Birleşik solcular, hodri sandık!
NHivEi
‘şıtuıırııAtıtsı=işiK*ı
tafa Sarıgül’ün DSP-CHP birleşmesi için Bülent Ecevit’e gittiklerini yazmıştım.
Ilk telefon Sarıgül’den geldi. “Böyle
bir görüşme olmadı, ama, genel eğilim ‘birleşme’ ö- , ç _ş
nünde olursa, he- i’
nim pa ıma da
böyle bır ‘tavassut’ düşerse, zevkle ve şerefle yaparım ”
G EÇENLERDE Ali Topuz’la Mus
lkinci telefon
To uz’dan geldi.
Ke imesi kelimesine aynı şeyleri
SÖ ledi’ partide soruldu. ç
yBu ikiliyi izle- sçdmeütek adayı&
meye devam gırseydık ne oluredin… Anahtar du? . . .
onlardadır. .Bam a”*”7.°“’<'
Tabii”, anahtar Fauhlle yuîde
kilide uyarsa... Ki- 2964' Beykoz da
ııı Bülent beydir. Vuzde 2933:. Ya'
lova'da yuzde
* * * ç 28,00 alır, ilk ikiBu telefon ko- sinde belediye
nuşmaları olurken, Yüksek Seçim Ku
rulu, Fatih, Beykoz ve Yalova seçimlerini iptal etmemişti.
Olan oldu.
DYP'nin kazandığı Yalova, RP'nin
kazandığı Fatih ve Beykoz seçimleri
iptal edildi, iki ay içinde tekrarlanacağı
açıklandı.
Sosyal demokrat (ve demokratik
sol) karargâhlarda panik oldu. "Nereden çıktı bu?" telâşı hakimdi. Telefonlar çalıştı, seçim sonuçlarına itirazın,
seçime katılmak için müracaat edip
müşterek oy pusulalarına ad ve amb
Birlsik sulcular, Iıoılri sanıııııı
lemlerinin konulması unutulan iki
"daha sol" parti tarafından yapıldığı
anlaşıldı. _
İK* i' r
Sonra "parmak hesabı" başladı üç
partinin genel merkezinde... `
"Solumsu"
partiler arasında,
' Beykoz'da DSP,
Fatih ve Yalova'da
› SHP
Ayıptır söylemesi,
CHP'nin oyları da
az-buz değildi.
"Ahiret sorusu", aynı anda, üç
başkanlığını kazanır, üçüncüsünde kılpayı kaybederlerdi.
Zurnanın zırt dediği yere geldiler
sonunda...
"Birleşebilir miyiz? Tek aday gösterebilir miyiz? Aday kim olsun? Nasıl
yapalım?"
Bu yazının aynısını altmış gün sonra, seçimler yenilendiğinde yazacağım... Adım gibi biliyorum...
"Oy ayrım ve sayım işleri devam
ederken, seçimlere ortak adayla mı,
yoksa ayrı ayrı ayrı mı girelim tartışmaları sürüyordu..."
öndeydi. .
Ylllß ml
teknokratlar? i
NKARNda .
v Äretilenßeanıet
naryoları"
bıkkınlık venneye
başladı. "Teknokratlar
. hükümeti kurulacak,
başım Ekrem Ceyhun
geçecekmiş..."
Ekrem Ceyhun'un
son teknokratlığı, tek
meclisli sistemden
(1924 anayasası) çok
meclisli sisteme (1961
anayasası) geçiş
dönemindeydi.
Rüşdü Sarac lu da
"başteknisyeMoğ
olabilirmiş... Niye?
Kerâmeti neresinden,
nesinden menkûl?
Rivâyet doğruysa,
başımıza gelenlerin
yüzde 70'i onun
mirası...
Genelkurmay
başkanı terbiyel i
adamdır. "Yetti lan!"
diyemiyor, askerî
yönetim (asgarî
demokrasi) döneminin
kapandığını kibarca
söylüyor. Ama, herkes,
devreye askerleri
sokmaya çalışıyor.
"Kurt eli or!" diye
ortalığı ve ve eye
veren, her seferinde de
yalancı çıkan köy
bebesine artık kimse
inanmaz olunca,
bütün köy halkını,
başta da o yalancı
bebeyi "ham" yapan
kurt sü rüsünü
hatırlıyorum.
Çocukken
dinlemiştim o
hikâyeyi... _
Kendi yalanlarına
kendilerinin inandığı
bir yerde yaşıyoruz...
"Birinin yaptığını
öbürü yıkıyoırsa,
ikisinin de
emeğine yazık
değil mi?"
(Stephen Spender, 1964)