Beyaz Kağıt, Tuvalet Kağıdı ve Kağıt Mendil Üstüne Çeşitlemeler…

duman olan yerde…

_BEYAZ KAîaıj. ıııvALEı KAĞIDI vE m” i
KAGIT MENIJİI. IISTIINE cEsiıLEıvıELEıı…

SÜLEYMAN DEMİREL ıoıuz yıllık şahsî tecrübesine
rağmen. sıkıyöneıimin nesinden hoşlandığı henüz

klımda yanlış kalmadıysa, 1977 Tek bir soru sordular: “Beyaz kağıt ne 3″‘a$”3ma°’9′ l°l”l—-~~~—~-~.J . )’11_.Vd1- “AZ gelişmiş Ülkelere çok işe yarar?” – TANSU ÇlLLER (Amerikalrlaıın cinsel cazibesınden
* :1 gelışmış ülkelerin yönetim yapıla- l Uç cevap aldılar. elkılenmeyişının sucunu harıciyecilerle lobıcilere yıktığı
-_ ~~ ”mn bindirümesinin yarattığı [A: Ancak bir defa kullanılır_ ıcın) ………………………………………………………………………… ..O
idari ve siyasî sorunlar” konulu lg Kullanıldıktan sonra atılır. HİKMETÇETİN (“A| atınrver ıımanmrdiyemedıgi için) -..o
bır UNESCO toplantısına “uz- Bir daha kullanılamaz. ÖZDEM SANBERKVA u
.L man” sıfatıyla katılmıştım. Sloganı geliştirdiler: “Alt tarafı ka- anda vazgecuğ, İc,n)›_›l_l__âl’_ll_” Ve’ “mal” demekle” ”g
Konu “kuwetli”, yer Fas`ın Tancası… ğıt… Kullandıktan sonra at… Yenisi za- _ _ ` ` “””””””””””””””””””””””””””””””””””” i’
Ama, herkesin aklı başka yerde… ten var…” . EM”:’^,N° USA”. melam” m9?? ”al/’Şmda “a”
Toplantı salonunun sıcağından kurtu- Kapitalizmi sevmem, ama, ihtiyaç ica- Çiller& anlamhomek leşknedemelng’ ‘ml “””””””””” “o
lup, bir tarafı Akdenizi, öbür tarafı Atlas dın anasıysa, servetin temeli de iyi pro- PANCHO VİU_-^, (Türkiye’nin model arayßlarında esamısı
Okyanusu’nu gören havuzun başında iki mosyondur. Iyi promosyonu takdir ede- b” °k“”ma°’9″°~`”l “”””””””””””””””””””””””””””””””””””””” “G
kadeh içsek… Tek derdimiz bu… .rinı. `_ GENKURBAŞ (“Olağanüstü hâl rejiminde herkes ustune
Nihayet bitti oturum… Çıktık. Japon Kâğıt fabrikatörüydü Scott birader- düseni Xapâm› mesele kalmaz” diyerek› Sivil kalmaya
uzman “Ohhh be!” anlamına geldiğini leri. Kağıtları ellerinde kalmıştı, dünya- çabalad’g”ç’nl ””””””””””””””””””””””””””” “s
tercüman kanalıyla öğrendiğim bir laf et- nın altına serdiler. SÜLEYMAN AYHAN (“Uğur Mumcuyu sHPıııer öldürttü”
ti, Sağ elinin baş ve işaret parmaklar-WM ç c e. demeye getirecek kadar şaşkın olduğu
burnunu tuttu, sümkürdü, elini yandaki Gelelim kâğıt mendillere… MEHMET GAzioĞLu (Nmşe yaww-şu,, kendisi de
palmiye ağacının yaprağına sildi. 1914 yılında, dünya savaşa girerken, kestiremediği için) …………………………………………………… ..-32
Doğrusmırkıldım, tıksındım. “Senın “pamuk kıtlığı” vardı. .Savaş çıktı, “sargı MEHMET SAĞLAM (ßamaduı Hümâyünysnaîıyuh hem
yaptığın plshkm dedım’ ben. sıkıntısı boy verdl’ , fahri doktorlukların dağıtımını, hem rektörlerin görevden
“Sizin yaptığınız daha pislik!” dedi, Içine sümkürülüp atılacak kağıt men- alınmasını uzaktan sevdiği için) …………………………………… ..o
“Çıkardığınız şey sanki bir matahmış ği- diller (tuvalet kağıtlarının türevi) imdada
bi, keten bezinden mendilinizi çıkarıyor, yetişti. Biyolojik savaşın öncülerine

onun içine ediyor, sonra özenle katlayıp
cebinizde saklıyorsunuz…”

