Bundan sonrasını Kürt’ler düşünsün!

US halkının “Küçük
Baha” bildiği, bellediği Çar II. Nikola,
” 21 Ocak 1905 günü, ağ’ ‘ı lamaklı, uzun bir mektup
– aldı.
, “Efendimizm” diye
« başlıyor, hürmette kusur
etmiyor, aynı yumuşaklıkta devanı ediyordu.
“Memuılannız, askerleriniz gerçekleri sizden
Ediyor. Dertlerimizi antmak için yarın sabah
sekilde Kışlık Saray’a gel’ ınemize izin verin, izi
Inbûl , dertlerimizl dinleyin… Bizi ancak
:en kurtanrsın, korursun
. nah. II

Küğlk ._.
p Dılekçenın altında St.
İ Petersburg’un yakından

` saydığı birinin imzası var
f dı. Papaz
. i**

20 Ocak 1905 gecesi,
~ ‘la adamları,
_ işçi nıaha lesini, fakir ma., hallesini kapı kapı dolaştı lar. Dtıınımu biraz değişik
” ar.

”Yarın sabah, erken~. Küçük Baba bizi
r. Kışlık sarayının
< -- ivenlerinde... Dert3 lerinizi ' .." Ertesi sabah 200 bin ; kişi toplanmıştı St. PetersÜ burs sokaklarında... Orto= doks ilahileri söyleyerek Kışlık Saray'a yürümeye başladılar :ş En önde Papaz Ga~P°"* ` i*** Ama, yürüyüş kolunun geçmesinden iki ,hat önce, ikinci bir diÇlldûçe ulaşmıştı Küçük Ba tanıdığı birinin, sevdiği, ' ba'ya... Aslında, dilekçe değil, ültimatom... "Bizler Petersburg işçileriyiz... Hakkımızı isti Verilmezse ayaknızın dibinde, sarayınızın merdivenlerinde ölmeyi göze aldık..." Altında aynı imza... Papaz Gapon... ***k 21 Ocak 1905 günü, Kışlık Saray'dan açılan mitralyöz ateşiyle, iki bin kişi öldü. Çar Nikola'nın ("Küçük Baba") tasarladığı bütün reformlar askıya alındı, baskı rejimi kâbus gibi insanların üstüne çöktü l Papaz Gap0n'a ne oldu İlk "at ' emrini veren 'rusu, KIZIM . ç BU ŞAPKA SANA OLMAZ! ç / Kurihan FISEK Bundan sonrasını Kürtler uüsünsün! içişleri bakanı Prens Sivyatopolk Mirsky'nin görevlendirdiği bir "ajan provokatör" olduğu anla şıldı. f** Pazartesi günü olanlardan sonra "kısnî af kararnamesi" askıya alındı. "ilkbahar Operas onu" başladı. Sonu nası gelir, bilmiyorum, ama, FıratDicle hattının doğusuna tavsiyem var. Bundan sonrasını siz düşünün... Papaz Gapon'larınızı bulup çıkarın, tanıyın, aranızdan atın, yok edin... Onların görevi "ulusal kimlik kartı" çıkamıak değil, "defin ruhsatı" üretmek... BABA'DAN ÇİLLER'E VİZE YOK... , ,, / HEIİGİVGIIİII yeni zaferi IBRIS meselesini hâl letmek için New York'a giden Rauf Denktaş soğuk bir duşyedi. Güvenlik Konseyi'nin beş daim* üyesini, "uluslararası konferans" esprisiyle karşısında buldu. Durdu, direndi, caydırdı. "Biz söylemeyelim, siz söyleyin..." demiş hariciyecilerimiz... Kibardır bizimkiler... "Sen" nehrine "Siz" nehri derler... Parantez açayımn/'SenSiz" fıkrası benimdir, kaynak göstermeden başkaları tüyor, yarışma programlarında falan tekrar ediyorlar. Kaynak gösterilmesi ricasıyla, hariciyemizin kibarlığına minik bir örnek daha... Soljentsin'i yeni keşfetti bizimkiler... "Durgun Akardı Külot..." AZARTESİ günü, geceyaP rısını az geçe, Bingöl il sı nırına l0 kilometre kala, PKK militanları 40-50 kişiyi öldürdü. Bingöl ilimiz sınırda değildir, T.C. hudutlarının epey içindedir. Birkaç yüz kilometre... Katliamcıların sayısı 150 civarındaymış... Yani, bir "bölük" kadar... . Ama "gerilla", ama "düzenli ordu", o kadar silahlı insanın intikalizamah ister, plan ister. ' lngiltere'nin Türkiye'ye yeni gelen büyükelçisi, bundan bir ay önce, o bölgedeydi. Tetkik ve teftişlerde bulunduğu açıklanmış, "Sana ne? Uzerine vazife mi?" diye ters tepkiler gelince, "Etrafı görmek, tanımak istedim!" cevabı alınmığı. Uç günden beri ingiltere'nin T.C. büyükelçisini arıyor gazeteci arkadaşlar... Bulamıyor. v "İngiliz parmağı", bizim geleneksel tatlılarımızdan vezir parmağına çok benzer... Biliyorsanız gözünüzün önüne getirin, yemediyseniz komşu tatlıcıya sorun, göstersin... M_AHCUP [AZELER ÇlLLER-ÇAGLAR T ürkiye'de gündem değişti. Apo değiştirdi. lktisattan azıcık anlayan Tansu ÇiIler'le Cavit Çağlar ön plandaydı, ekonomik bilgilerini döktürüyorlardı. Ikisi de "mahcup" (utangaç) vaziyetteydi, kıvııtıyorlardı. Ne zaman Bingöl'deki o iğrenç katliam (ve provokasyon) oldu, ceberrut devletin en önemli el, ayak, kol ve bacağı olan "asayiş" ön plana çıktı. Kongreye iki hafta var. Asayiş nasıl olsa sağlanır. Ama, enflasyonun düşüp düşmeyeceğine, deliklerin tıkanıp tıkanmayacağına, tıkanacaksa nasıl tıkanacağına yalnız ikiniz karar vereceksiniz... Ağlamayı bırakın, adaylığınızı koyun, sâdece ekonomiden bahsedin... "Emânet oy" dediğiniz şeyler onu bekliyor.