Bozkurtlar diriliyor!

i* l i

4132;…

ie.?

İİRSEL bir üslûpla yazdığı ilk
Sromanında bozkurtların tama
mına yakınını öldürmüştü Nihaî Atsız… Milliyetçi-Muhafazakarların ecdadır, dikâlâsıdır kendisi…
KoskocaGöktürk imparatorluğunu
yeciş-bücüş (Çinli) taifesinin savaş
meydanlarında

Sonra Milliyetçi Hareket Partisi’nin içinde buldular kendilerini…

Taşar vardı aralarında… Tek
problemi, başbuğunun odasına taşıyacağı kahvenin taşmamasıydı.
Okuyan vardı aralarında… Okumayla tek ilgisi, 12 Eylül kabağı herkesin başında ay
itlaf etmesini nı anda patlayınkendisine yedire- ca, kitapçılığa,
memişti zahir… kitap fuarcılığına
Aradan za- soyunmasıydı.
man geçti, olup 12 Eylül’ün

bitenleri gururuna, Türk’ün savaşçı namusuna

sonrasındaki ilk
seçimlerde, “tek
sivil parti” olarak

yediremedi At-‘ tanıdık ANAP’ı…
sız… Yazdığı Uğur Mumcu
ikinci kitap, daha devamlı kafama
az şiirseldi, ama, kakar, ama, assaldırgandı, ha- kerî iktidarın
masiydi, Türk’le- ‘ uzantısına .mı
rin titreyip kendi- (Sunalp), aynı

lerine, anavatanlarına dönüşlerini,
Kutluk devletini kuruşlarını (az
ömürlü olsa bile) anlatıyordu.

Dünkü ANAP kongresini izlerken, adımı adımına, saniyesi saniyesine izlerken, Nihal Atsız’ın “Bozkurtlar Dirili or” kitabını ikinci keredir okuyor um sanki…

. i& ‘A’ i’

ANAP kongresine hakim olanlar,
onu yönetip yönlendirenler, AlpasIan Türkeş’in 1965 yılında Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi’ni basıp
ele geçirdiği günlerde, henüz “bozkurt” olmamışlardı.

“Yavrukurt” sayılırlardı.

Büyüdüler, bozlaştılar.

idarenin özel kalemine mi (Calp) oy
versem diye, çok bunalım geçirdim,
sonunda elimi arı kovanına (Ozal)
soktum. Bir daha mı, tövbe!

i’ ‘A’ ‘A’

Dünkü ANAP kongresinde tribünler doluydu.

ANAP selamı gitmiş, yerini büyüyünce bozkurt olacak yavrukurtların
selamı almıştı. Eskiden olduğu gibi,
herkesi sindirdiler. ‘

Peki, bundan sonra ne olacak?

Sölüümmm mü?

Senin adın Anavatan, benimkisi
Bozkurt… Bundan sonra, ikimizinki,

“anaboz” olsun!

._ -.._ . … -. VJH~.’1P”LL’4″

SON ANAP SELÂMI…

w. “rv-:::ılırwvrrmr ‘

ınvvırsr: vrır-‘m- ::vxıßrrmırısl

,Kurıııan FISEK

Bozkurtlar dirilivlor!

ZOR BABIJA
ZOR BEKLEYİS

İ Ş iyice inada bindi artık… Hariciye

tutturmuş, “Lüksemburg’a gide
cek”, cumhurbey diretiyor, “Hayır,
benim sözcülüğümü yapmış birini
Londra’dan, New York’tan aşa’ısı
kurtarmaz…” Olan da, iki arada ir
derede kalmış vaziyetteki Kaya Toperi’ye oluyor.

