Bugün 27 mart, neşe doluyor insan…

öncesinden kararlaştımtıştım. lzninize, sabrınıza ve hoşgörünüze
sığınarak, yapacaklarımın listesini vereyım. _ oHer zamanki gibi beş buçukta
uyanıp üç maşrapa kahvemi içeceğim…
Gazetelerimi
gokuyacağım,
ama, seçim yasakları olduğu için, yeni bilgiler edinemeyeceğim…
8 Tuvalete geçerek günün yedinci sigarasını yakacağım…
Tuvalet kapağının üstüne tünemiş vaziyette, son
bir haftanın gazete kolelsiyonlarını gözden geçireceğim… Biraz zaman alacağı
için, saat sekiz buçuğu bulacak…
6 Tuvaletten ahestebeste kalkıp aynanın karşısına geçip kendimi beğenmeye devam edeceğim… ,

Geliyorum, günün en önemli ola
na…

Kadınlardaki kına gecesinin erkeklerdeki karşılığı olan “damat tıraşı”mı
olacağım…

Damat tıraşında dedemden kal® ma Solingen çeliğinden usturamı
kullanacağım…

BUGÜN yapacaklarımı iki _hafta

Daha önceki sözleşmem gereği,
6 hem dostum, hem kırk yıllık berberim olan arkadaşa gidip “damat
tıraşı”mın son rötuşlarını yaptıracağım….

Unlü bir köşe yazarı olduğum

için, “Kime oy verelim beyefendi?” diye soru soranlardan kurtularak sandık› başına
gideceğim… ‘ ı

Büyük bir.zevk

ve şehvetle,
o umu atacağım…

Oyumu ataca
ğım, çünkü,
bugün benim dü ğün-demek-gerdek

günüm…

***k

Günümü gün etmeye niyetliyim…
Oyumu vereceğim bugün…

Kendi çapımda, bana iyilik edenlere gönülborcumu ödeyeceğim… Yine
kendi oyumun sınırları içinde, bana
kötülük edenlerden intikamımı alacağım…

Nefret ettiklerim inşallah tek oy
farlda kaybeder.

Kutsal oyumun boşa gitmediğini

anlayacağım o zaman…
Bugün benim günüm… “Damat
tıraşı” olup sandığa gireceğim…
Ius primae noctis vaziyetleri…

Bueüu_ ışuıuu .
BEN Çızıcam .a

“Pabuçsuz adamın şikâyet eltmenıesi için, bacaldarı
kesik birini görmesi gerekir…” (Miçhael Apostolius, 1453)

SULEYMAN DEMlREL’ .

BUGÜN siyaset yapamıyorum… Seçim yasakları varmış… ` . ~
Neyse, problem değil, ben
de cumhurbaşkanımla ilgilenirım.

Türkiye’nin siyasi”. durumunu şöyle özetlemişsin… “T ürkiye’yi B’ler idare etmez.
BBB’den BB’ye, hatta B’ye inmek dünyanın sonu değildir…”

Nurhan Demirağ dostumun
gözlemini aynen aktarıyorum.

“Mâdem B’nin kıymet-i
hadisi yok, at B’leri gitsin…”

Atarsak ne olur?

Kötü olur.

B’leri`atarsak, “Bir Bilen
Baba’ya Bakalım” nasıl okunacak…

“lrilenaayaakalım…”

Cumhurbaşkanımız siyasetin üstünde (ve dışında) olduğu.
için, bugün siyaset yapmamış
oluyorum…

Aslına bakılırsa, babasız siyaset, b’siz elifba olabiliyormuş… Fazla kullanılan bir harf
değil…

“Beni niye
KİIIISG sevmiyor?”

UMA gecesi İstanbul’da, başaCnamızın bir bölüm sınıfarka
daşıyla beraberdim… ilginç
olaylar aktardılar.

Bir bölüm medyanın “Robert
K0lej’in en popüler kızı” olarak lanse ettiği sayın başanamızın en sık
tekrarlanan şikâyeti şuymuş…

“Niye bu kadar yalnızım? Beni
niye kimse sevmiyor?”

Akademisyen yaşdaşlarından
duydum: “Çok bencildi, aynanın
karşısında geçirdiği zamanın onda

birini akademik tartışmalara katıla- ,

rak geçirseydi, bisürü dostu, ahbabı
olurdu…”
Bu dediğim olaylar l960’|arın
başından kalma…
. 1994’e geldik. Çiller yine yalnız… Yine onu kimse anlamıyor.
Mesut Yılmaz’dan aktardılar.
Kendi lâfı değil, Marie Antoinetteün
kocası XVI. Louis’den aktarma…
“Versailles’daki bütün aynaları
kaldırttım. Çağı: zâten dev aynasıydı. Kendisine kmaktan beni görmüyordu…”