Böyle sıkıntılı haftayı Allah düşmana vermesin!

13 Ekim …1996

Böyle sıkîiıtııı haftayı
Allah düşmana vermesin!

ÜKÜMETlN bü
yük ortağı, daha
doğrusu, – sahib-i
halrıîkisi Refah Par
tisi’nin bugün beşinci büyük
kongresi var.

Cuma ve cumartesi giinlerinin Ankara’ya yönelik araba-otobüs trafiğine bakılırsa
“coşkulu” olacak, çok kalabalık olacak…

Ben kalabalıklardan korkarım. ‘

Kontrol edilmeleri güçtür. Profesyonel provokatörler için bire birdir.

Refah üst yönetiminin de tedbirli
olması gerekir.

Millî Nizam Partisi’nin ilk (ve
son) kurultayını hatırlıyorum.

Necmettin Erbakan ve 17 arkadaşı tarafından 26 Ocak 1970’te
kurulmuştu bu parti… Adalet Partisi’nin çatısı altında “sığıntı” olarak
yaşamaktan bıkan kalabalıkları kısa
sürede örgütlemiş, yayılmaya başlamıştı.

Derken, coşkulu bir kurultay yaptı.

“Resmî provokatör” olduğu
yıllar sonra anlaşılan bir çember sakallı çıktı kürsüye… Esti, gürledi,
sonra koca kongre salonundaki kalabalığa “Millî Nizam Marşı”nı hepbirağızdan söyletti, daha sonra da
başkanlık divanından “ümmet ve
cemaat adına” rica ve istirhamda
bulundu.

“Bu yüce marşı zabıtlara geçirelim…”

Geçti.

Hem zabıtlara, hem Millî Nizam
Partisi’ne…

20 Mayıs 1971 günü, yani 12
Mart darbesinden iki ay sonra, MNP
kapatılırken, Anayasa Mahkemesi’nin
tek gerekçesi o marşın sözleriydi.

t**

Cumartesi sabahı uyanır uyanmaz, RP kongresinin kazasız-belasızprovokasyonsuz geçmesi için, “demokrasimiz adına” dua ettim.

Gazetelere baktım, dualarım kabul olunmadı, içim karardı.

Çarşamba TBMM toplantısında, gensorunun gündeme alınmasına “hayır” diyeceklerin kesin sayı

Kuıınııııı
ııucıı
YAZIYI)

,KURTHÂN FİŞEK . l

sı 269, okeyleyeceklerin sayısı
261, oylama saatine kadar vızvız
edeceklerin sayısı 17, hukûkî veya
tıbbî özürlü olup oylamaya katılarrıayacaklann sayısı 3’müş…

Ama, yine de bir teselli buldum, o
kararsız 17 kişinin yerinde ve BBP’li
olmadığıma şükredip sevindim.

Onlar düşünsün. ..

Ben mi kurdum bu hükümeti?

*i*

Çarşambayı atlattık. Acaba, bu
hafta sonu, iki-üç günlük bir tatile çıkabilir miyim?

l-ııhhh! Mümkünü yok…

Cumartesi günü CHP’nin ‘Küçük
Kurultayiarından biri daha var.

Seçimmeçim, yönetimmönetim
değişikliği olmaz bu CHP küçük kurultaylannda… Herkes içini dökebildiğince döker, döktüğüyle kalır.

Genel başkan uzun uzadıya konuşur, ne kadar “etkili ve yetkili siyaset” yaptıklarını anlatır, bazısı cılız, bazısı kuwetli eleştiri yapar, daha
sonra meyhanelere dağılınır.

Haaaa, unutmadan eklemek istiyorum, “birlikteliğe bir türlü yanaşmayan bir bölen”e de laf çakıştınlır.

Peki, “Madem küçük kurultaylar böyle geçiyor CHP’de, tatile git!” diyenleriniz elbette çıkacak… Onlara küçük bir uyanm var.

Kulağıma geldi. Birisi kalkıp konuşacakmış küçük kurultayda. ..

“Be sevgili genel başkanım…
1974’te Oğuzhan Asiltürk’le
CHP-MS? koalisyonunu sen kotardın, 1995’te Ciner’in ortağı
sen oldun! Sensiz olduğu için mi
bu kadar kızıyorsun bunlara?”

Olur mu olur, denir mi denir.
Onu bekliyorum.