Belediyecilik “ üstüne düşünceler…

; BiıitiüııüNiıiÂvıssi
KURTHAN FİŞEK

20 Ocak 1994
PERŞEMBE

Önemli illerimizden birindeydi, terslikler, sakatlıklar üst üste geldi.
0 Parti liderleri tek tek geldi, gördü, yedi, içti, sıktı, gitti. Söz verdi: “Sizi
yükşehir yapacağız…”
9 İktidar partisinin kum kamyonları, asfalt makineleri, inşaat işçileri il sınırına gelip durdular. Mesaj iletildi: “Oylarınız bize çıkmazsa, gerisin geriye gider
hepsi… Teveccühü- . .

SON belediye seçimlerini hatırlıyorum.

“BIediveciIik” üstüne düşünceler…

kere daha söylerim, inşallah siz sıkılmazsınız…

“Şehrin altın anahtarı, bizde yalakalıktır. Devletin eline bakmaktır. O anahtar,
gerçek belediyecilik eleneği olan ülkeler
e, devlet büyüklerıne ‘Benim beldeme
ancak benim iznimle girersin’ demektir…”

*i*

Türkiye’nin (ve Osmanlı’nın) tarihindeki tek belediyeci
nüz bize olursa, on ler, isyaUCİla’

beş güne kalmaz, “Ytl’
âbâd olursunuz…” Dağlara Çlkl”
Gelene altın lar, merkezi hüküanahtar, gidene metten mumkun Ol’

fahn^ hemşehrilik beratı… Siyasflerimize
sorun, hepsinin evinin “en mûtenâ” köşesinde 5-l0 tane

duğunca uzaklaşmaya çalıştılar. Ellerini
uzatır, yakın dururlarsa, merkezi hükümetin onlardan tek

vardır bunlardan… lâledlğl îeYllilgYığVe”
gıveas ero u unu
* * _ bildikleri için…
Osmanlı dan beri yedirmezıer_
“merkezden” yöne- * i_ i_

tildik.
Kendi kendimizi yönetmenin ne olduğunu öğrenemedik. Belki kolayımıza geldiği için öğrenmek istemedik.
Kendimize göre bir “belediyecilik anlayışı” geliştirdik.
“Altın anahtar” verdik herkese… Kenan Evren’de 187 tane vamiış meselâ…
Yüz kere söyledim, sıkılmadım. Yüz

Artık istanbul’un, lzmir’in, Şırnak’ın belediye başkanının kim olacağına karışmıyorum.

Beni sâdece doğup büyüdüğüm, yaşadığım Ankara ilgilendiriyor.

“Yerel Yönetim Reformu” dedikleri şeyin gazina da gelmiyorum.

Herkes kendine baksın…

?Ayın ÇlLLEiZ
EKONOMI D526( BÖYLE
I yazınız…

Bayram değil
_seyran değil

İZ dedikodulara aldırmayın…
SAmerikadan dönen Karayalçın’ın
‘sert ve kararlı bastırması” sonucu öpülmedi memurlar…
DYP başkanlık divanı ÇiI|er’e resmen “oldu-bitti” yaptı.
Divan toplantısı başlamak üzereydi, ÇiI|er’e Los Angeles depreminin
haberi ulaştı. “Bir dakika çocuklar!”
dedi Çiller… Amerika’da tanıdığı, tanımadığı kim varsa telefonla aramaya
başladı. “Havaryui Havizevriting?”
Tam bir buçuk saat toplantının
başlamasını bekleyen başkanlık divanı üyeleri, ücret zammı, maaş farkı,
sendikal hak vs. beklemenin nemene
bir çile olduğunu nihayet anladilar.
24 kişi dışında herkesin Amerika’da sağlık ve afiyette olduğunu öğrenen Çiller pürneşe toplantı salonuna döndüğünde, “memurların daha
fazla bekletilmeyip durumlarının iyileştirilmesi” projesini karşısında buldu.
İşin garibi, demokratik tebrikleri
de SHP adına Karayalçın kabul
ediyor.

KENAN EVREN

TELEVİZYONDA son izlediğimden
beri zât-ı âl^ nizi değişmemiş buldum.

Balıkesir lisesinden tasdikname almanıza sebep’ olan aritmetik bilginiz
eskisi gibi zayıftı. SHP’nin, CHP’nin 6

okunu tarif etmek için beş parmağınızı
kaldırdınız…

Demokratik dağarcığınız da her zamanki gibi kıttı. Türkiye’de cehaletin
yaygın olduğunu, 0 yüzden de demokrasiye hazır olmadığını söylediniz…
Okur-yazarlık oranı yüzde 10 civarında
olan Senegal, siyaset bilimi kaynaklarında, “dünyanın en istikrarlı demokrasileri” arasında gösteriliyor. Yarı okumuşların anlayamadığı şey şu… “Cahil” denilen kitle demokrasiyi çok daha
fazla, kıskançlıkla, hırsla sahiplenir,
çünkü, insanca yaşayabilmek için sahip olduklan tek şey oylandır.

“Başarılı ihtilalci
‘devlet adamı’,
başarısız ilıtilalci
‘suçlu’ olur…”
(Erich Fromm, 1968)