Bir M.C, İki M.C., ÜÇ M.C! Daha başımıza çok M.C. Gelir!

A

BİR ıvı.c., İKİ M.C., Üç ıııı.c.ı _
DAHA BAŞIMIZA çoK M.C. GELİR!

Türkiye’deki gelişmeleri gazetelerden,
televizyonlardan izleyen seçmen vatandaşlarımız, geçen perşembe günü, Alparslan
‘I`ı”ırkeş’le Bülent Ecevit’i “çifte kumnılar”
gibi otururken görünce çok şaşırdılar.

Şaşırmak ne lâf? Küçük dillerini yuttular, üstüne birkaç kere de yutkundular.

Doğrusunu isterseniz, yazılı-görsel
medya mensupları hiç şaşırmadılar bu
olaya…

Olacağı buydu, çarşambadan belliydi.

Önce Bülent bey çıtlattıydı.

“Rejim bunalımı istemiyoruz, dört şartımız var, kabul edilirse, yetkili kurullarırmzda durumu tiezekkür edip karara bağ

Karar çıktı. Ya “evet” diyerek, ya “çekimser” kalarak, Çiller’İn azınlık hükümetine tam destek…

ı› ı› ‘Ir

Haydi, Çilleri anladık, ama, Türkeşi
kapsayan bir zımnî koalisyona Ecevit nasıl
“evet” dedi?

CHP kökenli bazı
komedyenlere göre,
Ecevit’in desteği, Robert’s College mafyasının tezgahıydı. Ozer,
Tansu, Rahşan, Bülent…

Daha ciddî bazı
CHP kökenli yorumculara göre, Bülent bey
tutarlıydı, kendi kendisini üçüncü defa tekrarlıyordu.

Ilk iki M.C. hükümetinin müsebbibiydi,
sorumlusuydu. Ilkinde
kalfa, ikincisinde taşerondu, üçüncüsünde
“nıimarlık” diplomasım aldı.

a: ı ı:

Ama, aynı perşembe sabahı, Bülent bey açık kapı bıraktıydı.

“Kurulacak ve destekleyeceğimiz azınhk hükümetinin ekonomik politikasını da,
dış politikasını da desteklemiyor-uz, ama,
devlete sahip çıkmak zorundayız, rejimi
korumaya mecbûruz…”

Ekonomik politikayı desteklemiyor
Ecevit…

Dış politikayı da desteklemiyor.

Ne kaldı geriye?

Olsa olsa, iç politika…

Türkiye’nin doğu ve güneydoğusunda
olup bitenlerden başka “iç politika” sorunumuz olmadığına göre, bazı CHP`lileIin
ciddî-ciddî söylediklerinde haklılık payı
olabilir.

“Aym şeyleri Alparslan Türkeş de düşündüğüne göre, bu koalisyon normaldir.
Birbirlerini buldular…”

TEMPO 128

Kendi payıma söylüyorum, bu koalisyona soğuk bakıyorum…

Alparslan ‘Pürkeşi de kutluyorum…

Kutluyorum, çünkü, 17 !milletvekiliyle,
istediğini aldı.

2 adet müsteşarlık… 8 adet genel müdürlük… 6 bin kadro… MHP’li belediyelere
bol bol para, kaynak… DYP’de de olsalar
olur, MHP’de de olsalar olur, kökenli 6 bakan…

İstediğini aldı Türkeş… Desteğini de
verdi.

Oyle bir kadrolaşmayla, seçimin hemeninden, erkeninden, normalinden 40
nıilletvekiliyle çıkar.

i: i: ı

Koalisyon pazarlığı çözüldüğünde, “Şu
anda seçim olsa ne çıkar?” anketlerini mukayese ediyordum.

Kimi önde, kimi geride, kimi yer değiştirıniş vaziyette, ama, sonuç aymydı. Beş
parti, DYP, ANAP, DSP, RP, CHP, yüzde
15-19`luk oy potansiyeline sahip…

18-20 yaş grubunda, 3-4 milyonluk
“genç seçmen” geliyor.
Ya RPli, ya MHP’li, ya
yüzer-gezer…

Yurt dışı oylarırruz
ne olacak? Kabalama 1
milyon civarında seçmen var. Gençleri
RP`li, MHP’li… Orta ve
ileri yaşlıları “allah ke
Peki, Ecevit’in desteğiyle ertelendi-ertelenecek hâle gelen kamu grevlerindeki işçiler (ve aileleri) nasıl oy
kullanacak? Bunda
Ecevit’i ve partisini
suçlamayacaldar rm?

± ir r

Ecevit-Çiller-Türkeş “muhabbet kuşları” vaziyetindeydi.

Bense, kamuoyu araştırmalarına bakıyordum.