O gün, bugündür, uzakdoğu-yakınbatı sentezinin nasıl olacağını merak

karşı kullanılacak gaz maskelerin
` “i `. W” :İİ İ “m l
de filtre olarak kullanılabiliyor, ‘ “

pamuklu sargı bezine benzer şe- i (Haftalık Anagram Analiziniz)
kilde kanı, irini t

etmişimdir. massedebili- TANSU ÇİLLER l
öğrîrlidıidılda yorgllri imala- “Usul” ÇETİN
c› e c-I ta geçildi luRiJokeû ^
Popo sil- ama, savaş ça- KOALİSYON PARTİLERİ_ 1

mekte kullanılan beyaz tuvalet kâğıtlarını ilk pazarlayan, Amerikalı
işadamı Joseph Gayetty oldu.
1857 yılında, “Sil-At” sloganıyla,
500`lük (rakam benzerliği tesadüfi
Y 11 k
l
stoklar kaldı. “Wake” S

Onceleri sı- MAHALLİ İDARE
kıntı çekildi. ADI, HILAL-I AHMER
“Nasıl pazarla- (“IH”J0ker)

Yalım?” diye “m1” MEHMET GAZİOĞLU
du- GAMLI HEZIMET

UV

f.
buk bitti, eıde FİRARİ LOSYON PAKETI x
ll

dir) paketler halicrlıde, beyaz kağıtla- b Hollywoloâlııln i (vpyokw)
rını piyasaya sür ütün yı ız arı, g
Sayfa büyüklüğündeydi o ilk be- savaş boyunca, ya
yaz kağıtlar… sargı bezi, ya gaz maskesi filtresi l (Tucker) î ı
Tutmadı. olarak`ucuza kullanılan kağıt mendillerle S
Eski gazeteler, broşürler, el ilanları, yüzlerindeki makyajları silmeye başladılar. ONUR KUMBARAÜBAŞ’ K
mağaza katalogları ne güne duruyor? Savaş artığı beyaz sayfalar, kağıtlar, ŞABKlCl: BOŞUNA RUMBA u
Hem okursun, hem silersin… Bir taşla iki kıymete bindi. Fiyatları dörde katlandı. (5 Jonke” l
kuş vurmak varken, temiz beyaz sayfaya “Yüzünü temizliyorsan, içini de temizler- ERCUMENT KONUKMAN _ ‘
niye para harcansın? sin!” sloganıyla çok pazarlandı. ÄNNEl KOKMU$ MURTECİ!
1879 yılında, İngiliz işadamı Walter O beyaz kağıtlar, sayfalar, hayatımı- (‘/$”J0k9’) l
Alcock, beyaz sayfa savurganlığını önle- zın aymlmaz parçası artık… MUSTAFA TAŞAR
mek için, “perfore” (yanlamasına delin- 9 İ 9 SAF, ŞAMATA ARMUT
miş) beyaz tuvalet kağıdını icat etti. Ama, Tuvaletin beyaz kağıdı, beyaz sayfa, (‘MA”Joker)
yaratıcılık başka, pazarlama bambaşka- akkağıttan mendil… ABDÜLBAKİ TUG
dır. Dahiyane keşfıni pazarlayamadı A1- « Muhteremlerin tarihsel gelişimlerini KİTAB-ÜL A_B_D_
cock… gördükten sonra, tek bir soru sorasım ge- .
Onun yapamadığını, okyanusun öbür liyor. DEMOKRASl- o
tarafında, Amerika’da, Edward-Clarence “Yaradıkları tek şey, içlerine edip at- A_S,KERDE Ml O’
Scott biraderler yaptı. mak mı?” (E Joker)

TEMPO 158

. î İ

Ölümlü dünyada yaptıklarının
hesabını vermek
istemeyenler arasında tıp doktoru

dı. “Ben sâdece
Mahkeme-i Küb
_ç :::İ/j râdahesapveri5,7 – ‘,l_l__.’_.l_.L ;’._ı..l..l_’..l›.. dm!” dedi,
ki koalisyon ortağının sorumlu içişleri bakanı olarak grubundan büyük alkış aldı.

_Eski AP’nı’n devamı olan DYP’nin içişleri bakanı lsmet Sezgin, kendisinin siyaset yaptığı dönemde suya “bu” diyen başbakan Mesut Yılmaz’a bağırdı: “Sen hasbelkader oradasın!”

