Bozuk paradan al haberi!
3 Şubat 1994
PERŞEMBE
o
ııiıı rıüüu HKÂESİ
KURTHAN FİŞEK
RTASI delik 40 paralarla (1 kuOruş) ortası biraz daha büyük de
likli 100 paralara (2.5 kuruş) ye- ‘
tiştim… Biriyle simit, öbürüyle halka
alırdık.
Baskısı kötü, rengi mor olduğu için
“morluk” diye bilinen 1.000 liralıklar
(yazıyla bin) piyasaya çıktığında, yurtta
ve yavruvatanda büyük heyecan dalgaları olmuştu. A
Dalga geçmiyorum, dalgalanmıştık.
YülĞek bürokratların 4 aylık maaşlarına eşdeğer o para, s ”
büyük paraydı. Gazetelerdeki resimlerine bakar, cebimizde ona benzer
şeyleri taşıyacağımızın tatlı hayallerini kurardık.
Gençlik hayallerimizin üstünden
çok zaman, bir sürü
tank, postal ve devalüasyon geçti. -.
Kimseyi milyon, ‘
milyar kesmiyor. Taksimetre trilyondan
açılıyor. ›
*t*
Başımıza şu son ekonomik musibetlerin geleceğini ne zaman kestirdim,
biliyor musunuz?
1 Şubat 1994 tarihinde, kâğıt 5.000
liralıkların tedavülden kalkacağını öğrenince…
Yani, en düşük kâğıt para biriminin
10.000 liralık olacağı anlaşılınca…
Buuk paradan al haberi!
.` &Nuk surumu/out
CANAı/ABI ;Araması.. E01. so» Bpzuı: PAŞA›VE DE HICE A7
Ben iktisattan anlamam, ama, anlayanları bilir, aklımın ermediklerini onlara sorarım…
1994 enflasyon hızının ne olacağını
sordum.
“Yüzde 100” dediler.
Niyeymiş öyle?
Efendim, dediklerine göre, kağıttan
olmayana “para” denmezmiş halk arasında… Öbürlerinin hepsi “bozuk para” sayılırmış…
Madenden kâğıda geçilirken, artışhızı neyse, aynen
enflasyona yansırmış…
– eş ,bin (sayıyla
5.000) kalmadı, on
bin (sayıyla 10.000)
verelim…
**û
Bülent Gültekin
azar işitiyor: “Bizi
bu saatte nasıl bırakıp gidersin? Piyasa
” çıldrracak…”
` Osman . Ünsal
başbakana özenip randevusuna geç
kalıyor, fırça yiyor: “Zamanında gelseydin, bunların hiç biri olmayacaktı…”
Olan paraya oluyor.
Hepsi palavra… Maden^ (bozuk) paradan aldık haberi…
Beş bin liralıkları tedavülden kaldır- .
manın kararını kim, ne zaman aldıysa,
devalüasyonun da, enflasyonun da,
anası, bacısı ve ebesi odur.
” rzkaz 6 MKASl
&emu [VAR,
İGTEIZ mısınız? ‘
pgpğLaz…
BOŞVEEE-/ı
i’ iBT
_ ı
_. l” ‘
,, d?, 9:34:14
. *’
,.
,î9›*`
l…
. “Bil ikuwettir.
Raki in hakkında
sahip olursan…”
(Ethel Watts Mumford,
l 936)
Anavol beraberliği
gündeme gelirken…
ÜSAMETlİN_ Cin-.
Hdoruk SHP”yi sev
mez… “SHP” oldu
ğu için değil, “CHP’nin ve
Yassıada’nın doğal uzantısı” olduğu için…
Henüz yirmi sekiz ya
şındayken “ Yassıada’da
cübbesini nasıl attıysa,
mevcut hükümete postası- 5
nı da öyle attı. “Yürümüyor bu işler… Erken seçime gideceksek gidelim,
yine ’emanetçi sultan’ olurum…”
Mesut Yılmaz’ın üç yıl
önceki seçim bürosunda
tanıştığım Bülent Gültekin, zehir-zemberek bir
açıklamayla, Merkez Bankası’nı (ve Türkiye ekonomisini) bıraktı. .
10 Şubat’ta Demirel
familyasına “damat vaziyetinde” girecek olan
ANAP’lı (eski DYP’li) ll
gü
Me*
han Kesici’nin burnu iyi
koku alıyor, tek yüklendiği
adam Dalan beyefendi…
DYP’lilerle ANAP’lılar
12 Eylül sonrası mirasını
reddediyorlar. Dalan’ı yiyip bitirecekler, Çi|Ier’i
ham yapacaklar… Sonra,
yeniden yapılariacaklar…
‘ SHP’li bir üst yönetici
dostuma sordum: “Siz ne
yapıyorsunuz?”
Cevap verdi: “O 250
milyon doların peşinde İİ
SHP’nin bütün problemi “küçük düşünmek” oldu. Bütçenin katrilyona
dayandığı bir ortamda,
küçük düşünene de trilyonu bile bulmayan hesaplar ancak yakışır.
BÜLENT GÜLTEKİN
etmene kızamıyo
rum… Anlayamadığım tek şey, o görevi
daha baştan niye kabul
ettiğin…
Tansu hanım okul
arkadaşındır. Yaşı sana
göre biraz daha “geçkin” olduğu için, “bü
` yüğün eli öpülür” meselesi, “büyük el öptürür” daha meselesi,
“biat” ettin… Hatta,
“Ozal’ın Prensleri” yakıştırmasını benimsedin, gidip geldin, “Ben
Özal’ın devamıyım!”
benzetmesini içine sindirdin…
Şimdi istifa ettin…
Bütün devalüasyon,
PTIĞIN işe, istifa’
enflasyon, degradasyon
faturalarının sana çıkartılacağını biliyordun…
Özel bir ara muhabbetimizde söylemiştin…
Amerika’ya dönecek
misin, bilmiyorum,
zannetmiyorum.
ANAYOL koalisyonunun ekonomik işlerden sorumlu başbakan
yardımcısını görüyorum karşımda…
İşin komiği, eski Ma0cu’ların hepsinin 0 0rtaklıktan bekleyişleri
var.