Mevcut düzene “alternatif” olabilecek
iki parti vardı.

Refah Partisi…

Demokratik Sol Parti…

Kemikleşmiş oyları yüzde 8 civarındadır, ama, öbür partilerden sıtkı sıyrılmış
seçmenleıin “umutlu” desteğiyle, 18-20 civarına çıktılar.

Birbirlerinden oy çalıyorlar üstelik…

Bu koalisyonun DSP`ye kaybettireceği
o “yüzde 8-10 oy”, medyatik Deniz’in torun
hoplatmasına, deprem çadırmda battaniye
altından sırıtmasma gitmez…

Refah’a gider.

Yüzde 22’nin üstüne çıkan da, 1996 seçimlerinde, tek başma iktidar olur.

oıııoıııııııoııoıııııııııoııııoıoıııoııııııoooııoıoııoııoooıoııııııııııııııooıoıoııııııııoıııııoıoııoııııoııııııııııııooııııo

sırıııcı ııııcııNıN
nın [IEFIEHI

Alparslan TÜRKEŞ
Bülent ECEVİT
Tansu ÇİLLER
Süleyman DEMİREL
Necmettin CEVHERİ
Cavit ÇAĞLAR
lşılay SAYGIN
Münif İSLAMOĞLU
Aykon DOĞAN
Retaiddin ŞAHİN
Baki TUĞ

Salim ENSARIOĞLU
Esat KIRATLIOĞLU
Ayvaz GÜKDEMİR
Mehmet BATALLI
Ömer BARUTÇU Hasan EKİNCİ
Bekir Sami DAÇE Bilal GÜNGÖR

(Önümüzdeki bir yıl süresince, Türkiye’nin başına gelecek lıer
şeyi göğüsleyecek kadar ‘gözlerini kara biirüılüğii” icin).. 0

veıa TANIR
Nahit MENTEŞE
Coşkun KIRCA
İsmet A1TİLA
Turhan TAYAN
Tunç BİLGET
Doğan BARAN
Ali Şevki EREK
Nafiz KURT

Ateş AMİKLİOĞLU
Baki ATAÇ

Şinasi ALTINER
Köksal TOPTAN
Hamdi ÜÇPINARLAR

OLMADI SAYIN…
CEMAL s

*F* -ı 5 .ı
ll’ll’~’;t’C:t“””U

HİN
)

Önce TBMM albümündeki f”
künyene baktım…

ÇORUM
SOSYALDEMOKRAT
HALKÇ/ PART/

ÇORUM 37937, Rıza – Fatma – Ankara Uni. Hukuk Fakültesi – Ingilizce – Iş Hukuku Serbest A vukat – X VIII ‘inci Dönem Çorum Milletvekili – Evli. 3
Çocuk.

Sonra, SHP’den istifa edip
DYP’ye geçtiğini, derken etendim, DYP’ye kızıp bağımsızlığı
tercih ettiğini gazetelerden
okudum.

“Hırsızlara kızıyorum!” demişsin…

Hürriyet arşivindeki bilgi notlarını (senin hakkında) biliyorum,
tekrarlıyorum… _

ı 1993’de boşanma/arı kolaylaştırıcı bir yasa teklifi verince lmren Aykut, Şahin’i karısını bosamaya hazırlamakla suç/adı.

ı 77 DEP milletvekilinin dakunulmazlığının kaldırılması için teklif
verdi

ı Terörle Mücadele Yasa Tasarısı’nda laikliğe darbe vuran değişikliğin yapıldığı toplantıya katılmayaralç_ DYP-ANAP, HP işbirliğine
destek vermiş oldu. Toplantıya Çorum’a ilahiyat Fakültesi açtığı için
katılmadığını söyledi!

ı Kasım 1994’de odasında bir idam mahkûmunun ailesi tarafından tartaklandı, iyice dövÜ/mekten son anda kurtuldu.

ı Dokunulmazlıkların kaldırılması oylaması sırasında DYP sıralarına oturdu ve tek kabul oyu kullanan SHP’li oldu.

ı 1992’nin Ekim ‘inde Cind0ruk’un girişimiyle kesilen milletvekillerine “çifte maaş” konusuna en çok karşı çıkan vekil oldu. Yürütmenin durdurulması ve eskisi gibi kıyak maaş verilmesi için dava açtı.

ı Çifte maaş istediği için adı “Çorum/u dubleci “ye çıktı.

HAFTANIN HİKMETİ

“İtle yatan bitle kalkar…” (Acem atasözü)

l”

: , DGM başsavcısı

sı..

