CHP kurultayına katılan “İşitme özürlüler” için, ayrıca tercümana ihtiyaç yoktu

açın-ivf**

KURTHAN FİŞEK

_CHP KURULTAYINA KATILAN “İŞİTME ÖZÜRLÜLER”
içıN, AYRICA TERCÜMANA İHTİYAÇ YOKTU

.rJy-w -~v..–….. –

CHP’nin son kurultayında ilginç ve
önemli yenilikler vardı.

Meselâ, ses cümbüşü, konfeti yağmuru ve merdiven vardı.

“Merdiven” dediniz de aklıma
geldi.

Deniz Baykal’ın merdivenlerden
inişi, Eisenstein’ın Potemkin Zırhlısı’ndaki merdiven sahnesinden daha ziyade, Busby Berkeley’in 1930 müzikallerini, Zeki Müren ve Bülent Ersoy’un
sahnede boy gösterisini çağnştırıyordu.

Geçelim…

.Zv

CHP’nin son kurultayında “tekrarlar” da vardı.

Meselâ, Vivaldi-Haydn-BrahmsBeethoven-Mozart çalınırken, “Mustafa Sandal’ı isterük!” diye salonu terk
edenler vardı.

Atatürk Spor Salonu çıkışında çiğ
köfte, ekmek içi döner, soğan-sarımsaklı çorba takılanlar vardı.

Neyse, Baykal “Batı’yı yakaladık!”

dediyse, bir bildiği vardır mutlaka…

İkinci Meşrutiyet fılozoflarından
Sakallı Celal’in dediği gibi, “Devamlı
doğuya giden bir geminin güvertesinde
batıya koşan safoşlar” sınıündayız…

.Zu

Gelelim sadede…

CHP kurultayının en önemli özelliği, Deniz Baykal’ın yanında, el-kol işaretleriyle, “işitme özürlü” CHP’lilere
meram anlatmaya çalışan bir tercümanın bulunmasıydı.

Aslında, tercümana gerek yoktu.

Meseleyi, Deniz çok daha iyi anlattı.

Gerisini, sevgili Selahattin İnanç’ın
fotoğraflarına, benim resim altlarıma
bırakıyorum…

N.B. SıkıIı yunıruğırn içinden, orta
parmağın diklemesine çıkması, anglosakson kültüründe neyse, bizde de,
“işaret parmağıyla orta parmağın arasına başparmağın sokulup biiekten mı’hanikî hareket ‘ ‘yapılması aynıdır. El

1- “Orta
parmağıma
bakın, ne
dediğimi
anlarsınız… ”

2- “Gözümün
üstünde kaşım

var… ” İ/;w

3- “Muhalif/erime – ‘
hörmetlerimle…” ‘

W.?

*ri 1- CHP kurultayında madrigal vardı. O dediğimiz nedir?

a. Sıkı müzik

b. Sahneye operalarda her yeni kişinin çıkışında tekrarlanan parça

c. Piano ya da forte çalmak

d. Yağmurlu ilkbahar akşamlannda sokakta
söylenen Orta Çağ berber türküleri

êîî-İ-İCHP delegelerine “yuh” çektirip, ekmek
gi içi köfte yemeye koşturan Haydn neyin babası olarak bilinir? ~
a. Çihetelli b. Kahramanlık Türküleri
c. Halay d. Senfoni

3;; Mozarfla CHP’liler arasındaki benzerlik
ler nelerdir?

n. Çirkin olmaları

b. Biraya ve bilardoya düşkün olmaları
c. Karşılıksız çek yazmalan d. Hepsi

E Tempo! 547ı 1998

‘Bir türküm olsun, bir de cehapem olsun
CHP’nin kurultayında, yemek

‘= g: vgğDeniz Baykal, hem dostlarını, hem mu
haliflerini yok ederek, kurultayını noktaladı.
Müzikte noktalama ne anlama gelir?
a. Eseri bitirme ‘

b. Perdeyi indirme c. Mola verme

l
ç

müzik zevkinin her türlüsü vardı. Avluda bol soğan-sarımsaklı
ekmek içi ve çiğ köfte/er peynir-ekmek gibi kapışılırken, içeride, salonda, Vivaldimsi “bişiler”
çalıyordu. Mozart… Brahms… Haydn… Beethoven… Madrigal..

d. Yaylı saz çalanların “parmak atma” yerine kullandıkları müzik terimi

ğğêîßğ CHP kurultayının gözdesi Vivaldi’nin

CHP’yle ortak özelliği nedir?

a. Uyum b. Armoni

c. Orkestrasyon

d. Bütün hayatını aynı konçertoyu 500 kere
yazmakla geçirmesi

Deniz Baykal (ve CHP) size hangi müzik

terimini hatırlatır?

a. KOLORATURA›(Olağanüstü tiz sesli bir
sopranonun işi iyice abartması)

b. KADENZA (Konçertodaki uzıın ve gereksiz solo) _ .