Sonradan çıkan boynuz kulağı geçti, karşılık
geldi: “Sen hasbeltesadüf buraya geldin…”

“Hasbelkader”, ilahî takdirdir. “Hasbeltesa- l

düf’, şans eseridir.

Hesap sorrnayan, soramayanların, hesap sorulup veremeyenlerin dünyasında yaşıyoruz… Mülkiyeli ağabeyimiz Yılmaz Karakoyunlu her zaman
sorar: “Her şey ilahî adalete kaldıysa, memleketimin (mülkümün) adaleti ne işe yarar?”

ALİ niNcEşiN
BAS! NASII. BAGLANDI?

Ali Dinçeri
herkes “Çukur
Ali” olarak tanıdı. 1.
“Göbekçi” Ve- . ‘
dat’ın trafik göbeklerinin para
etmediğini anla- y_
yacak kadar iyi
şehirciydi. Metro
tüneli, üst-alt ge- ‘ `
çit derken, Ankarayi oydu, çukura çevirdi, oyduğu çukurları kapatmayı unuttu. .

Onun düşündüklerini Murat Karayalçın yapıyor
şimdi…

O tarihlerde “gözde bekâr”dı Ali Dinçer… “Niye evlenmiyorsun?” diye sorulduğunda. “Sesi Leyla Gencer’e, kültürü Azra Erhata kendisi Turkân Şoraya
benzeyen birini bekliyorum!” demişti. .

Ali Dinçeri nihayet başgöz ettik. Kopenhagda, soydaş Yıldız Ibrahimova, şarkılı-türkülü “evet” dedi.

Biraz “dedikodu muhabirliği” yapayım…

Yıldız-Ali çiftinin tanışması yeni değil… Erdal İnönünün eski CHPlİler onuruna TBMM tören salonunda verdiği davette görüldüler. Dünyanın önde gelen
caz şarkıcılarından Yıldızla davete gelen Dinçer, suratı asılan Inönü çiftini yumuşaltı: “Deliormanlı’dır,
hemşehrimdir…”

Nikah Kopenhag büyiikelçiliğinde kıyıldı.

Düğün yemeği (ve sonrası) yukarıdaki kartpostalda görülen mekânda oldu. Allah mutlu etsin!

_ gurbetçimizin
“anısını yaşat
ç ye Başkanı Süleyman Taşdemir,”‘Acı geçmişin üstüne sünger

KURTHAN FİŞEK

İSTİKRARA BAK HİZAYA GEL!

Memlekette asayiş berkemâl…

Sekiz gazetecinin dağa (veya
köprüye) kaldırıldığı sırada, DYP’Ii
iki milletvekili, örgüt toplantısında
(düğün de değil) havaya tabanca sıkıyorlardı.

Sekiz gazetecinin köprüye (Malabadi) götürüldüğü sırada, devletin güvenlik kuwetleri &ve istihbarat unsurları) gaflet uy’kusunday’clı,
gazetelerin telefonlarını bile dinlemiyorlardı.

Sekiz gazetecinin can pazarına
çıktığından birkaç saat sonra, hükümetinnöbetçi gevezesi (Sözcü)
Yıldırım Aktuna, “Gazetecilik zor
zenaattir, Somali’de-de oluyorlar!”
diyordu. _

Sınırlı-sorumlu içişleri bakanı,

Bursa’da gazeteci hanımlara leblebi atıyordu. Fetişizmin psikiyatri
tarihinde raslanmayan bir klinik
vak’asını sergiliyordu.

Peki, Tansu Çiller ne yapıyordu?

Amerika’da geziyordu. Eli boş
vaziyette…

Daha peki, Cavit Çağlar’ın “Bu
fosil ne yapıyor?” diye soruşturduğu devlet bakanı, akıldâne Mehmet
Gölhan ne yapıyordu? DYP’nin Derince belde örgütü binasının açılışında konuşuyordu.

“DYP sayesinde ülkede siyasî
istikrar sağlanmıştır. Bu istikrarın
sağlanması ekonomimizi yönlendirecektir…”

1994’de ayvayı yedik, desenize…

lisi istedi.

alan avukatların sayısı 450…

emnnnarmn’
C TEK Batman müessese müdürlüğü, tahsilât yapamadığı için, ilçe ve köylere gidecek güvenlik görev
O Terör korkusundan dolayı, iki yıldır kapalı bulunan Batman’ın tek sineması satışa çıkarıldı, alıcı r’ 47/4
çıkmayınca Kültür Bakanlığı’na başvuruldu. ı

O SSK primlerinin bir türlü-tahsil edilemeyi- _
şi yüzünden, ilgili kurum, ek avukat kadrosu
tahsisi için başvurdu. Şu anda TEK’ten maaş ‘

‘ğ
,ig
Y

Ü

ıınnı› vıs SIILH sAvAs veannıs

Çelişkiler dünyasında yaşıyoruz…
O Amasya belediye meclisi,
Amasya’nın Taşova ilçesinin Mercimek köyünden Almanya’ya gidip orada hunharca
katledilen dört

şı gerçekleştirmek istiyoruz!” dedi
(Amasya-hha).