0.1. Simpson ‘un davası 450-500 gün önce
başladığında. .Amerikalıhın “suçsuz” olduğunu söılemiştirtı. 1.93 boyunda. 122 kilo ağırlığında. dürrıanrn en “kırıcı-ayıcı” sporunu yapan birinin karısını
ve karısının sevgilisini bıçaklamayacağını. olsa olsa kafasıııı kıracağını yazmıştım.

Jüri sistemi bize gidermi?

E: İLYAS v FATMA BIR Tabiri& YAPIMI

Peki. bize ne gider?

Ne olursa gider.

Tek memıiyle iki kişiyi üç ayrı _yerinden
vuran bir “cinayete teşebbüs” suçlaması olmasaydı. işin içine
aşk. seks. şehvet.
heyecan. avantür
karışmasaydı. hele
llyasla Fatma ‘nın
kana bulanan aşkında “çaktırmadan”
takipsizlik kararı
verilmeseydi, ina
Nusret Demirala gö- nın. sizlere bu sorure gitmez., lan soımazdım.
İlyas ile Fatma’nın Adliye ve Emniyet dos- 3- 1° b- 2°
c. 30 d. 40

yası Sherlock Holmes’a bile sürmenajdan
rapor aldırtacak çeliskilerle doluydu. Milletvekiliyle sekreteri yaralayan silahın menşei sorun
oldu. Açıklama ve dosyalara göre neydi silahın
milliyeti?
a. El yapımı
b. Made in Germany

c. Karadeniz

d. Hepsi

İlyas ile Fatma’nın tabancadan çıkan tek

kurşunla üç yerlerinden yaralandığı belirtildi. Birisi bu iddia üzerine dayanamadı, “Ulan
bu kurşun mu, sivrisinek mi?” diye bağırdı.
Kim?

a. Başsavcı
` b. Mehmet Kahya

e. Kahya Yahya
d. BMM Başkanı

Akıntürk, emniyetteki ifadesinde, olayda

kullanılan silahın babasından kaldığını
söyledi. Savcılık ifadesinde ise “temin ettiğini”
açıkladı. Yalanın çapı belli, ama, tabancanın çapı
kaçtı?
a. 22’lik
b. 31’lik
c. 69’Iuk
d. 7.65’lik

Olayda rutin bir işlem atlandı ve silahın

üzerindeki parmak izi alınmadı. İIyas’ın
makam odasında çevrilen kısa filmin ardından
tabanca nerede bulundu?
a. Masada
b. Kibrit kutusunda
c. Oy sandığında
d. Klozette

Vekille sekreterin ilk ifadesinde olay sırasında odada başka birisinin bulunduğuna
dair hiçbir vurgulama yer almadı. Sonra savcılık
ifadesinde sürpriz bir tanık çıktı. Ahmet KuwetIi… Kuwetli, kendi ifadesine göre, İIyas’ın kaç
yıllık dostuydu?

CEVAPLAR

Filmin iki başrol oyuncusu da sekreter

Akıntürk’ün silah ruhsatı almak için odaya
geldiğini, patlamanın 0 sırada olduğunu söylediler. Bunu kanıtlamak için, Aktaş’ın 40 yıllık sekreterine olay günü için “ziyaretçi formu” doldurtulup, ziyaret maksadı kısmına “silah ruhsatı”
yazdılar. Aslında doldurulan form neydi?
a. Seçmen bilgi formu
b. Telefon faturası
e. Park cezası
d. Loto kuponu

Adli Tıp raporuna göre, sihirli kurşun önce

sekreterin sol göğsüne, oradan sol koluna
girdi, oradan çıktıktan sonra Aktaş’ın baldırına
saplandı. Böylece, kurşun, bir savcının deyimiyle ne çizmiş oldu?

a. 8 b. Kestane
c. Natürmort d. 88
Olaydan sonra, yaralılar, Meclis’in burnu
nun dibinde Güven ve Sevgi hastanesi
varken, Bahçelievlerdeki Özel Başkent Hastanesi’ne kaldırıldı. Hastanenin başhekiminin ne
özelliği vardı?
a. Aktaş’ın arkadaşıydı
b. Hemşehrisiydi
c. DYP adayıydı
d. Hepsi

Aktaş ısrarla sekreterini “fazla tanımadF
ğını” söylüyordu. Daha sonra, birlikte, birkaç tatil yaptıkları ortaya çıktı. Nerede?
a. Ayvalıldta
b. Fethiye’de
c. Eryamankla

d. Hepsi
l Son soru uzman sorusu… Aktaş
ile sekreteri arasında tam kaç düzine yaş farkı var?
a. ßir
c. Uç

duman olan yerde…

KARPUZ KAVGASI
KIZIŞMAYA BAŞLADI!