c. KODA (Bir bestenin sonundaki fazlalık
müzik)

d. Hepsi

dddddddddddddddddd

Sıfırcı Hoca’nın Not Defteri ve Olmadı Sayınlar…

Süha Tarıık (ANAP), Arif Sezer (DSP), Tuncay Karaytuğ (CHP), Lütfi Yalman (FP),
Mustafa Yünlüoğlu (FP), Osman Hazer (FP), Saffet Benli (FP), Erkan Mumcu (ANAP),
Nuri Yabuz (ANAP), Abdullah Akarsu (ANAP), Ergun Özdemir (DYP), Kadir Bozkurt
(DYP), Ömer Barutçu (DYP), Mustafa İlimen (DSP), Cemal Alişan (DTP)

ve

Fikret Ünlü (DSP), Yusuf Öztop (CHP), Hamdi Üçpıııarlar (DTP), Ertuğrul Yalçınbayır (ANAP), Mehmet Altınsoy (FP), Cemalettin Lafçı (FP), Mehmet Altan Karapaşaoğlu (FP), Hüseyin Kansu (FP), Nejat Arseven (ANAP), İrfan Köksalan (ANAP), Zeki
Çakan (ANAP), Nevzat Ercan (DYP), Ahmet Uyanık (DYP), Mustafa Kemal Aykurt
(DYP), Yalçın Gürtan (DSP)

(ı turizmci, 7 iktisatçı, 3 ilahiyatçı, 4 mühendis, 8 hukukçu, 3 serbest meslek erbabı, 2
eaacı, 1 doktor ve ı öğretmenin, Tansu Çiller ve Mesut Yılmaz’ın mallarını tesbit edebilmelerine, ne iki aylık süreleri, ne toplam aritmetik bilgileri yeteceği için) . . . . . . RAPORLU

yata geçmesiyle, Fırat-Dicle
hattının bilumum doğusu, ışığa,
nura, aydınlığa kavuştu.

Her yer ışıl-ışıl oldu.

Derken, belli mihraklardan
talimat geldi.
“Aydınlık için karanlık!”

Aynı mâlûm mihraklar, ertesi sabah, Reşo’nun evini bastılar.

“Lan keko! Dün gece niye
ışıkları söndürmemişendir?’ ‘

Asimile olma ve küreselleşme yolunda hızla ilerleyen Reşo
boynunu büktü.

‘ “Gözlerimi kapatmişemdir
babo! Yetmiyr mi?”

a

Haftalık güncel
anagramlarınız

CUMHURİYET HALK PARTİSİ
HUYLU ARTISTE KIM ACIR?

NECMETTİN CEVHERİ
MECCANl VETERİNER
(“AR” Joker)

SÜLEYMAN “BABA” DEMİREL
MERsI, BALABAN EYLEMDE
(“E” Joker)
HİKMET çETIN INTİKAM çETEsi
(“ASl” Joker)
WlLLlAM (BILL) CLINTON
MY ILL LıTTLE CLOWN
(BENİM HASTA, KUÇUK ŞAKLABANIM)
(“YET” Joker)

DENİZ BAYKAL LAKlN KAYBEDERlZl
(“KERlZ” Joker)
ALİ TOPUZ HALTl POPOSU KoKusuz
(“HOKUS-POKUS” Joker)

HAYRİ KOZAKÇIOĞLU
çoK voz HARAKIRl OLDU
(“DOR” Joker)

ANAVATAN PARTİSİ
INsANı TATAVA, PAPARA
– va»

ERcAN KARAKAŞ EN AcAR şAKRAK

“Aptal politikacının
yapabileceği en büyük hata,
herkesin hatırlayacağı

budalaca lâflar etmektir…”
(DAVID BRODER, 1973)

KİMLİĞİMİ KAYBETTİM
YENISİNİ ALACAĞIMDAN
EsKisiNıN HÜKMÜ voKruR

Aziz Nesin, halkımızın yüzde 60’ının geızek
olduğımu söyledi.

Biraz bozuldum, çünkü, üstüme alındun.

Durumu düzeltti. Yüzde 80’imizin gerzek
olduğımu söyledi.
Kendisini de bu kategoriye soktuğu için kıvandım… “fî-L u

‘k i’ ‘k ,

Tam kişiliğimi, kimliğimi bulmuştum, Hacettepe Üniversitesfnin nöbetçi gevezelerinden
Prof. Dr. Salih özgönenç kafamı kanştırdı.

Hürriyet’in haberine göre, Türkiye’de 20
milyon dolayında ruh hastası varmış… Haberi
okuyalım… ‘

i’ ‘k ‘k ı v

Halkm yüzde 20 ‘sinin akıl ve ııılı sağlığının
bozuk olduğu ve hastaların çoğunun bu dunımdan haberdar olmadıkları bildirildi. . y

Prof Dr. Özgönerıç, toplumdaki ekonomik
vc sosyal dcngesizlikleıın ruh hastalarının sayısının artmasına neden olduğunu söyledi.
Özgönenç, “Türkiye ‘de ekonomikive sosyal
dengesizlıklerin fazlalığı akil ve ruh sağlığını
da etkiliyor. Araştırmalar Türkiye ‘de 20 milyon akıl ve nıh sağlığı bozuk hasta bulunduğunu gösteriyor. Ancak bu hastaların üçte birinin
bu hastalıklarından haberi olmuyor” dedi. ı

Özgönenç, “Herkesin arada sırada da olsa
bir psikologa ılıtıyacı olur” dıye konuştu.

A t** ı , ,

Üstüme alınmıyorum artık… TBMM albü-A
müne bakıyorum… `

27 tıp doktoru, 14 eczacı, 3 diş hekimi, 2
veteriner var aralarında… `

Bir tane ruh doktoru yok…

Tempo ı 547ı 19985]