Cezaevinde hiç idam beklediniz mi? (2)

KUTHAN FİŞEK_
5 Cezaevinde hiç !idam
beklediniz mi? (2)

l . DAM cezalarının Apo’ya endekslenmemesi
l gerektiğini, “infaz bekleyen” 53 insanımızın olduğunu salı günü yazmış, adlarını ve
suçlarını sıralamıştım. ..
Bugün perşembe…
Herkes bu konuda hâlâ duygusal…
Normaldir.
ldam konusunda hepimiz duygusalız…
“Asmayıp besleyelim mi netekim!” diyen
suluboya ressamlarımız var. ‘
“Kana kan intikam!” diyenlerimiz var.
“ldam cezası Avrupa’da yok, biz Avrupalı’yız, şartlara uyup kaldıralıml” diyenlerimiz
ı var. ‘ – ~
` Bugün perşembe… .
ç ` _ Bugünden yarına dtğişewbir şey olmayınca,
ben de bildiğimi söylerim…
, ç. İdam cezasına karşı değilim…
_. Cellatlara karşıyım…
, _’ İ’ ‘A’ i’ V
. Yakın siyasi tarihimize “Maliyeci Cavit” olarak geçen Cavit.Bey’i 26 Ağustos 1926 sabahı
Ankara’da astılar.: ` ‘
Fransızca, Almanca, lngilizce, Rumca, Arapça
ve Farsça bilirdi. ‘
İkinci Abdülhamit’i alaşağı eden çekirdek örgütün içindeydi. ‘
İttihat-Terakki yönetiminin üç dönem maliye
nâzırlığını yapmıştı.
Ozelleştirmeyi savunan tek (ve son) Osmanlı’ydı. .. 7 .
v ; Atatürk’e suikast teşebbüsünü (İzmirj 1925)
örgütlemekten yargılanıp hücresinde idam beklerken eşine yazdığı mektuplan tekrar okudum. l
ç . ldam edileceğini bilenlerin, infaz bekleyenlerin
arzıdır. i “ î

J.

ı i’ ‘k

“Evlendiğimizden beri üçüncü defadır ki
birbirimizden ayrılıyoruz. Bu sefer veda
edemeyerek, bir kere daha gözlerinden
öpemeyerek… Allahaısmarladık, sabırlı ol,
metin ol… Zaaf, korkusu ve kabahati olanların meselesidir. Alınları açık olanların bir
şeyden pervaları yoktur. Osmancığa iyi
bak. Babasını aradığı ‘zaman oyuncaklarıyla
avut… Her ikinizin de gözlerinizi pek çok
öperim… “(21 Haziran 1926)

i**

“Çok sevgili Aliye’ciğim… Sabah saat altıda sana bu mektubu yazıyorum. Müdde-i
umûmi iddianamesini okudu. Hakkımdaki
bütün delil, Kara Kemal’in ahbabı olmaklığımdan ibaret… Bu mahkûmiyet eğer olursa, Midhat Paşa’nın mahkûmiyetinden daha
ağır bir siyasi facia olacaktır. Zulmun hakimiyeti olacaktır. Gece hep seni düşündüm.
Berraklığı yaşların bulutuyla örülmüş olan
gözlerini öpüyorum… “(24 Ağustos 1926)

*i*

“Canım Aliye’ciğim… Bunun sana hapishaneden yazılmış son mektubum olacağını
zannediyorum. Beni ithama sebep gösterilen teşebbüsün ne elifinden, ne ye’sinden
haberdar olmadığımı, senin ve Osman’ın
başlannızın üzerine yemin ederek söyleyebilirim… Her ikinizi milyonlarca kere öpeıı

ı Cavid… “(25 Ağustos 1926)
i: t t’

lpinin çekileceğini adı gibi bilen birinin ne diyebileceğini, sevgili Uğur Mumcu’nun “Gazi Paşa’ya Suikast” kitabından öğrendim.

“Cavit bey, Cezaevi Müdürü’nün odasında idam kararı okunurken, ‘Yaa, demek böyİe, yazıklar olsun!’ diyecek, eşi ve çocuğunu
can arkadaşı Hüseyin Cahit Bey’e emanet
ettiğini söyleyecek ve ‘Gazı’ Paşa hazretlerine
de selam ve hürmetlerimı’ söyleyin’ diyecek ve
sandalyeye çıktıktan sonra da ‘Allahın Iâneti
zalimin üstündedir. Zulümdür bu, zulüm!’ diye bağıracaktı… ”

i**

ldam cezasına karşı değilim…

Ama, cellatlara karşıyım…

Kimin taht-ı saltanata çıkacağına, kimin ipe çekileceğine karar verenlerin akıllarını başlarına devşirmelerini istiyorum.

Bugün beni asan, yarın seni ipe çeker.

Onümüzdeki seçimlerde oyunuzu ona göre kul
‘ lanın…