Benim memurum işini bilir bir uluslararası sempozyum
Benim memurum işini bilir
bir uluslararası sempozyum
ÜRKİYE ve Orta Doğu
. Amme İdaresi Enstitüsü
ş (TODAİE) ile Uluslara- i,
rası Yönetim Bilimleri
Enstitüsü (IAAS), ortaklaşa,
r
zenlediler. l v Sabahtan akşama kadar, kesintisiz, günde ortalama 9 saat
hesabıyla, üç gün sürdü.
‘ Konusu önemliydi, günceldi.
“Siyasette ve Yönetimde Yol- .
suzluk…” * “ ‘
_Politikacılar yoktu. ‘ 5
Süleyman Demirel ve Mesu
Yılmaz açılışa çağrılıydılar, ya bilerek gelmediler, ya temel atmaktan
zaman artınp yetişemediler.
Melih Aşık dışında, hiç kimse
takılmadı. A r i .
« Biz de,aramızda
i ‘ . ~k` -k a:
‘ Üçlçalışma grubundan birinde
î ben vardım. ,
ProLDr. ”Ayşe Ayata, yüce ‘
meclis TBMM’yi, her gün, 5-6 bin
ziyaret ettiğini, bunlardan 4
ç bininin “iş takibi” yaptığım anlattı.
ProLDr., Alan Doig, raportör
olarak, durumu kurtarmaya çalıştı.
ProLDr; Durmuş Tezcan, «
Türkiye’deki kanunların her türlü itli
* ği, uğursuzluğu”caydıracak` ağırlıkta
Ü olduğunu söyledi.
Küçük bir’ dipnot düştüý_ “Ceza
. lar ağır, infaz usûlü öylesine iş-`
te…”
Derken, ProfDr. Fabio Ruggei
. söz aldı.
Kendisi 1992’den beri Di Pietro’nun akıl hocasıdır. Anlattı.
“1992’den bu yana 211 rüşvetçiyi mahkûm ettik. Malıkûm
etmek başka, hapse tıkmakı
başkadır. Hepsini hapse sok Üstelik, adi suçluların koğuşuna… Kendisini devletin kanunlarının üstünde hisseden
adamları, ekmek hırsızlarıyla
aynı yerde yatırırsan, adamlar
ıslah olurlar… Bir ekmek çalıp
17 seneye mahkûm olanla, 17
katrilyon ‘tokatlayan adam aynı
koğuşta yatırılırsa, bir daha
yapmazlar o işi…”
***k
Eşini boşamak için adam dâvâ aç
. mış… Boşanma mahkemesinin hâki
mi,_ “Gelin, size zaman tanıyahm,”tekrar beraber _olmayı de
neyin!” demiş… ,
Adam diretmiş… “Olmaz, bo Nikâhı benim boynumda, kendisi başkalarının kuca ~ .ı
i: r ı›
Rüşvetin bizdeki “sosyo-ekonomik temeli”, sakat “devletçililt”
anlayışımızdır. Bunları anlatmak,
söylemek istedim ‘bu sempozyumda… ı « ‘
Kendime söz verseydim, verebil
~ seydirrı’, .Prof.Dr. .Korkut Borata
v’ın sözlerim, gözlerrılerirıi_ tekrarlardım… . İ. , ‘ Ç
“Bizdeki devletçilik rayına
oturmadı, mantığına kavuşmadı, eğri-büğrü, yamuk bir dev-_
letçilik olarak kaldı, genişledi.
Devlet elbette her şeye yetişe- *
mez, devletçilikle elbette her
v şey yapılamaz… Ama, İdevletçi
lik’ adı altında, devletin yapması
gereken işleri özel taşeronlara
havale ederseniz, devletin çok
düşük ücretli memurları ‘rüşvet’
yoluyla piyasa ekonomisine girerler…” ‘
_lık a: a:
Özelleştirme. . . Özerleştirme. . .
Devletin işini özel (ve özer) taşerona yaptınrsan, olacağı budur.,
*t*
Böyle bir pazar yazısı yazmak istemezdim…
‘ Yazdım.
Hırsızın Allah’ının ”devlet” olduğunu söyleyecektim…
Söyleyemedim.
Benden başka herkes söyledi.
Devletin işini özel kişilere yaptırırsan, olacağı budur.
Sustum, konuşamadımi’ Konuş-l
A” turrrıadılar. `
H. imamı