Aslında, Toperi’ye kalsa, koşarak
gidecek LÜksemburg’a… Kuveyt,
Kanada ve köşkten sonra hiç de fena

_ olmaz Avrupa’nın göbeği… Ama, gel

de bunu cumhurbeye anlat… “Bir kere anlatmayı dener gibi oldum, azar
işittim, artık çenemi tutuyorum…” diyor Toperi…

Peki, tayinini bekleyen, cumhurbey şu sıralar kendi konuşmalarını
kendisi yaptığı için işsiz-sözsüz kalan
bir “Sözcü” ne yapar? Toperi’nin yaptığını yapar herhalde… O bar senin,
bu bar benim, dolaşıp durur, derdini
ummana (ve barmene) döker herhalde… Arkadaşların dediğine göre, en
sık göründüğü yer, günün anlam ve
önemine uygun olarak Zor Bar’mış…

llEHBİ AMGA

‘YİNE DIIYMASIN!

kadaşımız duyurdu. “Aman,
Vehbi Amca duymasın”! dedi.
Tabii duymasın, yaşlı kalbine iner.
Konya D0ğumevi’nde geçen yıl
açılan nüfus planlaması kliniğine, bütün bir yıl boyunca, sadece üç kadın
müracaat etmiş… Bilgi, akıl bedava…
Spiral, hap, prezervatif, 0 da bedava…
Tık yok. isteyen üç tane… _
Peki, aynı dönemde kürtaj yaptırmak için 17 kadının “yandımallah”
diye kapıya dayanmasına ne demeli?

KONYNdan (hha) Erol Tokay ar

“Siyasette yükselmenin sırrı, aptal ve kanaatkâr görünüp
akıllı ve_ muhteris olmaktır…”

(Charles-Louis Montesquieu, 1743)

zısııııiııııı nısııııı
“ıılvızı ııınıııwı

AZETELERİN gözünden kaçtı
Gherhalde… Evcil hayvan sahip
lerini yakından ilgilendiren bir
sempozyum vardı İzmir’de… Waltham Veteriner Sempozyumu… Bilmeyenler için söyleyelim, düyanın en
ünlü kedi-köpek maması üreticisidir
‘Wa|tham…

Bir başka üretici firmayla (Pedigree Petfoods) beraber düzenledikleri
sempozyumda, ürünlerinin Türkiye’de çok yakında piyasaya çıkacağı
nı müjdeledi yöneticiler… Aşırı şiş-V

manlık, kolesterol, yüksek tansiyon
gibi problemleri olan kedi-köpeklere
bire birmiş… Enciklere, çalışan köpeklere ve gebelere verilmesi sakıncalıymış… Rejime girecek hayvanların mutlaka veteriner hekim denetiminden geçirilmesi gerekirmiş…

Hayvan milletine hayırlı olsun, yedikleri, içtikleri ziyadeleşsin… Kimsenin hayvan sevgisinde, besledikleri
hayvanlara gösterdikleri ihtimamda
da gözüm yok…

Ama, Türkiye’de ölen her 4 insandan l’inin O-l yaş grubundaki bebekler olması, bunların en büyük bölümünün de kötü beslenmeden ölmesi
zoruma gidiyor.

ADNAN KAHVECİ

Şunca siyasî yaşıma geldim,
Demirel ne zaman “Allah bir!”
dese put saymaya başlarını. Ama,
sonunda, durmuş saatin bile günde iki defa doğruyu göstermesi
misali, “Helâl olsun! Baba doğru
söylüyor!” dedirttin bana… ANAP
olağanüstü kongresine bir gün vardı, çıktın, “Partinin bölünmesine
ğıınlüm razı olmuyor, başkanlığa

n de adayım!” cliye buyurdun…
Sonra? Sonrası tıııssss… Yani, zurnanın sessiz son deliğinden çıkan
“sesimsi” ses… Baba da zaten onu
söylemişti iki yıl önce… “Bu ikisi
“(Fahrettin Kurt ve Adnan Kahveci) zumanın son deliği, üfleme e
değmez…” Şu saatte abayı haklı
çıkarmaya hakkın yoktu.