İlki 1966 yılında yapılan Herkes kendi karpuzu”Diyarbakır Karpuz nu tanır, ama. aksilik
Festivali” asabî bir ha- her zaman olur. Meseva içinde geçti. lâ, festivalin ilk yıllarınÖnce tanıtım yapıldı. da ilginç bir olay olDiyarbakır karpuzunun’ .muştu “Diyarbakır
kendine has yetiştirme Festival” gazetesintarzı vardır. Mayıs ayın- den okudum. v,
da yatağına çeki/en Dic- Gerçi her yarışmacı
/e Nehri çekildiği yerde karpuzunun kilosunu, ,I
bıraktığı ince kum ya- rengini, biçimini 100
taklarında ünlü Diyarba- metre öteden tanır Fa- İ.
kır Karpuzu yetiştirilir. kat bunu jüriye ispat 55
Kum yataklarında derin etmek mümkün mü? ,›

kuyu/ar açılır. Bu kuyu
ların boyu 2 metre, genişliği 60 santimetre ve
derinliği 60-70 santimetre olduğunu belirten
uzmanlar (işte bu kuyu/atın iki başına karpuz
ilde/eri diki/ir ve köküne koyun gübresi ile birlikte “Koğa” denilen güvercin gübresi verilir.)
koyun gübresi karpuzun büyüklüğünü, Koğa
da tat ve lezzetini sağlar. Dicle Nehrine yakın
köylerde bir çok güvercinlikler vardı. Bostan
sahipleri para karşılığı bu köylerden Koğa alırlardı dediler.

80- 100 kilo ağırlığındaki karpuz/ar kılınçlarla
kesi/ir ve parça parça satılırdı ancak Dicle nehri
kir/endı’, K oğa kalmadığı için karpuzun da eski
büyüklüğü ve lezzetinin kalmadığını ifade eden
uzman/ar, Valiliğin girişimi ile Tarım ll Müdürlüğühce karpuz yetiştiricilerini teşvik etmek için
fide yetiştirildiğini de sözlerine ekledi/er.

(Haftalık Anagram Analiziniz)

isMETsEZGlN sessiz MEZGİT
( “SZ” Joker)

( “E ” Joker)

TEVFİK uiKEn KERTİK FEDAİ
(“A”Jokerl
İSMAİLKARAKUYU, ‘ _
UYUMA, SALAK KIRPI
(“P”Jokerl

l “K ” Joker)
HÜSAMETTİNCİNDORUK
TESANUTÇU, HODRI MEKAN!
(“AE”J0kerl

, HÜSAMETllN CİNDORUK ,_ _

l “İ”Jokerl _ _
TEVFİK DİKER DEVRIK ETİK

(“c “Jokerl

_,GÖKBEBK ERGENEKON
GOBEKLI ORGENERAL
(“ALlL ” Joker, “KEK “Artfıl

BİR isim BİR İŞLEM

ııırıııı KÖKSALAN EN FAKİR SALAK

İSMAİLAMASYALI İSMİ YAMAU sALAK

ET, HIN, CIN, MORUK, TUSIAD

KÖKSAL TOPTAN POSTAL, TANK, ÖKÇE

destan.

Şenliğin favori karpuzu üç gün önceden bulunduğu tarlada sırlara karışmış. Sahibi şaşkın,
bitkin sabahlara kadar aramış. Polisler falan
fayda etmemiş. Şenlik günü kocaman, yer yer
soyu/muş bir karpuz yarışmaya girmiş ve İ
üçüncü gelmiş. Sonradan sırra kadem basan ;

karpuzun asıl sahibi bir arama tarama yapmış

ki ne görsün; üçüncü gelen karpuz kendisinin ç

değilmi? Tabii işaretleri kazı/mış vaziyette.
t i’ i’

Bu sene dürüst seçim yapıldı.

Diyarbakır’a alternatif yapılan Karpuz-Sa’|aı V

dereceye bile giremedi.
Satır aralarını okursanız, Bask Modeli’ni de altIarsınız…

FIKRA

‘ smail Cem’in kültür bakanlığı sıra-ı
sında devletin opera, bale ve tiyatroları, Fırat-Dicle hattının doğusuna
çok önemli birkaç “çıkarma” yaptılar.
Tam bir “umümi kültür” patlaması yaşandı, rönesans oldu.

Iırken, Şeyhmus Reşo’ya döndü.
“Z0zan’la aran nasıl?”
“Kötüdir…”

“Boşanmayı düşüniysen mi?”

daha iyi bir likit gelmiştir…”

Geçmiş karpuz testi- g
vallerinden birinde öyle bir olay olmuş ki dillere “l

Ayakta tastamam 48 dakika alkışla- l
nan Shakespearein Henry VlII’i dağı- j

“Düşünmişemdir, ama, aklıma şimdi