaılsın…”
Haklı… “Mutluluk Alfabesi” düzenlemiş… Ikişerkelimelik…
Anne, Aşk, Barış, Bilim, Can, Canan,
Çiçek, Çocuk, Doğuş, Dayanışma, Eğlence, Evlilik, Fazilet, Fedakarlık, Güneş,

‘ Güzel, Hak, Halk, Işık, Isı, Iş, Inanç, Jest,

Joker, Kıymet, Kahkaha, Lezzet, Lütfen,
Manevi, Mutluluk, Neşe, Namaz, Okumak, Olgun, Öğrenmek, Ozgürlük, Parti, Paylaşmak, Rahatlık, Rahmet, Sabır,
Sevgi, Şeref, AŞaka, Tatmin, Terbiye,
Uğur, Umut, Uretrnek, Uleşmek, Varo
lruş, Vermek, Yeni, Yaşamak, Zevk, Ziın…

lçim kararmasa bile, grileşti hiç de
ğilse…

NEVZAT AYAZ

Sizi sever, saya
rım… 12 Eylül dönemi
boyunca Istanbul’da
protokol yaliliği yapmak, beri yandan bıçkın takımıyla uğraşıp
“beyefendiliğini muhafaza etmek”
zor zenaat… Milli savunma bakanlığı
görevini üstlenmenizden sonra, damadınızın bazı “milf müdafaa ihaleleri” aldığı iddia edildi. lddia edenlere, “ısbat edin” dedim, edemediler.
Kıvırdı_lar: “Belki paravan `ıket kullandı!” lnanmam böyle şey ere… Ge
tir delilleri, yazalım…

Tekzlqvavınlanıava
fevkalade bayılıyorum

Z_ ŞUBAT tarihinde “Aktuna’ya
Ozür Borcu” başlıklı _bir haber
yazmıştım… Çukurova Universitesi’nde öğle yemeğine çıkmayıp ders çalışan bir grup öğrencinin üstüne oda kapılarının kilitlendiğini, onların da sinirle
nip kilitçiyi dövdüklerini söylemiştim…
“Pr0f.Dr. Işık Olcay” imzalı açıklama geldi.
Oranın tıp fakültesinin dekanıdır
kendisi…
Once okuyup, sonra “Nasıl açıklama ama?” deyin…
0 Kapısı kilitlenen yer, oda değil, 2.
sınıf öğrencilerine ait amfidir.
9 Amfi, öğrenciler ders çalışırken (!)
değil, öğle tatili süresince (1230-1330)
kilitli tutulmuştur.

G) Tüm amfi ve dersliklerde, öğrenci-_

nin güvenliğine yönelik bir önlem olarak, bu uygulama sürdürülmektedir.

0 Görevli memuru dövenler, fakültemiz öğrencileri olmayıp, yaptıkları suç
nedeniyle disiplin ve ceza soruşturması
nı engellemek, daha doğrusu tanınma
mak için, başka fakültelere mensup öğrencilerdir.

Tek bir hata yaptım yazıda… “Amfi”
mi, yoksa “anti” mi, kestiremediğim
için, “oda” dedim… Ikisinin ortası…

Kazık kadar üniversitenin ortalık yerinde, müstahdem döven öğrencinin
kim olduğunu, nereden geldiğini, ne
amaç güttüğünü de ben bilemem doğrusu…

Haber doğru… Tek hatası, olayın
odada değil, amfide olması… Olayı yaratanlar da, daim* değil, “misafir” sanatçılar…

Tekzip aslının aynıdır. Numarası
B.30.2.ÇK0.0.01.00.00/23l-903’tür.
Mecbur olduğum için değil, zevk olsun
diye yayınlıyorum.

_ “lzdırap çek.. mek ölmekten
zordur. Ya deli,

Ya mangal
rekli olmak gerekir…”

(Napoleon Bonaparte, 1797)

Ama, Muavenet
zırhlısının bacasından
içeri düşen güdümlü
füzeler meselesi midemi bulandırmaya devam ediyor. Çok vatan
evlâdı öldü orada…
Davulcu pazarlığı bağlanmış, vurulan
Muavenefin yerine 8 eski firkateyn
verecel