Bırak yapsınlar, bırak ölsünler!

ı 25 Kasımısse

_ PERŞEMBE

o BİR ııüııüııiıııiıııssi
KuıırııAıı ‘FİŞEK

nti terör yasasının en hayati maddelerinin TBMM adalet komisyonunca değiştirildiği sıralarda, komisyonun SHP’li başkanı seçim bölgesinde tînk (ve temel) atıyordu.
DöndürŞaşırrnış gibi yaptı. .ş
“Aaaaaal Oyle mi? laikliğe karşı ışIenen suçlar tasarıdan çıkarılmış mı?
Vallaaaa, böylesine önemli bir gelişmenin olacağını hiç beklemiyordum. He

Bırak yapsınlar, hırak ülsünler!

lâik düzenlemenin ıId “nde, Ankara dışında, seçimyagölgığısigçlllorum’da
ilâhiyat fakültesi temeli atarken, dine
saygımızın sonsuz olduğunu demeye
getiriyordun/f
– *t*

TBMM Adalet Komisyonu başkanı
aslinda başka bir şeyi de kaçırdı. Teröristleri tedavi eden doktorları da “terör
suçlusu” sayan eklemeye yetişemedi.

men hâllederim, ta- v – “nışan Baba’nın yetsarının son şeklini ‘ .ş __ş mişli yıllarda ettiği
meclis Ikurulu- _ra V “Tgtiık Çîken ‘Site,
mg” ..,” ı .. ‘- – tes i çe en ei ir

Haydi, yıne kıbar fa?” tutamayız” sözügünürne denk düştü. nün çağ atlamasına

çer…

“Zor” göndertşmezsin… Geçti ge
yetişemedi. “Tetik
çeken elle, neşter

tutan, ansuman

H* apan ei bal gibi
Büyük Kara ir tutarız…”
Ümit-2 (koalisyon ***k

ortağının başı), daha
önceki SHP yönetiminin elcağızlarıyla `

seçtiği komisyon başkanının imdadına

yetişir gibi yaptı.

Esti, astı, gürledi, kesti. “Batsın Bu
Dünya” eşliğinde, “Bozarız Koalisyonu!” dedi. Sonra ekledi: “Lâiklik başkadır, din. düşmanlı ı başkadır. Dindarlık
başkadır, şeriatçılı başkadır. Komisyon
başkanı arkadaşımız çok önenıli bir anti

Doktorun görevi,
ya sağlıklı insanları
hastalıktan korumak,
ya hastaları tedavi etmektir. Hem meslek
ahlâklarının, hem anayasanın gereğidir
bu… Hastayı, yaralıyı ya tedavi edip
hapsi bo layacaksın, ya cami avlusuna
(ve kara ola) bırakıp meslekten atılacalGın…

Mevcut koalisyon bundan sonra 0 taraflara doktor zor bulur.

OLUP A

Ji?”

ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLANDI…

poızrAışAıâueesL…

. YAĞIŞLI»

`ziM
FYA
HocAsı .’..

Burası Türkiye… ‘ ‘

ürkiye’de yaşamaktan mutluyum,
Tgururluyum… “Secession” (cum
huriyetten çekilme) hakkı’ isteyen
etniklere de üzülüyorum, acıyorum…
Başka hiç bir yerde böyle kafa (ve neşe)
bulamazlar… A
> Yozgat’ta Üreticiden yedi buçuk ton
soğan alıpekarşılıışında “İngiliz Sterlini” diye tedavül en kalkmı Mozambik parası veren Hacı D.Y. yseri’de
yakalandı. Soğanlar sahibine teslim
edilirken, H.D.Y. dolandıncılrk suçundan tutuklanıp cezaevine gönderildi
(Kayseri-hha)… _ .
b Fuhuş yaparken yakalanan 25 yaşın
v daki evli ve 2 çocuk annesi K.K., mah
kemede verdiği ifadede, “Kocam beni
sık sık dövüyordu, görücü usûlüyle evlendiğim kocamdan boşanabilmek için
bu yolu seçtim…” dedi (Konya-hha)…
> Tansu Çiller yeniden DYP genel başkanlığına seçildi (Gazeteler)…

“Ölülerden Kİ
söz edildi mi, *m*
dirilerin keytî
kaçar..”

(On dokuzuncu yüzyıl Özbek atasözü)

` Türkiye’nin yakın siyasî ayatında önemli yeri olan 12 Mart darbesinde askerî savcıydın… Devlet adına yargıladın, baştan mahkûm ettin,
Prof.Dr. Uğur Alacakaptan’a tuvalet
temizlettin, Pr0f.Dr. Mümtaz Soysal’ı bir buçuk yıl hapis yatırdın…
Senin yüzünden bir sürü “kitap
okumuş” mahkûm oldu. _

. Kötülüğünü görmedim. İşkenceden çıktığımda “Çay içer misiniz?”
sorusunu sorma nezaketini gösterdin…

_ Ama, tuhaflaşmaya .başladın…
Özellikle de “babanın partisi”ni
gördükten sonra… Parti mi gördün,
babanın kendisiyle mi helâlleştin
bilmem, ama, ayıptır. “Beş vakit namaza durmak ne zamandır suç oldu? SHP’ye ohhh oldu!” demişsin…

Babaya karşı yapılan bir müdahalenin amansız savcılığından babanın partisinin milletvekilliğine (ve
bir rivâyete göre adalet bakanlığına)
tırmanmak mazhariyettir, imtiyaz
dır.

Na lyon’un dediği gibi, “Süngüyle er şey yapılır, bir tek üstüne
otunılmaz…”