Bazı şeylerin şakası olmaz!

KUREFHAN FİŞEK

13 Mayıs 1994
CUMA,

Bazı seyler

yet’te bir fo
toğraf vardı.
Başbabayla başana
gülüyordu. Babanınki gevrek kahkaha,
ananınki kırkkıkırdı.

Niye güldüklerini ‘
merak edip resimin
altındaki yazıları
okudum. Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar ,
K0nfederasyonu’nun
genel kurulu toplanmış, ikisi “tesadü- ı
fen” bir araya gelmiş… i,

“Soğuk” sunulan havayı başbaba
yumuşatmış… .

“Beraber gülelim kızırrıf.. Kaç gündür gazeteler küs olduğumuzu yazıyor. Küse benzer hâlimiz var mı?”

Kikkikkik… Kahkahkah….

*f*

Demirel’le Çiller’in kahkahalar atması, Türkiye’nin fot alıfıdıı”.

Baba “Ben dem im nni?” demek
için, Devlet istatistik Enstitüsü’nün kuruluş yıldönümüne gidiydırşEnflasyon
hızını açıklamışlar… Yüzdıd 125 gibi bişi… Tarihimizde görülmemiş…

Ana “Şer kuwetlerinıin koalisyonu!” demeye dili gitmedîiği için, top
lantıya gitmiyor. Neymişs? “İşleri yoğun”muş… _Yapma yaaavvv!

Devlet istatistik Ensrritüsü Türkiye’nin, bizim fotoğrafçılar siyasetimizin
fotoğrafını çekiyor. `

Dostlar alışverişte görsün…

***k

Trilyonlar tokatlandı Turkiye’de…

Ergun Göknel garibim sekiz milyarın hesabını vermekle: meşgul… Yatı
yok, B0drum’dan açıla-.wrııyor, “borç aldım” diyor, kimse inan-maya yanaşmıYOT- İ

Genç insanlar işleri nlden kovuluyor.
lhtiyarlar “ooohhh bçgğ» biz kovulmadık” diye zil takıp oynuyor.

Baba gevrek gülüyor, ana kırkkıkırdıyor.

f’

ğrin sakasıolmazl

ünkü Hürri- IJDEVLEEN 759559395
‘ KÃVGA oı. Z-~

-Nasıl
ama? ı
Türkiye’nin resmidir.

i***

Çiller kaybetmeye, Demirel kazanmaya mahkûmdur.
“Anayasa” dediğimiz krupiye kağıtları öyle dağıtır, ruleti
öyle çevirir. El mahkûmdur.

Burası Türkiye…

Ergun Göknel
sekreterini sevdi, eşini boşadı, nafakanın (8 milyar) hesabı soruldu.

Kızı babasını sevmiyooo, babası
onu evlâtlıktan reddediyooo, ikisi beraber fotoğrafçılara “kahkahalarla” poz
veriyooooo, batıkların parası dönmüyooooo, giden gidiyoooo, Allah
uzun ömür versin, sağlar-sollar ve cemi
cümlesi bize kalıyooooo… ,

fotoğraf
l

/`///

l ÇILLER, DYP GRUBU’N
7

. nce 119’uncu maddeyi attın
Oortaya… “A ır ekonomik
h bunalım hîlerinde, ‘cum
uıbaşkanı başkanı ında t anan
Bakanlar Kurulu…, ğlağanilsptü hâl
ilan edebilir…”

Sonra 121’inci maddeyi gösterdin… “Olağanüstü hâllerde vatandaşlar için getirilecek mal
ve çalışma yükümlülüklennjçin ayrı ayrı geçerli olmak üzere, yönetim usûlleri Olağanüstü Hâl Kanunu’nca düzenlenir…”

“Ben devletin başı ım!” diyorsun… “Her şey ben en sorulur,
ben başkomutanım!” diyorsun.:
“Ben ayrıca icranın başıyım!” diyorsun… Olağanüstü hâl rejimine
hazırlanıyorsun…

“Olağanüstü hâl” sivil idaredir. Alternatifi, sıkıyönetimdir.
Ama, olağan dışı hâllerde, askeriye
yedimıez, yedirtmez…

Avrupa-Amerika-Asya üçgeninde “at yarışı” koşulur, koşturulur.

“Yanlış ata para basmak” diye
de bir şey var.

ç t
DA EŞINI SAVUNDU…

BAQÂAKAM &sini
vuuDu YA…
Havran MODA own

Erzurum gsnalınılaı
cıııera uuııenoııu

aşanamız “Dolara
dokunmayın
yarıarsınız!” dediydi.

Erzurum-hha’mızın
haberine göre, bu taahhüt
üzerine, Doğu Anadolu
esnafı panikledi. Ne yaptı?
Doğrusunu yaptı.

Başta lokantalar olmak
üzere, bir çok esnaf:
satış/arı dolara
endeks/erken lokanta sahil
Mustafa Alkan, bir gün
önce aldığı pirinç, fasulye,
sebze ve baharat/n ertesi
gün zam/andığını
belirterek, şöyle dedi:
”Bunu aylardan beri
müşterilere yansıtmamaya
çalıştım. Son zam
paketinde-n sonra
dayanacak gücüm kalmad
Günün koşullarına ayak
:If/durarak fîyatlarımızı

olara endeks/celik. Elli
yemekleri 50, tatlıları 25,
Iahmacunu 10 sent laışılrğ
Türk Lirası ‘ndan satınaya
başladı .”

Peki, “Gazoz çok
pahalılandı” diyen yetimöksüzlere, “Vallaaa, bir
daha zam olmayacak!”
diye söz veren başanamıza
tepki ne olur?

Hiç bilmiyorum.

Modaya uyup, kendi
kendime zırvalıyorum.

“Hiç anlamamak,
anladığını
zannetrnekten
iyıdır…”

(Publiljus Sbyrus,
M.O. 4 )