Beşibiryerde’lerden hala bıkmadınız mı?

Kumlu”
HOCA
YAZIYOB

Beşibiryerde1erden
hâlâ bıkmadınız mı?

KLIMDA çok yanlış kalmadıysa,
doğru hatırlıyorsam, 1863 yılının
ilk günüydü. Amerikan lç Savaşı
bütün kızışıklığıyla devam ediyordu. Devlet başkanı Abraham Lincoln,
çok ünlü ve önemli bildirgesini yayınladı.

“Kölelikten Kurtuluş…”

Zenciler teorik olarak özgürdü artık…

Savaş iki yıl daha sürdü, “zencilere
özgürlük” hareketi başarıya ulaştı.

Bu arada, fanatik ırkçının biri, eşiyle beraber tiyatro seyretmekte olan Abraham
Linc0ln’ı tabancayla öldürdü.

“Quelle alâka?” demeyin… Olayın
perde arkası var.

**Arık

Demokratik bir insandı Lincoln… Zenci kölelerin de insan olduğunu düşünüyordu. Zencileri beyaz boyunduruğundan kurtarmak için, güneydeki köle sahibi toprak
ağalarına karşı kuzey eyaletlerinde “milli
mutabakat” sağlamak için, kabinesini
topladı.

Kabine 12 üyeden oluşuyordu.

Amerikan yargı sistemindeki mantıkla,
“12 Adil Adam”…

“Kölelere Özgürlük!” dedi Lincoln,
”Gizli oylama yapıyorum, herkes
kâğıda yazsın… Köleliğin kaldırılmasını isteyenler EVET, kalmasını isteyenler HAYIR yazsınlar…”

Gizli oy, açık sayımdan sonra, Lincoln
yeşerdi, kızardı, sarardı, bozardı, morardı.

“EVET’ler sadece l, yani ben…
HAYIR’lar 11, yani hepiniz… EVET’ler kazandı, yani demokrasi kazandı…”

En demokrat olanların (veya geçinenlerin) “demokrasf” anlayışları kendilerine…

iz**

Sadi Somuncuoğlu cumhurbaşkanlığına adaylığını koymaya giderken, kendi
partisinin bazı işgüzar üyelerinin saldırısına
uğradı.

Yıldırım Akbulut adaylığını koydu.
TRT’nin üç eski genel müdürünün, smail Cem, Nevzat Yalçıntaş ve Tunca
T0skay’ın isimleri telaffuz edildi.

Öbürleri de olabilir, ama, bazıları için
“maksat eğlence olsun”, ötekilerinse
aday gösterileceklerinden haberleri bile
yoktu.

PERŞEMBE, 27 Nisan 2000 _ç

i’ ‘A’ i’

Derken, beş sihirbazın şapkasından tavşan çıktı.

Ahmet Necdet Sezer’i tanımam…
Benimle yaşıttır, denildiğine göre iyi hukukçudur, üstelik tarafsızdır, ılımlıdır. Parti
bağlılıkları, bağımlılıkları yoktur. lyi cumhurbaşkanı olurmuş…

*i*

Asıl önemli olan, beşibiryerde’lerdi.

Coşkun lncekara’rıın dünkü Hürriyet’te çıkan_ “liderlik zirvesi” fotoğrafı,
parti içi demokrasi ve yönetim anlayışımızın özetidir.

Bir resim bin söze bedeldir.

Kendi konuş-kuruluş sıralarına göre,
sağdan sola, Mesut Yılmaz, Devlet
Bahçeli, Bülent Ecevit, Recai Kutan
ve Tansu Çiller…

Beş kişiyi bir arada görünce hep irkilirim beşibiryerde’lerden. ..

13 Eylül sabahı da gördüydüm onları…
Ama, isimleri, rütbeleri, askeri tecrübe ve
kıdemleri değişikti netekim. ..

Kendi konuş-kuruluş-muvazene sıralarına göre, sağdan sola, jandarma, karacı, genkurbaş, havacı, bahriyeli…

Yine mi beşibiryerde?

*k i’ i’

Recai Kutan’ı anlarım… Yeni aday,
FP’nin “7-4” kapatılması dedikodularına
karşı “6-5″ panzehiridir.

Devlet Bahçeli, Tansu Çiller ve
Mesut Yılmaz’ı anlarım… Yaşları gençtir, bekleyebilirler. Kendi partilerindeki
astlardan birinin üst olmasını istemezler,
Çankaya’ya daha vakitleri vardır.

Geçelim, asıl konuya dönelim…

Ahmet Necdet Sezer’e hiç bir itirazım yok… Ama, beş kişinin ferdi
zekâsının, 65 milyon kişinin seçtiği
550 kişinin kollektif zekâsından daha üstün olduğunu zanneden zihniyete itirazım var.

Sorarlar insana.. .

”Kendi aranızdan birini seçemiyorsanız, biz sizi niye seçtik?”