Ben red cephesiyim. Ne yapcağım belli olmaz.

SALI, 2 Temmuz 1996′

E32_ ı ıéîiıßl’

#ım

:::zen red cephesiym

Ne yapacağımbelli olmaz

ÜRKlYE’de red cepheleri ikiye ayrılır. İlki ve
en önemlisi, seçmen

kitlesinin oluşturduğu
cephedir. Özgür iradesini her
dört yılda bir ifade eder, tavır
koyar. `

Türkiye’deki son gelişmelerden bu cephenin nasıl etkilendiğini merak ettiın, dört kamuoyu
araştırma şirketinin pazar günü
yaptığı nabız yoklamalannın so
nuçlarını toparladım. ..

llginç bir şablon çıktı ortaya… O gün
Türkiye genelinde seçim yapılsaymış, oy
dağılımı aşağıdaki gibi olacakmış…

Refah Partisi – % 18.82

Doğru Yol Partisi- % 11.21

Anavatan Partisi – 9/0 13.32

Cumhuriyet Halk Fırkası – % 7.32

Demokratik Sol Parti- % 16.32 `

Büyük Birlik Partisi – % 9.39

Milliyetçi Hareket Partisi- % 8.59

Diğerleri/Yüzergezerler – % 14.83

Büyük Birlik Partisi. Milliyetçi Hareket Partisi ve yüzergezerler dışında, herkeste, ama, istisnasız herkeste, gözle
görülür bir “gerileme” var.

Sosyal demokratların ve demokratik
solculann gerilemesini izah etmek mümkün…

Tembelliklerinden dolayı sandık başına gitmemiş, yazlıklanna taşımnışlardır.

BBP ve MHP, özellikle de birincisi,
RP`nin oylarına paydaştır. Oy artışları
muhtemelen Orta Anadolu seçmeninılenugelmiştir.

Obürleri zaten mâlûm… Konuşmaya
bile değmez…

‘k i’ i’

Red cephelerinin ikincisi, milletçe seçilip başbakanlarca bakan yapılmayan,
hayal kırıklığına uğrayanlar tarafından
kurulur.

Bu tür red cephelerine “mebus pazarı” da denilir.

Alper Sedat Aslandaş ve Baskın Bıçakçı kardeşlerimizin yazdıkları
“Popüler Siyasi Deyimler Sözlüğü” kitabının ilgili bölümünü birlikte
nkuyalım…

“1946-1980 yılları arasında
TBMM’ye seçilen her 6 milletvekilinden biri (2795’te 445`i) parti değiştirmiştir. Bu kadar çok insanın
bazı çıkarlar peşinde partiden partiye savruluşu, “irade”leri üzerinde
yapılan pazarlıklar, milletvekillerinin alınıp satıldığına dair yaygın
bir inanç yaratmıştır. “Mebus pazarı”
deyimi, bu inancın ifadesidir.

Deyim ilk kez, 15 Mart 1970’te
giivenoyu alan Süleyman Demirel
başkanlığındaki Adalet Partisi hü

ııunııııiıı
ııııcA
Azıvoıı

kümetinin kuruluşu sırasında telaffuz edildi. Kendi partisinden 41
milletvekilinin bütçeye red oyu vermesi üzerine istifa eden Demirel’in
yeni hükümetinin güvenoyu alıp
alamayacağı, 41’lerin tutumu nede

niyle belirsizliğe girince, AP’liler.

Birlik Partisi milletvekilleri ve bağımsızlarla temas kurdular. Girişimler sonucu, Birlik Partisi’nden

beş milletvekili, parti kararının ak
sinehükümete güvenoyu verdi. O
günlerde Demirel hükümetinin aldığı
güvenoyunun çok büyük paralara

ve rüşvete mal olduğu söyleniyor- ‘
du. Bu durumu, “şimdiye değin at pazan, eşek pazarı, tavuk pazarı görmüştük
ama mebus pazanna ilk kez rastlıyoruz”
biçiminde değerlendiren gazeteci llhan Selçuk, kendi ifadesiyle “mebus
pazan deyiminin isim babası” oldu.
70’li yıllar boyunca, “parlamento
aritmetiği” önem kazanırken, “titre
yen aritmetik”e dayanan hükümetle- .ı
rin kurulması, devamı ve düşürül- ‘

mesi için partisinden aynlan ya da
başka partiyle birlikte hareket

eden milletvekilleri görüldü. 1975

yılında 1. Milliyetçi Cephe hükümetinin kuruluşunda, 1977’de

CHP. genel başkanı Bülent Ecevit’in ‘
azmlık hükümeti kurma girişimin?

de, 78’de 2. Milliyetçi Cephe hükümetinin düşürülmesi ve Ecevit
hükümetinin kuruluşu sırasında,
sürekli olarak bir “mebus pazarı” kurulduğundan söz edildi.

1982 Anayasasfnm 84. maddesiyle, geçmişe bir tepki olarak partisinden istifa ederek, bir başka

partiye giren ‘veya seçim hükümet»

leri hariç hükümette görev alan
milletvekillerinin üyeliğinin düşürülmesi olanağı yaratıldıysa da,
“hülle partileri” ile bu anayasal hüküm etkisiz kılmdı ve “mebus pazan”ndan söz edilmeye devam edildi.”
‘k ‘k i’

Anlatabildim mi? Tarih ısrarla tekerrür-ediyor.

Ediyor, çünkü, liderlerin hepsi kendi
hatalannı tekrarlıyor.