O Berat-Huriye Yavuz çiftinin
düğününde, Çiftlik köyü (erkek tarafı) gençleriyle Aslanköyü
delikanlıları (kız tarafı)
arasında, meşrubat dağıtımı yüzünden
kavga çıktı.

mak, dil, din, Tarafların
ırk ayrımı gö- “önce sen,
zetmeden insanlar . önce ben”
arasında kardeşliği dalaşması

yaymak için, katli- _
amin olduğu Solingen kentini “kardeş
şehir” ilân etti. Beledi
çekmek, dostluk, kardeşlik ve barı

‘ sırasında, meşrûbat şişeleriyle karşı_ lıklı saldırıya geçildi.
` Olay yerine giden
– polis, 80 kişiyi otobüslere bindirerek karakola götürdü (Mersin-hhal..

l 59 TEMPO

ÜN:) 9 îfßl`demea KURTHAN FİŞEE

AN’

(İlk Kadın Valimiz)
Uzun ve yorucu çabalardan sonra, Muğla emniyet
müdürünün tâyinini başka
yere yaptırmayı başardım…
“Kararlı ve ısrarlı_ vali” diye
ben buna derim… Içişleri Ba- ı
kanı, leblebici Mehmet Gazioğluhun, “İçişleri Bakanı’yım, bir Bursa valisini bile değiştiremedim!” diye
ağlaştığı bir ortamda, tuttuğu bıyığı koparan kadın
valiye sâdece şapka çıkartılır.
Devlette esas olan “prensip”tir. Anayasaya göre
“devletin ve hükümetin temsilcisi” olan valinin yaptıramayacağı üç şeyin 1- kadını erkek, erkeği kadın

AE

‘ı — i’ :’ yapmak, 2- imamlık, 3- doktorluk olduğunu biliyor” ~ o dum. Yapabileceklerinin arasına “berberlik” girdi, se 4- I” – ‘ r f i

Emniyet müdürünün bıyıklarıyla uğraşırken, sâdece deneme üretimi yapacağı, çalıştırılmayacağı söylenen Gökova termik santralına müdür atandığını öğrendim, şaşırdım. Muğla-hhdmızın haberine göre, sen
de pek şaşırınışsın… Yeni müdürün makam odası tefriş edilirken, “Böyle bir tâyinden haberim yok, Allah
Allah, nereden çıktı?” demişsin…

Bu arada, belediye başkanı sinirlenmiş…
met samîmiyetsizlik ediyor…” demiş, “Çalıştırılmayacak işletmeye niye müdür tâyin edilsin?”

Emniyet müdürünün bıyığından sonra “iş” çıktı
sana…

Belediye başkanı üzerinde vesayet yetkilerin var,
onunla uğraşabilirsin… Muğla’dakı’ bazı il komisyonlarına “gözlemci” sıfatıyla eşiniz katıldığına göre, boş
zamanınız var demektir.

› ‘~ i:

“Köylülük, medeniyetin bağrına
saplanmış ebedî barbarlık hançeridir…”
(Karl Marx, 1851)

“””. ‘ v < ;r !ı ' r ' .'; : a". -* ."17 “l.*l'~.i' ~:' 4 fi* .-Eığfrlzlirlxûş :ıI-.idıi .›.'_ı';.l.`›..EelîÃıLbEL-s..n ıh . x Reşo doktora gitmiş... "Fena hâldeyimdir babo... Her tarafım ağriyy..." "Ağrıyan yerini göster!" demiş genç doktor... Bizimki başlamış işaret parmağıyla göstermeye... Başı, boynu, eli, beli, kuyruk sokumu, orası, burası... Doktor sabırsızlanmış, sinirlenmiş... "Başka kapıya kardeşim! Sen hastalık hastasısın... Her tarafı ağnyan hastaya tıp tarihinde raslanmadı..." Bizimki gitmiş çıkıkçı Şeyhmus'a... "Her tarafım perişandır babo!" demiş... "Sağ elini göster!" demiş Şeyhmus... Evirip çevirmiş, teşhisi koymuş... "Işaret parmagin kırıktir babo..."